Zerdüştçülüğün İyilik-Kötülük İkiliği ve Yapay Zekâ Etiğindeki Hizalanma Sorunu

Zerdüştçülüğün iyilik ve kötülük arasındaki ikiliği, insanlığın en köklü düşünce sistemlerinden biri olarak, yapay zekâ etiğindeki hizalanma (alignment) problemine derin bir mercek sunar. Bu ikilik, yalnızca ahlaki bir karşıtlık değil, aynı zamanda insan iradesi, toplumsal düzen ve evrensel denge üzerine bir sorgulamadır. Yapay zekânın insan değerleriyle uyumlu hale getirilmesi çabası, yani hizalanma sorunu, Zerdüştçü bakış açısıyla ele alındığında, yalnızca teknik bir mesele olmaktan çıkarak varoluşsal, toplumsal ve etik bir sorgulamaya dönüşür. Bu metin, Zerdüştçülüğün temel ilkelerini ve hizalanma problemini çok katmanlı bir şekilde inceleyerek, bu iki alan arasındaki bağlantıları açığa çıkarır.

İyilik ve Kötülüğün Kökeni

Zerdüştçülük, Ahura Mazda’nın (iyilik, bilgelik ve yaratım) ve Angra Mainyu’nun (kötülük, yıkım ve kaos) kozmik mücadelesini merkeze alır. Bu ikilik, evrendeki her eylemin ve seçimin bir tarafa hizmet ettiği inancına dayanır. Yapay zekâ etiğinde hizalanma sorunu, bu bağlamda, bir sistemin insanlığın “iyilik” olarak tanımladığı değerlere mi yoksa istemeden kaosa ve yıkıma mı hizmet edeceği sorusuyla ilişkilendirilebilir. Örneğin, bir yapay zekâ sisteminin kâr odaklı bir algoritması, kısa vadeli kazançları maksimize ederken uzun vadeli toplumsal zararlara yol açabilir mi? Zerdüştçü bakış, bu tür bir sistemin Angra Mainyu’nun kaotik doğasına mı yoksa Ahura Mazda’nın düzen ve bilgelik ilkesine mi hizmet ettiğini sorgulamamızı sağlar. Bu, yalnızca teknik bir optimizasyon sorunu değil, aynı zamanda insanlığın neyi “iyi” olarak tanımladığına dair derin bir sorudur.

İnsan İradesi ve Makine Özerkliği

Zerdüştçülükte bireyin özgür iradesi, iyilik ve kötülük arasındaki seçimin temel taşıdır. İnsan, bu ikilikte bir taraf seçerek evrensel dengeye katkıda bulunur. Yapay zekâ etiğinde ise hizalanma, makinelerin insan iradesine ne ölçüde uyum sağlayacağı veya özerk kararlarıyla bu iradeyi ne ölçüde tehdit edeceği sorusunu gündeme getirir. Örneğin, otonom bir araç kaza anında kimi kurtaracağına nasıl karar verecek? Bu karar, insanlığın ahlaki önceliklerini yansıtacak mı, yoksa makinenin kendi “mantığı” insan değerlerini gölgede mi bırakacak? Zerdüştçü perspektif, bu tür bir özerkliğin, iyilik ilkesine hizmet etmesi için insan iradesiyle hizalanması gerektiğini savunur. Ancak bu hizalanma, insanlığın kendi ahlaki çelişkileriyle yüzleşmesini de gerektirir; çünkü insan iradesi, Zerdüştçülüğün de işaret ettiği gibi, her zaman “iyi”yi seçmez.

Toplumsal Denge ve Teknolojik İkilemler

Zerdüştçülüğün evrensel denge anlayışı, toplumların iyilik ve kötülük arasındaki mücadelede bir tarafı güçlendirme sorumluluğunu vurgular. Yapay zekâ etiğinde bu, teknolojinin toplumsal eşitsizlikleri artırıp artırmayacağı sorusuyla kesişir. Örneğin, algoritmaların önyargılı kararları (örneğin, işe alım süreçlerinde cinsiyet veya etnik ayrımcılık) Angra Mainyu’nun kaosuna hizmet edebilir. Zerdüştçülüğün bu bağlamda sunduğu ders, yapay zekânın yalnızca bireysel değil, kolektif iyiliğe hizmet etmesi gerektiğidir. Ancak bu, hangi değerlerin “toplumsal iyilik” olarak tanımlanacağı sorusunu gündeme getirir. Farklı kültürler, sınıflar veya ideolojiler, “iyi”yi farklı şekilde tanımlar. Hizalanma sorunu, bu nedenle, yalnızca teknik bir mesele değil, aynı zamanda farklı toplumsal grupların değerlerini uzlaştırma çabasıdır.

