Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’nın kahramanı Raskolnikov, fransız “entelektüel katil” Lacenaire mi?

Sessizin PayıSanat ilhamını bazen doğrudan hayattan alır. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’nın kahramanı Rodion Romanoviç Raskolnikov’u, on dokuzuncu yüzyılın ilk yansında Fransa’da yaşamış “entelektüel katil” Pierre François Lacenaire’den yola çıkarak yarattığı düşünülür. Bir tüccarın oğludur Lacenaire; hukuk okumak için Paris’e gelmiş, babasının işleri bozulunca okulu bırakmak zorunda kalmıştır. Şair, yazar ve hırsızdır. Bir dergide yayımlanan “Hapishaneler ve Fransız Ceza Sistemi” adlı yazısında, hapishanedeki gözlemlerinden hareketle Fransız ceza sistemine saldırır. 1834’te bir banka kuryesiyle yaşlı annesini öldürür.

Bu acemice işlenmiş cinayet Lacenaire’e umduğu parayı getirmez. Ama mahkemedeki savunması onu Paris ‘te bir efsaneye dönüştürür. Suçunu pişmanlık duymadan itiraf etmiş, toplumsal adaletsizliğe karşı bir başkaldırı olduğunu söyleyerek cinayetin arkasında durmuştur. Hücresini Victor Hugo ve Theophile Gautier gibi yazarları ağırladığı bir edebiyat salonuna, mahkeme salonunu yargıçlara meydan okuduğu bir gösteri mekanına dönüştü­rür. Kendini savunmuyor, mahkemeyi suçluyordur. Evet, elim kana bulandı, ama tıpkı sizinkiler gibi. 1836’da giyotine götürülürken bile herhangi bir pişmanlık belirtisi göstermez.

Lacenaire ‘in bir anti-kahramana dönüşmesinde dönemin romantik yazarlarının payı büyüktür. Dostoyevski bunlardan biri değildir; ama Lacenaire davasına o da ilgi duymuştur. 1 861-62 yıllarında çı­kardığı gazetede Lacenaire ‘in hikayesini romanlarda anlatılanlardan çok daha ilginç bulduğunu yazar. Bu sözler, dört beş yıl sonra yayımlanacak olan Suç ve Ceza’nın Lacenaire davasından etkilenerek yazılmış olabileceğini düşündürür. Gerçekten de sanat hayatı taklit etmiş gibidir: Raskolnikov da St. Petersburg’a hukuk okumak için gelir; o da parasızlık yüzünden okulu bırakır; o da yetenekli bir yazardır.
Bir dergide yayımlanan “Suç Üzerine” adlı yazısı onun da hukuka olan derin inançsızlığını yansıtır. Sonunda o da acemice sayılabilecek bir cinayet işler. Yaşlı tefeci Alyona İvanova’yla kız kardeşi Lizaveta’yı öldürür; kadınların dairesinden üç yüz küsur rubleyle birkaç mücevher alır.

Gerçekle kurgu arasındaki temel fark hikayenin sonuna ilişkindir. Lacenaire suç ortakları tarafından ihbar edildiği için yakayı ele verir; Raskolnikov cinayetten on iki gün sonra aleyhinde hiçbir delil yokken kendi isteğiyle polise teslim olur. Onu idama değil, Sibirya’ da kürek mahkumluğuna yollayacaktır Dostoyevski. Vicdan azabı­ na, çile çekmeye, bir kefaret ve yeniden diriliş öyküsüne. Ama finaldeki Dostoyevski dokunuşuna rağmen benzerlikler çarpıcıdır.
İkisi de yetenekli, ihtiraslı, ama önleri tıkanmış gençlerdir. İkisi de hukuka meraklı, ama yasaya inançsızdır. İkisi de yargının karşısına bir “kopuş stratejisi”yle dikilir. Lacenaire ölene kadar, Raskolnikov romanın son sayfalarına kadar.

Nurdan Gürbilek

YUKARIDAKİ BÖLÜM KİTAPTAN ALINMIŞTIR. DAHA FAZLA OKUMAK İÇİN KESİNLİKLE KİTABI OKUMANIZI ÖNERİYORUZ.

Kitabın Künyesi
Nurdan Gürbilek
Sessizin Payı
Yayınevi : Metis Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 152
Baskı Yılı: 2015

Kavramlara edebiyatın içinden bakan denemelerden oluşuyor Sessizin Payı. “Adalet”i Dostoyevski’nin, “vicdan”ı Tolstoy’un, “merhamet”i Orhan Kemal’in, “utanç”ı J. M. Coetzee’nin, son yılların vazgeçilmez “kutuplaşma”sını Peyami Safa’nın penceresinden okuyan denemeler. Edebiyat yapıtlarıyla “dışarısı” arasında sert geçişlerle ilerleyen, kitap sayfalarıyla şehrin sokakları, duruşma salonları, tarihin yıkıntıları arasında gidip gelen yazılar.

İki sorunun cevabını arıyor Gürbilek. Birincisi: Sessizin – henüz konuşmayanın, konuşma imkânı olmayanın, artık konuşamayacak olanın- el konulmuş payını geri alabilir mi yazı? İkincisi: Yazarlar konuşamayanlar adına da konuştuklarına inanmak ister. Ama yazının da bir sessizi vardır. Sessizin payına bu kez kendisi el koymadan var olabilir mi yazı?
(Tanıtım Bülteninden)

İçindekiler
Giriş: Manzara ve Patikalar 11
Suç ve Ceza Raskolnikov, Klaus Barbie, Kenan Evren 19
Yanlış Hayat Tolstoy’un Vicdanı 45
Yoksulluk Lekesi Orhan Kemal’in Çocukları 61
Fatih-Harbiye, Son Durak – Büyük Yarılma 83
Orpheus Çıkmazı Yazı Neyi Kurtarır? 107

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir