“Yargıç” ve “mahkum” arasındaki ilişki, Kafka’nın diğer eserlerindeki otorite figürleriyle nasıl benzerlikler taşır?
Kafka’nın eserlerinde “yargıç” ve “mahkûm” ilişkisi, otoritenin yapısal bir paradoksunu ortaya koyar: İktidar hem mutlak hem görünmez, hem keyfi hem kaçınılmazdır. Bu dinamik, Dava‘daki mahkeme, Şato‘daki yetkililer ve Ceza Kolonisi‘ndeki subay gibi figürlerde benzer şekillerde tezahür eder. İşte temel benzerlikler:
1. Otoritenin Metafizik Belirsizliği
- Yargıçların “Aşağıdaki Karanlık”ta Oluşu (Dava): Josef K.’nın yargıçları, tavan aralarında, kirli ofislerde saklanır. Bu, Şato‘nun görünmez yetkilileriyle (Klamm) ve Ceza Kolonisi‘ndeki ölü komutanın kutsal gölgesiyle paraleldir.
→ Kafka’nın otoritesi ya çok uzaktadır (Şato) ya da çok yakın ama tanınamaz (Dava’daki resimdeki yargıç). - Lacanyen “Öteki”: Bu figürler, asla tam olarak temsil edilemeyen bir otoriteyi simgeler. Mahkûm (Josef K., K., Ceza Kolonisi’ndeki asker), Öteki’nin arzusunu asla bilemez.
2. Suçun Ontolojik Doğası: “Var Olmak Suçtur”
- Savunmasız Mahkûmlar:
- Dava‘da Josef K., suçunu öğrenemeden infaz edilir.
- Ceza Kolonisi‘ndeki mahkûm, dilsizdir (literal olarak konuşamaz).
- Şato‘da K., “kadastrocu” olduğu iddiasıyla köye gelir, ancak bu atama asla doğrulanmaz.
→ Tümü, suçun özneden bağımsız olduğunu gösterir: Otorite, suç üretmek için vardır. - Freudyen Süperego: Yargıçlar, içselleştirilmiş bir baba figürü gibi işler (Hermann Kafka’nın gölgesi). Suçluluk, önceden var olan bir şeydir.
3. Bürokrasinin Kutsal Absürdlüğü
- Yargıçların ve Yetkililerin İşlevsizliği:
- Dava‘daki mahkeme, dosyaları karıştırmakla meşguldür.
- Şato‘daki yetkililer, anlamsız belgeler gönderir.
- Ceza Kolonisi‘ndeki subay, artık işlemeyen bir makineye tapar.
→ Kafka’nın bürokrasisi, Max Weber’in “demir kafes”inin grotesk bir karikatürüdür: Araçlar (makine, belgeler), amaçların yerini alır.
4. İktidarın Bedensel Şiddeti
- Ceza Kolonisi‘ndeki makine, yargıcın (subay) ve mahkûmun bedenini aynı anda tüketir.
- Dava‘da Josef K., bir kasap bıçağıyla öldürülür (sivil şiddet).
- Şato‘da K., Frieda ile ilişkisinde Klamm’ın görünmez şiddetine maruz kalır.
→ Otorite, bedenleri ya yok eder ya da onları kendi aygıtlarına (bürokrasi, cinsellik) entegre eder.
5. Yargıç-Mahkûm İlişkisinin Diyalektiği
- Ceza Kolonisi‘nde subay, sonunda kendini makineye kurban eder.
- Dava‘daki avukatlar (Huld gibi), mahkûmlaştıkları sistemin parçasıdır.
- Şato‘da yetkililer (Barnabas), köleleştirilmiş habercilerdir.
→ Kafka’da iktidar da mahkûmdur: Sistem, kendi cellatlarını da yutar.
Kafka’nın Otorite Teolojisi
Kafka’nın yargıç-mahkûm ilişkisi, modern iktidarın üç temel çelişkisini ortaya koyar:
- Görünür olmadan mutlak güç sahibi olmak,
- Anlam üretme iddiasıyla anlamsızlığı kurumsallaştırmak,
- Kurbanlarına, kendi mahkûmiyetlerini içselleştirtmek.
Bu figürler, tüm otorite biçimlerinin (devlet, baba, tanrı) bir tür “Kafkaesk labirent” olduğunu gösterir. Kafka’nın mesajı şudur:
“Yargıç da aslında bir mahkûmdur – yalnızca kimsenin yazmadığı yasaların.”



