Boethius’un “Felsefenin Tesellisi” adlı eserinde talihi neden değişken olarak görür?
Boethius, Felsefenin Tesellisi (Consolatio Philosophiae) adlı eserinde, Fortuna’yı (talih veya şans) değişken ve kararsız bir güç olarak tasvir eder. Bunun temel nedeni, insan hayatındaki dışsal ve geçici nimetlerin (zenginlik, iktidar, şöhret, bedensel hazlar vb.) istikrarsız ve güvenilmez olmasıdır. Boethius, bu görüşünü şu şekilde temellendirir:
1. Fortuna’nın Doğası:
- Fortuna, antik ve Orta Çağ düşüncesinde bir tanrıça veya kozmik bir ilke olarak betimlenir. Boethius’a göre, onun en belirgin özelliği değişkenliğidir. Tıpkı dönen bir çark gibi, yükselten de alçaltan da odur. Bu nedenle, insanların talihleri sürekli değişir; bugün mutlu olan biri yarın felakete sürüklenebilir.
- Felsefe, Boethius’a Fortuna’nın bu değişkenliğinin kaçınılmaz olduğunu hatırlatır. Çünkü dünyevi nimetler, insan iradesinin dışında gelip gider.
2. Dışsal Nimetlerin Aldatıcılığı:
- Boethius, eserinde gerçek mutluluğun dış koşullara bağlı olmadığını vurgular. İnsanlar zenginliğe, güce veya şöhrete tutunursa, Fortuna’nın çarkı onları mutlaka düşürecektir. Çünkü bunlar geçici ve kontrol edilemezdir.
- Örneğin, eserdeki ünlü alegoride Felsefe, Boethius’a şöyle der: “Fortuna’nın size verdiğini sandığınız her şey aslında onundur; istediği anda geri alır.”
3. Felsefi Teselli ve Değişmeyen Hakikat:
- Boethius, Fortuna’nın değişkenliğini bir felsefi uyanış aracı olarak kullanır. İnsanın gerçek mutluluğu araması için, dışsal talih oyunlarına değil, akıl, erdem ve Tanrı’ya yönelmesi gerekir.
- Felsefe, ona sabit ve ebedi olanın (Tanrı’nın düzeni, ahlaki değerler, ruhun ölümsüzlüğü) peşinden gitmeyi öğütler. Böylece, Fortuna’nın çarkından etkilenmeyen bir iç huzura kavuşulabilir.
4. Kader ve Özgür İrade Bağlamında:
- Boethius, Fortuna’nın değişkenliğini ilahi providensya (tanrısal öngörü) ile kontrast halinde sunar. Talih, insanın kontrol edemediği kaotik bir güçtür, ancak Tanrı’nın mutlak adaleti ve düzeni altında bile anlamlıdır.
- İnsan, özgür iradesiyle erdemli bir yaşamı seçerek Fortuna’nın etkisinden kurtulabilir. Çünkü gerçek mutluluk, dış koşullarda değil, ruhun dinginliğindedir.
Özetle:
Boethius, Fortuna’yı değişken olarak göstererek, okuyucuyu fani olanın peşinde koşmaktan vazgeçmeye ve ebedi hakikatlere yönelmeye davet eder. Ona göre talih, insanı sınayan bir sınavdır; asıl bilgelik ise onun oyunlarına kapılmamaktır. Bu tema, Stoacılık ve Hristiyan teolojisinin bir sentezi olarak okunabilir.
“Talihin lütfuyla övünme; kaybettiğin her şey senin değildi zaten. Sahip olduğun tek şey, değişmeyen erdemindir.” (Consolatio Philosophiae, II. Kitap)