Cennet İle Cehennemin Evliliği

Cennet ve Cehennemim EvliliğiBu yüzden yitiğiz biz
Başka bir suçtan değil, tek cezamız
Umutsuz bir özlemle birlikte yaşamamız
Dante – Cehennem

Bazı birliktelikleri açıklamak için çok çok gerilere gitmek gerekiyor. Cennet ile Cehennem’in birlikteliği için başvurulacak ilk kaynak kitap hangisi olabilir? Tespit etmek zor. Cennet ile Cehennem bir birliktelik içerisindeler mi sahiden öncelikle bunu belirlemek gerekiyor belki de! Riskli, kişiden kişiye değişen, yoruma açık bir konu.

Dante, William Blake, Aldous Huxley, Shouphenoure, Saramago, Pessoa…vb birçok yazar – şair sayılabilir konuyla ilgili kitapları bulunan, ki cennet ile cehennemin birlikteliği her yazar aklında farklı bir anlatımla tanımlanmıştır. Tanımlanagelmiştir de denebilir. Peki hangi yazar, hangi kitap? Her okuyan ve yazan ve düşünen ve nihayetinde bir töz ortaya çıkaran akıl ilk olarak kendi kişisel aklın bir tez gibi ortaya koyar diyebilir miyiz? Cennet ile Cehennem birlikteliği… Olabilir mi böyle bir birliktelik?

Ayrıntı Yayınları tarafından yayınlanan William Blake kitabı Cennet ile Cehennemin Evliliği toplam yirmi yedi levhadan oluşuyor. Tabii ki gerçekten de levhalara basılmış bir kitap değil fakat olsaydı ilginç olurdu çünkü 1790-93 yılları arasında sadece levhalar üzerine oyularak yazılmış bir kitaptan, bir kaynaktan bahsediyoruz. Kitabın sol sayfalarında orijinal levha basımlarını görürken sağ sayfalarda çevirileri (İngilizceden Çeviren: Burhan Sönmez) okuyabiliyoruz.

Levhaların yazılma hikayesi bir birliktelikle; evlilikle noktalanan bir birliktelikle başlıyor. William Blake, Catherine ile tanıştığında yirmi beş yaşındaydı. Cennet ile Cehennemin Evliliği’ni, levhalara oyularak basılan şiir ve resimleri birlikte boyadılar. Çiftin hayatı en az levhalara yazılanlar kadar ilginç. Blake on yaşına kadar okula gidebilirken Catherine, Blake ile evlenirken imzasını ‘X’ olarak atar. Blake levhaları yazarken Catherine’e okuma yazmayı da öğretecektir. Böylelikle çift ilk kaynak kitaba imzalarını atacaklardır aslında.

William Blake levhalarda şeytanlardan, meleklerden, iyiden, kötüden, cennetten, cehennemden, Tanrı ile Şeytan’dan, Tanrı ile İnsan’dan, ruhun hazlarından, bedenden, Milton’dan, Tevrat’ın Yehova’sından, İncil’den, İsa’dan, ebediyeti kucaklayan düşlerden bahseder.

En dikkat çekici levhalar “Cehennem Özdeyişleri” başlıklı yetmiş adet veciz sözün sıralandığı levhalardır.

Tohum zamanı öğren, hasat zamanı öğret, kışın eğlen.
Arzulayıp da harekete geçmeyen kişi melanet üretir.
Suyu seveni nehre daldır.
Budalanın gördüğü ağaç, bilge insanın gördüğüyle aynı değildir.
Ölü beden akmaz yaraların intikamını
En yüce iş önüne bir diğerini koymaktır.
Budala budalalığında ısrar etseydi bilge olurdu.
Üzüntünün aşırısı güler, Sevincin aşırısı ağlar
Cesarette zayıf olan kurnazlıkta güçlüdür.

Ve birkaç tanesini yazdığım bu yetmiş adet veciz sözde beni en etkileyeni;

Kadının çıplaklığı Tanrı’nın eseridir.

Levhaların farklı zamanlarda yapılmış dokuz ayrı gravür nüshası günümüze ulaşmıştır. Blake kendi zamanının egemen düşünce kalıbının dışına çıkmış, dini kurumları eleştirmiş, her tür devrimi desteklemiş, bu yüzden çağdaşları tarafından bile ‘meczup’ olarak nitelenmiş bir şairdi.

En son levhaya yazdığı “Koro” bölümünü şu cümleyle bitiriyordu Blake

Çünkü yaşayan her şey Kutsaldır

Aynur Kulak
08.07.2016 http://kitapeki.com/

Kitabın Künyesi
Cennet ile Cehennemin Evliliği
Yazar: William Blake
Çeviri: Burhan Sönmez
Türü: Şiir
Sayfa Sayısı: 77 Sayfa
Basım Tarihi: Nisan 2016
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları

TANITIM BÜLTENİ
İngiliz şair (1757-1827), ressam ve gravürcü. Romantik Çağ’ın önemli isimleri arasında yer aldı. Çok sayıda şiir kitabı yazıp resimledi. Bir yanda dinsel tahakkümü diğer yanda akılcı egemenliği karşısına alarak, hayal gücüne bağlı bir anlayışa yaslandı. Filozof-şair olarak anılırken, delilik ile deha arasındaki sınırda yaşadı, aynı sınırın ilhamıyla üretti. Kendi çağının en sarsıcı fikirlerini sahiplendi. Fransız Devrimi, kadın özgürlüğü ve ırk eşitliği gibi pek çok konuda özgürlükçü tavır takındı. Lirizmin doruğuna çıktı, felsefenin derinlerine indi, çoğu yerde bu ikisini bütünleştirdi. Dante, Milton gibi büyük şairler katında yaşadı ve hakkında şöyle dendi: “Bu gariban adamın deli olduğuna kuşku yok. Ama onun deliliğinde öyle bir şey var ki, Lord Byron veya Walter Scott’un akıllılığından daha çok ilgi çekiyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir