Kategori: Jacques Derrida

Aristoteles ve Spinoza’nın Demokrasi Anlayışlarının Sosyolojik Karşılaştırması ve Derrida Perpektifinden Bir Okuma

Toplumun Temel Dinamikleri Aristoteles’in demokrasi anlayışı, Antik Yunan’ın polis merkezli dünyasında kök bulur. Ona göre, toplum bir organizma gibidir; her birey, polisin işleyişinde belirli bir role sahiptir. Demokrasiyi ideal bulan Aristoteles, bu rejimi orta sınıfın erdeme dayalı katılımıyla en iyi şekilde işler görür. Orta sınıf, ne zenginlerin açgözlülüğüne ne de

OKUMAK İÇİN TIKLA

Derrida’nın Mirası ve Klinik Psikolojide Hikaye Yazımı

Yazının Arkeolojisi: Derrida’nın Kavramı Jacques Derrida’nın “yazı” kavramı, dilin ve anlamın sabitliğini sorgulayan bir felsefi bıçak gibidir. Yazı, onun gözünde, yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda anlamın sürekli ertelendiği, çoğullaştığı ve çözüldüğü bir sahnedir. Logocentrizmi eleştiren Derrida, sözün üstünlüğünü değil, yazının akışkanlığını yüceltir; çünkü yazı, bireyin kendi varoluşsal anlatısını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kürasyonun ve Différance’ın Kesişiminde Kimlik: Özgürlük Tiyatrosu mu, Tüketim Tuzağı mı?

Kürasyonun Maskeli Balosu Popüler kültür, bireye kimlik inşa etme sürecinde bir vitrin sunar: sosyal medya platformları, moda akımları, müzik listeleri ve sinematik anlatılar, bireyin “özgün” bir benlik yaratması için bir araç kutusu gibi görünür. Ancak bu vitrin, bir balo salonundaki maskeler gibidir; her biri özenle seçilmiş, küratörler tarafından düzenlenmiş ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Différance ve Popüler Kültürde Kimliğin Sembolik İnşası

Jacques Derrida’nın différance kavramı, anlamın sabitlenemeyen, sürekli ertelenen ve farklılaşan doğasını işaret eder. Popüler kültürün sembolleri, kürasyon pratikleri ve bireyin kimliğinin harita gibi sembolize edilmesi, bu bağlamda hem bir sabitleme çabası hem de kaygan bir zemin sunar. Sembollerin Çifte Oyunu: Sabitleme ve Kayganlık Popüler kültürün sembolleri—markalar, logolar, ikonlar—bireyin kimliğini bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Popüler Kültürün Kimlik İnşası: Différance’ın Dekonstrüktif İzleri

Popüler kültür, bireyin kimliğini bir dizi alegorik çerçevede yeniden inşa ederken, Derrida’nın différance kavramı bu çerçevelerin sabitliğini sorgular ve anlamın sürekli ertelenmesini, kaymasını vurgular. Kimlik, popüler kültürün kürasyon pratikleri aracılığıyla bir labirent, tiyatro ya da kutsal metin gibi metaforik yapılarda şekillenir; ancak différance, bu yapıların hiçbirinin nihai bir anlam ya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kadın ve Fallus: Lacan ile Derrida Arasında Bir Çatışma

Jacques Lacan’ın “kadın” kavramını fallus merkezli tanımlaması ile Jacques Derrida’nın ikili karşıtlıkları yapısökümüne uğratma projesi, felsefi düşüncenin derinliklerinde bir gerilim yaratır. Bu gerilim, yalnızca dil ve anlamın sınırlarını değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyetin, kimliğin ve öznelliğin nasıl inşa edildiğini sorgular. Lacan’ın fallus odaklı sembolik düzeni, anlamın hiyerarşik bir yapıda sabitlenmesini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cinsiyet Kimliklerinin Simgesel ve Anlamsal Uçurumları: Lacan, Derrida ve Butler’ın Tartışmaları

Cinsiyet kimlikleri, insan varoluşunun en karmaşık ve çok katmanlı meselelerinden biridir. Jacques Lacan’ın simgesel düzen anlayışı, Jacques Derrida’nın anlamın ertelenmesi fikri ve Judith Butler’ın performatif cinsiyet teorisi, bu konuyu farklı düzlemlerde ele alarak hem bireysel hem de toplumsal boyutlarını sorgular. Bu metin, Lacan’ın sabitlik arayışını, Derrida’nın anlamın sürekli kaçışını ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kimliğin Aynaları ve Mozaiği: Popüler Kültürde Différance’ın İzleri

