Kategori: Politik Psikoloji

Popüler Kültürün Hiyerarşik Kürasyonu: Différance ve Dekonstrüksiyonun Işığında

Différance ve Anlam Hiyerarşilerinin Dekonstrüksiyonu Derrida’nın différance’ı, anlamın sabit bir hiyerarşiye oturamayacağını gösterir; bir işaret, diğerine gönderme yapar ve bu zincirde hiçbir “merkez” yoktur. Popüler kültür kürasyonunda, trendlerin seçilmesi bir hiyerarşi yaratır: Örneğin, bir dans videosu “viral” olurken, bir politik içerik gölgede kalır. Ancak différance bu hiyerarşiyi dekonstrüksiyona uğratır. “Popüler”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tüketim Çarkında Anlamın Kayboluşu: Différance ve Popüler Kültür

Anlamın Sabitlenemeyen Akışı Derrida’nın différance’ı, anlamın asla tam bir bütünlük kazanamayacağını, sürekli başka işaretlere ve bağlamlara gönderme yaparak ertelendiğini söyler. Popüler kültürde kürasyon, bu akışı bir tüketim motoruna dönüştürür. Bir markanın viral kampanyası, örneğin bir spor ayakkabının “sınırsız özgürlük” vaadiyle tanıtımı, anlamı sabit bir değere oturtmaya çalışır gibi görünse de,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Popüler Kültürün Metinlerarası Döngüsü: Différance ve Kürasyonun Dansı

Metinlerarasılık ve Différance’ın Kesişimi Derrida’nın metinlerarasılık kavramı, hiçbir metnin kendi başına var olmadığını, her zaman başka metinlerin izlerini taşıdığını öne sürer. Différance ise bu izlerin sabit bir anlam üretmesini engeller; anlam, işaretler arasındaki farklılaşma ve erteleme yoluyla sürekli değişir. Popüler kültürde kürasyon, bu iki kavramın kesişim noktasıdır. Örneğin, bir şarkı

OKUMAK İÇİN TIKLA

İktidarın Öznesi ve Jung’un Kendiliği: Özgürleşmenin Sınırları

Foucault’nun İktidar Anlayışı: Özne, İktidarın Ürünü mü? Michel Foucault, özneyi iktidarın bir ürünü olarak görür. İktidar, bireyi yalnızca kısıtlamaz; aynı zamanda onu inşa eder. Eğitim, tıp, hukuk gibi kurumlar aracılığıyla birey, belirli bir öznellik formuna zorlanır—itaatkâr, üretken, disiplinli. Foucault’ya göre, modern toplumda özne, iktidarın gözetim ve normlaştırma mekanizmalarının bir sonucudur.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eşzamanlılık ve Episteme: İktidarın Rasyonel Sınırlarını Aşmak

Foucault’nun Episteme: Tarihsel Bilgi Düzeni Michel Foucault, epistemeyi bir dönemin bilgi sistemlerini şekillendiren tarihsel bir çerçeve olarak tanımlar. Bu sistemler, rasyonel söylemlerle desteklenir ve iktidar tarafından korunur; örneğin, bilimsel bilgi, tıp veya hukuk, belirli bir dönemin epistemik düzenine gömülüdür. Foucault’ya göre, bu düzenler zamanla kopuşlarla değişir, ancak her zaman bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Heterotopyalar ve Arketipler: Toplumun Bastırılmış Rüyaları

Foucault’nun Heterotopyaları: Öteki Mekânlar Michel Foucault, heterotopyaları toplumun alışılagelmiş mekanlarından ayrılan, farklı anlamlar ve işlevler taşıyan alanlar olarak tanımlar. Hapishaneler, müzeler, hastaneler, bahçeler—bu mekanlar, toplumun hem düzenini hem de çelişkilerini yansıtır. Heterotopyalar, bir ayna gibi işler: Toplumun bastırdığı, ötelediği ya da idealize ettiği şeyleri görünür kılar. Foucault’ya göre, bu mekanlar,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Panoptikon ve Gözetleyen Baba: İktidarın Psişik Yansıması

Foucault’nun Panoptikonu: Görünmez Gözetimin İktidarı Michel Foucault, Panoptikon’u modern iktidarın sembolü olarak tanımlar. Jeremy Bentham’ın tasarladığı bu mimari yapı, mahkûmların her an gözetlenebileceği hissini uyandırarak onları kendi kendilerini disipline etmeye zorlar. Merkezi bir kuleden gelen görünmez bir bakış, bireyleri sürekli bir denetim altında tutar. Foucault’ya göre, bu yapı sadece fiziksel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Büyük Anne Arketipi ve Devlet: İnfantilizasyonun Gölgesinde

Jung’un Büyük Anne Arketipi: Koruyucu ve Yutucu Güç Carl Gustav Jung, Büyük Anne arketipini hem koruyucu hem de yutucu bir figür olarak tanımlar. Bu arketip, bireyin bilinçdışında annenin sıcak sığınak hissiyle birlikte, bağımlılığı ve yutulmayı da barındırır. Psişik düzeyde, Büyük Anne, güven ve emniyet sunarken aynı zamanda bireyi olgunlaşmaktan alıkoyan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bireyleşme ve Neoliberal Öznelik: Direnişin Psişik ve Politik Boyutları

Foucault’nun Modern Öznesi: İktidarın Ürünü Michel Foucault, modern öznenin iktidar mekanizmaları tarafından inşa edildiğini savunur. Birey, neoliberal düzenin bir parçası olarak, sürekli üretken, rekabetçi ve tüketici bir kimliğe zorlanır. Kapitalizm, öznelliği bir mal gibi paketler: İş dünyasının “başarılı girişimcisi”, sosyal medyanın “mükemmel bireyi”. Foucault’ya göre, bu kimlikler özgür bir seçim

OKUMAK İÇİN TIKLA