Nasıl Yazmalı? Zülfü Livaneli

Yüzyıllar boyunca yazarları üslup kadar uğraştıran başka bir sorun olduğunu sanmıyorum. Hikâye, karakterler, betimlemeler… Hepsi hazır olduğu zaman bile cevap verilmesi gereken büyük bir soru kalıyor ortada: Nasıl yazmalı? Hangi üslubu benimsemeli? Biçim ne olmalı?

Kahraman bakış açısıyla mı, gözlemci bakış açısıyla mı, yoksa hâkim bakış açısıyla mı anlatmalı?

“O” diyerek üçüncü tekil şahıs mı kullanmalı, yoksa kahramanın ağzından “Ben” diye mi yazmalı? Gerçi Oscar Wilde, André Gide’e “Birinci tekil şahıs kullanarak yazılamaz” diyor ama böyle yazılmış birçok başyapıt mevcut.

Üslup konusuna en çarpıcı biçimde yaklaşan yazar Stendhal olmuş. Diyor ki: “En iyi üslup, zabıt kâtibinin üslubudur.”

Romanlarıyla Balzac’tan Tolstoy’a kadar birçok yazarı etkilemiş olan Stendhal’in bu görüşü hiç yabana atılmamalı.

Çünkü edebiyat bir laf ebeliği değil, insan ruhunun derinliklerine ulaşma sanatı. Bunu yapmak için gevezeliğe, süslemelere, halkın küçük görmekte haklı olduğu biçimde “edebiyat yapma”ya hiç gerek yok. Bu olsa olsa “ucuz roman” (pulp fiction) türünün bir özelliğidir.

Edebiyat Mutluluktur
Zülfü Livaneli
Doğan Kitap