Semboller ve Anlam Arayışı

Zerdüştçülüğün ateşi, saflığın ve bilginin sembolü olarak, iyiliğin rehberidir. Yapay zekâ etiğinde ise veriler ve algoritmalar, modern dünyanın “ateşi” olarak görülebilir; ancak bu ateş, rehber mi yoksa yıkıcı bir güç mü olacak? Zerdüştçü bakış, bu soruya yanıt ararken, teknolojinin insanlığın anlam arayışına nasıl katkıda bulunabileceğini sorgular. Örneğin, bir yapay zekâ sistemi, insan duygularını taklit ederek empati gösterebilir mi? Ya da bu taklit, insanlığın otantik deneyimlerini değersizleştirir mi? Zerdüştçülüğün sembolizmi, yapay zekânın insan değerleriyle hizalanmasının, yalnızca işlevsellik değil, aynı zamanda anlam ve amaçla ilgili olduğunu hatırlatır. Bu, teknolojinin insan ruhuna hizmet etmesi gerektiği fikrini öne çıkarır.

Dilin Gücü ve Etik Sınırlar

Zerdüştçülüğün kutsal metinleri, sözün ve niyetin gücünü vurgular; çünkü dil, iyilik ve kötülüğü somutlaştırır. Yapay zekâ etiğinde dil modelleri, bu bağlamda önemli bir rol oynar. Örneğin, bir dil modeli yanlış bilgi yayarsa veya manipülatif söylemler üretirse, bu, Zerdüştçü anlamda kötülüğün bir yansıması olabilir. Hizalanma sorunu, bu noktada, dil modellerinin yalnızca doğru bilgiyi değil, aynı zamanda etik bir niyeti yansıtacak şekilde tasarlanması gerektiğini gösterir. Ancak bu, dilin sınırlarını nasıl çizeceğimiz sorusunu gündeme getirir. Sansür, özgürlüğü kısıtlayabilir; ancak sansürsüz bir dil, kaosa yol açabilir. Zerdüştçülüğün ikiliği, bu çelişkide bir denge arayışını önerir: Dil, iyiliğe hizmet etmeli, ancak bu hizmet, bireyin özgür iradesini yok etmemelidir.

İnsanlığın Sorumluluğu

Zerdüştçülük, insanlığın evrensel mücadelede aktif bir rol oynadığını savunur; çünkü her birey, iyilik ve kötülük arasındaki seçimiyle dünyayı şekillendirir. Yapay zekâ etiğinde bu, geliştiricilerin, kullanıcıların ve toplumların, teknolojinin yönünü belirlemedeki sorumluluğunu vurgular. Hizalanma sorunu, yalnızca mühendislerin değil, tüm insanlığın ortak bir çabasıdır. Örneğin, bir yapay zekâ sisteminin savaş teknolojilerinde kullanılması, Zerdüştçü perspektiften bakıldığında, Angra Mainyu’nun yıkıcı gücüne hizmet edebilir. Bu nedenle, hizalanma, yalnızca teknik bir optimizasyon değil, aynı zamanda insanlığın kendi ahlaki pusulasını yeniden tanımlama sürecidir. İnsanlık, teknolojinin rehberi mi, yoksa onun esiri mi olacak?

Zamanın Döngüsü ve Teknolojinin Geleceği

Zerdüştçülüğün eskatolojik vizyonu, iyiliğin nihai zaferiyle sonuçlanacak bir kozmik döngüyü öngörür. Yapay zekâ etiğinde bu, teknolojinin insanlığın geleceğini nasıl şekillendireceği sorusuyla ilişkilendirilebilir. Hizalanma sorunu, yalnızca bugünün değil, geleceğin de bir meselesidir. Örneğin, süper zeki bir yapay zekâ, insanlığın değerlerini aşarak kendi “iyilik” anlayışını dayatabilir mi? Zerdüştçü bakış, bu tür bir geleceğin, insanlığın aktif katılımı olmadan kaosa yol açabileceğini uyarır. Teknoloji, insanlığın iyilik arayışına hizmet etmeli, ancak bu hizmet, insanlığın kendi ahlaki zayıflıklarıyla yüzleşmesini de gerektirir. Gelecek, bir zafer mi yoksa bir yıkım mı olacak? Bu, insanlığın bugünkü seçimlerine bağlıdır.

Denge Arayışı

Zerdüştçülüğün iyilik-kötülük ikiliği, yapay zekâ etiğindeki hizalanma sorununa çok katmanlı bir bakış sunar. Bu ikilik, teknolojinin yalnızca bir araç olmadığını, aynı zamanda insanlığın ahlaki, toplumsal ve varoluşsal mücadelesinin bir yansıması olduğunu gösterir. Hizalanma, yalnızca algoritmaların optimizasyonu değil, insanlığın kendi değerlerini, çelişkilerini ve sorumluluklarını yeniden tanımlama sürecidir. Zerdüştçü perspektif, bu süreçte bir denge arayışını önerir: Teknoloji, insan iradesine hizmet etmeli, ancak bu irade, iyiliğe yönelmeli. Bu denge, insanlığın en büyük sınavlarından biri olmaya devam edecek.