Kategori: Zahit Atam

Yeni sağın yükselişi ve sanat-2 – Zahit Atam

Avrupa geneline bakıldığında, Neo-Nazizm denilen hareketler ya da yetersiz liberal sosyolojinin adlandırması ile aşırı-sağ hareketlerin sosyo-ekonomik tabanına bakıldığında ne görüyoruz? En önemli sorulardan birisi bu. 1990’da Yeni Dünya Düzeni ilan edildiğinde, Liberal saldırı doruk noktasında iken, Marksizm’i çağdışı bir ideoloji ilan etmeye çalıştılar. Büyük ve etkili bir saldırı ile Marx’ı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Neo-Nazizmin yükselişi ve modern sanatın sorumlulukları-3 – Zahit Atam

Birkaç yıl önce The Cut filmini çekti Fatih Akın. Kendisiyle söyleşileri okursanız göreceksiniz ki, filmi Western formatına taşıdığını anlatıyor, hemen ardından da Westernleri çok sevdiğini belirtiyor. Bakıyoruz tarihe, Alman Sinemacılar Alman Kültürü hakkında neler demişler? Wim Wenders diyor ki, “our subconcios is colonized by Americans”, yanisi diyor ki “Bizim bilinçaltımız,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Amerikan sağının yükselişi ile 68 Kuşağı’nın yenilgisi…-4 – Zahit Atam

Savaş sonrasında Amerika çok sancılı bir ülke haline geldi: McCarthy’cilik denilen şey, bir tür kendisi ayyaş, aklı çalışmaz ve uçkurunda, ikiyüzlü, kısacası tam anlamıyla Victoryen bir zihniyete sahip kesimin açıkça sivil topluma saldırısıdır. Bu saldırı o kadar köklü ve esaslı biçimde toplumu dönüştürmeye çalıştı ki gençliği kapsaması imkânsızdı. Niçin imkânsızdı?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Neoliberalizmin sanatının toplumsal kökenleri… – Zahit Atam

Aşırı sağın yükselişinin toplumsal nedenleri var. Bunların içinde insanlığın yaşadığı akıl tutulmasının esastan bir payı var. Dünya genelinde aydınlar büyük oranda toplumlar için artık geçmişteki kadar önemli değiller. Aydınların toplumun üzerindeki gölgesi yeterince daraldı. Hatta aydının topluma nüfuz edebilmesi için bir perde gibi medya araya giriyor. Hal böyle olunca, aydınlar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Reel Sosyalist Ülkelerde Sanat Meselesi: Sansür! – Zahit Atam

Bu işin başlangıcı 1917 Ekim Devrimi sonrasında başlar, dünya ve insanlık ilk kez Marksizm’e dayandığını söyleyen bir sosyalist devrim ile karşılaşıyordu. Sosyalist ülkenin kurulmasından sonra ütopyaların birbiriyle yarıştığı, herkesin kendi kafasındaki hayali sol ve bilim adına savunduğu bir durum ile karşılaştık. Başladılar Proletkült masalına. Onlara göre Çarlık dönemindeki sanat burjuva

OKUMAK İÇİN TIKLA

Devrimden sonra sanat üzerine… -7 – Zahit Atam

Ekim Devriminden sonra sanat üzerine tartışmalar, hemen hemen İç Savaşın sonrasında başlar. 1921 yılından sonra Yeni Ekonomi Politikasının uygulanmaya başlamasıyla, Sivil hayat yeniden canlandı ve toplum yeniden Savaş Öncesi dönemdeki ekonomik düzeye doğru ilerlemeye başladı. Aynı yıllarda ilk canlanan sanat tiyatro oldu, bir sürü avant-garde sahnelemeler büyük ilerlemeler gösterdi, özellikle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sovyet Sinemasının genel nitelikleri üzerine-8 – Zahit Atam

Sovyet Sinemasının genel özellikleri içinde en belirgin olanı: Dinamik kurgudur. Kurgunun bütün dünya sinemasında ilk teorisyenleri ve ilk farklı uygulayıcıları Sovyet Sinemacıları idiler. Daha sonra modern dönemde sanatsal üretimde en kritik özellik haline gelecek nitelik olarak kurgunun kaşifi olma şerefi onlara aittir. Bu kurgunun en önemli özelliği iki farklı plan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Avrupa Sanatının Kendi Köklerinden Kopuş Nedenleri? Ya Biz? – Zahit Atam

Avrupa Uygarlığı bir soyutlama olarak var, genel olarak Batılı Düşünceyi kuranlar olarak anlaşılıyor, ama aynı uygarlığın felsefi kökenlerine baktığımızda, siyasal olarak o felsefi ön-varsayımları, hedefleri ve idealleri yıktıklarını görmekteyiz. Bunun sanata yansımasına baktığımızda ne görüyoruz? Avrupa Sanatı toplum olma ve uygarlık olma bilincini kaybettikleri zaman, sanatın kendisi bireysel bir yaratım