Popüler kültür, bireyin kimliğini inşa etme ve sunma sürecinde hem bir ayna hem de parçalanmış bir mozaik gibi işler. Jacques Derrida’nın différance kavramı, anlamın sabitlenememesi, sürekli ertelenmesi ve farklılaşması üzerinden kimlik kürasyonunu karmaşık bir oyuna dönüştürür. Aynanın Çatlağı: Popüler Kültürde Kimlik Sunumu Popüler kültür, bireyin kimliğini bir ayna gibi yansıtır;

OKUMAK İÇİN TIKLA

Böceğin Adı ve Dilin Kayganlığı

Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı eserinde Gregor Samsa’nın bir sabah “böcek” olarak uyanması, Jacques Derrida’nın yapısöküm felsefesi bağlamında dilin anlam üretme süreçlerindeki kırılganlığı ve belirsizliği gözler önüne serer. “Böcek” kelimesi, yalnızca fiziksel bir varlığı değil, aynı zamanda toplumsal, ahlaki ve bireysel kimliklerin çöküşünü ifade eden bir simge olarak işler. Derrida’nın “fark”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Göbeklitepe, Karahantepe ve Çatalhöyük: Anadolu’nun İlk Yerleşimlerinin Mezopotamya ile Dansı ve Derrida’nın Yapısöküm Merceği

Anadolu’nun kadim toprakları, insanlığın ilk yerleşimlerinin sahnesi olarak tarih sahnesine çıkarken, Göbeklitepe, Karahantepe, Çatalhöyük ve Nevala Çori gibi merkezler, yalnızca taş ve toprak değil, aynı zamanda insanlığın anlam arayışının, mitolojik haykırışlarının ve toplumsal düşlerin izlerini taşır. Bu yerleşimler, Mezopotamya’nın bereketli hilaliyle kurdukları ilişkiyle, insanlığın ilk büyük sorularını sorar: Toplum nasıl

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kürasyonun Estetik Labirenti: Popüler Kültür, Kimlik ve Différance

1. Estetik Proje Olarak Kimlik: Popüler Kültürün Kürasyon Makinesi Popüler kültür, bireylerin kimliklerini bir estetik proje olarak yeniden inşa eder; Instagram, TikTok ya da Pinterest gibi platformlar, bireyleri kendi imajlarını kürate etmeye, bir “marka” gibi sunmaya iter. Bu, bir antropoljik ritüel gibi işler: birey, kendisini bir sanat eseri olarak kurgular,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Blade Runner’da İnsanlık Sınırında: Deckard’ın Kimlik Krizi ve Felsefi Yankılar

Kimliğin Yapıbozumu: Deckard ve Derrida’nın İzindeRick Deckard’ın Blade Runner’daki varoluşsal bocalaması, bir insan olarak mı yoksa bir replikant olarak mı tanımlanacağı sorusu, Jacques Derrida’nın yapıbozum felsefesiyle derin bir bağ kurar. Derrida, sabit anlamların ve ikiliklerin (insan/makine, özne/nesne) çözülmesi gerektiğini savunur; çünkü bu kategoriler, birbirine bağımlı ve geçirgendir. Deckard’ın kimlik krizi,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Popüler Kültürün Kürasyon Dansı: Différance ve Kimlik İnşasının Tarihsel Seyri

Popüler kültürün kürasyonu, insanlığın anlam arayışının sahnesinde bir ayna gibidir; hem yansıtır hem de kırılır. Jacques Derrida’nın différance kavramı, anlamın sürekli ertelenmesini, sabitlenememesini ve bağlamlar arasında kaymasını ifade eder. Bu, kimlik inşasının da temel dinamiğidir: Kimlik, sabit bir öz değil, kültürel kürasyonun akışkan, çelişkili ve çok katmanlı süreçlerinde şekillenir. 20.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Normların Dekonstrüksiyonu: Derrida’nın Farklılık Kavramıyla Aile ve İlişki Normlarını Sorgulamak

