Get Out Filminde Irkçılık ve Kimlik: Fanon’un Sömürgecilik Sonrası Teorisi ve Du Bois’in Çifte Bilinç Kavramıyla Bir Analiz

Irkçılığın Sömürgecilik Sonrası Çerçevedeki Yeri

Get Out, ırkçılığı bireysel ve sistemik düzeyde ele alarak, sömürgecilik sonrası kimlik teorisiyle örtüşen bir anlatı sunar. Sömürgecilik sonrası teori, egemen güçlerin azınlık gruplar üzerinde kurduğu tahakkümü ve bu tahakkümün bireylerin kimlik algılarındaki etkilerini inceler. Filmde, Chris’in beyaz bir ailenin evine konuk olması ve yaşadığı mikro-saldırılar, ırkçı yapıların bireyi nasıl nesneleştirdiğini gösterir. Sömürgeci söylem, ötekileştirilen bireyi kendi kimliğinden uzaklaştırarak onu egemen kültürün bir yansıması haline getirmeye çalışır. Chris’in yaşadığı deneyimler, bu teorinin temel argümanlarından biri olan kimlik erozyonunu ve özne-nesne ikiliğini açıkça ortaya koyar. Film, ırkçılığın yalnızca açık şiddet biçimleriyle değil, aynı zamanda günlük etkileşimlerdeki örtük önyargılarla da kendini gösterdiğini vurgular.

Batık Yer ve Çifte Bilincin Kesişimi

“Batık yer” metaforu, filmde Chris’in bilinçaltına hapsolduğu bir zihinsel alanı temsil eder ve çifte bilinç kavramıyla güçlü bir bağ kurar. Çifte bilinç, bireyin kendi kimliğini hem kendi gözünden hem de egemen toplumun ona dayattığı bakış açısıyla algılaması durumudur. Chris, beyaz toplumun ona yüklediği stereotiplerle mücadele ederken, kendi benliğini koruma çabası içindedir. Batık yer, bu ikiliğin görselleştirilmiş bir biçimidir; Chris’in kendi bilincinde özgürce hareket etme yeteneği kısıtlanırken, dış dünyanın ona dayattığı kimlik ön plandadır. Bu metafor, bireyin kendi öz kimliğini koruma mücadelesini ve toplumsal baskıların bireyi nasıl bir iç çatışmaya sürüklediğini gösterir. Chris’in batık yerden çıkışı, bu çifte bilinçten sıyrılarak kendi özne konumunu geri kazanmasının bir sembolü olarak okunabilir.

Toplumsal Yapıların Birey Üzerindeki Etkisi

Film, ırkçılığın birey üzerindeki etkilerini yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda toplumsal düzlemde de ele alır. Sömürgecilik sonrası teori, toplumların tarihsel olarak şekillenen güç dinamiklerini ve bu dinamiklerin bireylerin kimlik algılarını nasıl biçimlendirdiğini inceler. Get Out’ta, beyaz elitlerin Chris’in bedenini ve zihnini kontrol etme arzusu, sömürgeci zihniyetin modern bir yansımasıdır. Bu durum, bireyin özerkliğini tehdit eden sistemik yapıların bir eleştirisidir. Çifte bilinç, bireyin bu yapılara karşı koyarken yaşadığı içsel gerilimi açığa çıkarır; Chris, hem kendi kimliğini korumaya çalışır hem de toplumun ona dayattığı rolleri anlamaya zorlanır. Film, bu gerilimi, bireyin kendi varoluşunu yeniden tanımlama sürecinde karşılaştığı engeller üzerinden işler.

Kimlik ve Özerklik Mücadelesi

Get Out, bireyin kimlik ve özerklik arayışını, sömürgecilik sonrası teori ve çifte bilinç kavramlarıyla harmanlayarak güçlü bir şekilde sunar. Chris’in hikâyesi, ırkçılığın bireyi nesneleştirme çabalarına karşı bir direniş öyküsüdür. Batık yer metaforu, bireyin kendi bilincine hapsolmasını ve bu hapisten kurtulma çabasını temsil eder. Film, ırkçılığın birey üzerindeki etkilerini yalnızca yüzeysel bir eleştiriyle değil, aynı zamanda derin bir psikolojik ve toplumsal analizle ele alır. Chris’in nihai zaferi, sömürgeci tahakkümün ve çifte bilincin zincirlerinden kurtularak kendi özerk kimliğini yeniden inşa etmesinin bir yansımasıdır.