OKUMAK İÇİN TIKLA

Barışa Selam Olsun: 2018 Barış Getirsin! – Zahit Atam

Bu ülkede kendimi bildim bileli barış özlemi içinde yaşadım. Kendimi bildim bileli de bu ülkenin tarihinde yer alacak insanların ülkede “baş” olmak için silaha davrandığını ve kan dökerek bir şeyler kurmaya çalıştıklarını gördüm. Paradoksun çözümü nedir bilemiyorum, ama Türkiye’de bu kadar çok kan dökülmesinin nedeni, bu kadar çok sahte kurtarıcının

OKUMAK İÇİN TIKLA

Barışı savunmak neden bu kadar kritik! – Zahit Atam

İnsanların arasındaki düşmanlıklar, ötekileştirmeler ve elbette ki nefret suçları büyük oranda kendi yetersizlikleri ve birbirlerine karşı hasetlerinden çıkıyor, kifayetsiz muhterisin hırsı ile çekemeyen insanın yok etme arzusu büyük oranda ‘fena eylemlerin’ başlangıç noktasıdır. Tarihimizdeki yıkıcı eylemlerin başlangıç noktalarına doğru ilerlediğimizde gördüğümüz en önemli şey ‘fake-kahraman’ olma sevdasıyla başlıyor. Bu da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Barış gelmedikçe insanlar birbirini yemeye devam edecek! – Zahit Atam

Türkiye’de insanların birbirleriyle tartışmayı bilmediklerini artık kabul edelim. Bunun en temel nedenlerinden birisi insanların “çok bilmesi”, hatta her şeyi bilmesi! İnsan her şeyi bilebilir mi? Elbette ki hayır! Ama bizim solcularımızda ve İslamcılarımızda gördüğümüz temel özellik nedir? Her şeyi biliyor gibi her şeyin üzerine aynı şablonu oturtmaları! Peki liberallerimizin özelliği

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yıllar geçtikçe sanat kötümserleşiyor! – Zahit Atam

Sanatçılarımızın büyük bölümü artık siyaseten emekli oldular. O kadar büyük bir geri çekilme oldu ki sonuçta hayatın karşısında tavırsız gibi yaşıyorlar. Sinemamız ve tiyatromuz halkla bağlarını kopardıkları için, daha çok da halk içinde etkileri çok düşük olduğu için “toplumcu” değiller, onun yerine yeni bir birey icat ettiler, tabii yerseniz. Avrupa’da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Estetik ve Özgürlük üzerine…!-1 – Zahit Atam

(Zafer Diper’e yanıt…) Genel olarak estetiğin özgürlüğe götürdüğü, özgürlük mücadelesine ise estetiğin yakıştığı söylenir… İyi ama doğru mu bu? Tarih boyunca gezinirsek bunun böyle olmadığını görüyoruz! Estetik ile özgürlük mücadelesi aynı şey değil ve özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra, faşizm net biçimde yenilgiye uğrayınca, siyasal-toplumsal karar alma mekanizmalarından da net

OKUMAK İÇİN TIKLA

Estetik ve ahlâk – Zahit Atam

Günlerden bir gün, sene daha 70’lerin başı iken Chomsky ile Foucault oturmuşlar insan doğası üzerine dertleşiyorlarmış, nedense millet de onları seyrediyormuş, bu arada aralarında moderatör denilen birisi de varmış. Dertleri nasıl olmuş ise gelmiş insan niye mücadele eder konusuna ilişmiş. Chomsky demiş ki insan özgürleşmek ister, daha iyi koşullarda çalışmak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Estetik ve ruhsal yoksulluk… – Zahit Atam

İnsanların çoğu ruhen yoksuldur, bu yoksulluğun ardında yatan ise bu insanların aynaya baktıklarında kendilerini görememeleridir. Kendi suretini çıplak göremeyen insanın sanatçı olması mümkün değil, insan içini anlatıyorsa kendisi olabilir, sanatı olabilir ve kendini keşfedebilir. Bu konuda Fellini’nin söylediği şey çok basit ve doğru idi: “Bütün sanat otobiyografik niteliklidir; inci istiridyenin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Refah, sanatçı ve estetik – Zahit Atam

Batı ile Doğu arasındaki en temel farklılıklardan birisi, Doğu’da toplumun refah oranı düşük olduğu için sanatçıların geçim kaynakları bulma konusunda çektiği kısıtlar ve geçinmek için sanatından verdiği ödünler meselesidir. Doğulu uyanıklar, kısacası Cem Yılmaz filmlerinde canlandırdığı avantacılar –bu arada Cem Yılmaz’ın kendisi de bir avantacıdır- sanat diye yaptıkları eserleri müşteriye

OKUMAK İÇİN TIKLA