Toplumun Normatif Aygıtları ve Farklılık Kavramı Jacques Derrida’nın différance kavramı, anlamın sabit olmadığını, sürekli ertelenen ve farklılıklarla inşa edilen bir süreç olduğunu öne sürer. Toplumun “normal” ilişki ve aile yapısını dayatan normları, bu bağlamda, sabit bir hakikat gibi sunulsa da, différance üzerinden sorgulandığında, bu normların tarihsel, kültürel ve ideolojik kurgular

OKUMAK İÇİN TIKLA

Simgesel Düzen: Öznenin İnşası ve Özgürlüğün Sınırları

Simgesel Düzenin Temelleri: Lacan’ın Özne Oluşumu Jacques Lacan’ın simgesel düzeni, bireyin dil, toplumsal normlar ve semboller aracılığıyla özne haline geldiği alanı tanımlar. Dil, bireyi bir özne olarak konumlandırır; çünkü insan, konuşmaya başladığı anda “ben” diyerek kendisini semboller dünyasına yerleştirir. Lacan’a göre, simgesel düzen, bireyin bilinçdışını yapılandıran bir ağdır; bu ağ,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Göbeklitepe ve Yapısöküm: Anlamın Sonsuz Oyunları

Anlamın Kırılgan Kumaşı Jacques Derrida’nın yapısöküm felsefesi, anlamın sabit bir kaya gibi değil, su gibi akışkan ve ele avuca sığmaz olduğunu öne sürer. Göbeklitepe’nin taşlarına kazınmış semboller, bu bağlamda, yalnızca bir dönemin dini ya da toplumsal mesajlarını taşımaz; her bakışta yeniden doğar, her yorumda başka bir yüzünü gösterir. Bu semboller,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanatın Anlam Arayışı: Derrida, Adorno ve Jung Üzerinden Bir Keşif

Metnin Sabitlenemez Doğası Jacques Derrida’nın dekonstrüksiyon teorisi, metinlerin sabit bir anlam taşımadığını, anlamın sürekli ertelendiğini ve bağlama göre kaydığını savunur. Sanat eserleri, bu bağlamda, izleyicinin öznel deneyimiyle yeniden inşa edilen, çok katmanlı birer metin olarak ortaya çıkar. Bir tablo, bir şiir ya da bir müzik parçası, yaratıcısının niyetinden bağımsız olarak,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Popüler Kültürün Tarihsel Evrimi ve Différanceın Kimlik İnşasındaki Yansımaları

Popüler kültür, tarih boyunca bireylerin ve toplulukların kimliklerini inşa etme, sorgulama ve yeniden şekillendirme süreçlerinde bir ayna, bir sahne ve bir çatışma alanı olmuştur. Jacques Derrida’nın différance kavramı, anlamın sabitlenememesi, sürekli ertelenmesi ve farklılaşması fikriyle, popüler kültürün kürasyonundaki tarihsel dönüşümleri ve kimlik inşasının kaygan zeminini anlamak için güçlü bir mercek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Göbeklitepe’nin Sembolleri: Derrida’nın Yapısökümüyle Anlamın İzinde

Sembollerin Yazıya DönüşümüGöbeklitepe’nin taşlarına kazınmış hayvan figürleri, soyut işaretler ve geometrik desenler, bir “yazı” ya da gösterge sistemi olarak okunabilir mi? Derrida’nın perspektifinden bakıldığında, bu semboller, sabit bir anlamı dayatan bir dil olmaktan çok, anlamın sürekli ertelendiği ve çoğullaştığı bir göstergeler ağıdır. Yazı, Derrida için, yalnızca kelimelerle sınırlı değildir; herhangi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Popüler Kültür, Mitoloji ve Différance: Kimliğin Kürasyonu ve Köksüzlüğü

Popüler kültür, bireylerin kimliklerini mitolojik anlatılarla şekillendirme çabası ve différance kavramının bu anlatıları çözündürme potansiyeli arasında karmaşık bir gerilim yaratır. Jacques Derrida’nın différance kavramı, anlamın sabitlenemeyen, sürekli ertelenen ve farklılaşan doğasını ifade ederken, popüler kültürün kürasyon pratikleri, bireyleri ya mitolojik bir köken arayışına ya da différanceın köksüzlüğüne yönlendirir. Popüler Kültürün

OKUMAK İÇİN TIKLA