Narcissus ve Sosyal Medya

Narsisizm ve sosyal medyada beğeni alma arasındaki ilişki, insan ruhunun derinliklerinde yatan özsaygı arayışı, benlik algısı ve dış dünyanın onayı arasındaki karmaşık dansın bir yansımasıdır. Mitolojik figür Narkissos, kendi yansımasına âşık olup sudaki görüntüsüne dalarak kendini kaybetmişti. Günümüzün dijital aynası olan sosyal medya da bireyin benliğini sergilediği, hayranlık aradığı ve kendini yeniden inşa ettiği bir sahne sunar. Beğeni, bu sahnede alkış; retweet ya da paylaşım ise yankılanan bir övgüdür.

Narsisist eğilimler, kişinin benlik değerini dışsal doğrulama üzerinden tanımlama ihtiyacıyla şekillenir. Sosyal medya, bu ihtiyacı adeta bir laboratuvar gibi besler. Her beğeni, bir dopamin dalgasıdır; ruhun anlık bir tatminle dolup taşması, ancak bu tatmin çoğu zaman geçicidir. Narsisist kişi, beğenilerin sayısıyla kendi değerini ölçer; her bir kırmızı bildirim, benliğinin bir parçası haline gelir. Bu, Narkissos’un göle bakarken hissettiği hayranlığın modern bir biçimidir: Kendi yarattığı imajına âşık olmak, ama bu imajın sürekli başkalarının gözünden onaylanması gerekliliği.

Fakat bu ilişkinin gölgesinde bir tehlike yatar. Sosyal medyada beğeni, narsisizmin hem yakıtı hem de tuzağıdır. Beğeniler azaldığında ya da beklenen tepki gelmediğinde, narsisist benlik bir boşlukla karşılaşır. Bu, Narkissos’un gölde kendi yansımasını göremediği an gibidir; benlik, dış dünyanın aynası olmadan dağılır, kaygı ve değersizlik hissiyle sarsılır. Sosyal medya, narsisist eğilimleri olan birey için bir bağımlılık döngüsü yaratır: Sürekli paylaşım, sürekli onay arayışı ve bu arayışın asla tam anlamıyla doyurmaması.

Bu bağlamda, sosyal medya narsisizmi yalnızca büyütmez, aynı zamanda onu demokratikleştirir. Herkes kendi sahnesini kurar, herkes kendi yansımasını cilalar. Ancak bu yansıma, ne kadar beğeni alırsa alsın, ruhun derinliklerinde yatan gerçek benlikle yüzleşmekten kaçınır. Narkissos’un trajedisi, kendi gerçeğini görememesiydi; sosyal medyada beğeni peşinde koşan birey de, belki de, kendi özünü değil, yalnızca başkalarının gördüğü bir gölgeyi sevmektedir.