Otizmi Anlamanın Psikanalitik Kodları

Psikanalist Donald Meltzer’in Fikirleri ve Psikanlist W. R. Bion ile İlişkisi ; Meltzer ve Bion’un Otizme Yolculuğu”

D. Meltzer ve W.R. Bion’un çalışmalarını karşılaştırmak, Meltzer’ın otizme yaklaşımının büyük ölçüde Bion’un temel kavramları üzerine inşa edildiğini ve bu kavramları otistik durumların spesifik fenomenolojisini açıklamak için genişlettiğini ve derinleştirdiğini anlamayı gerektirir.

Meltzer’ın “Explorations in Autism” adlı eseri, bu ilişkiyi açıkça ortaya koyar, çünkü Meltzer, Bion’ın fikirlerini kendi klinik gözlemleri ve teorik çerçevesiyle harmanlar. Kitap, Meltzer’ın Bion’dan (ve aynı zamanda Klein ve Bick gibi diğerlerinden) önemli ölçüde etkilendiğini ve onun kavramlarını kullandığını gösterir.

İşte Meltzer ve Bion’un çalışmalarının karşılaştırılması, kaynaklardaki bilgilere dayanarak:

1. Temel Teorik Çerçeve ve Etkileşim:

  • Meltzer’ın Bion’a Borcu: Meltzer, çalışmalarında açıkça Bion’ın kavramlarına dayanır. Bion’ın alfa-işlevi, beta-elementler, konteyner/konteynır (containment), ortak duyu (common sense), Ps*-*D (perseküsyon-depresyon hareketi) ve K (Bilgi) gibi fikirleri, Meltzer’ın otistik zihniyeti anlamak için kullandığı temel yapı taşlarıdır [8, 9, previous response, 60, 61, 83, 85]. Meltzer’ın kendi ifadesiyle, Bion’ın ‘B’ bayrağını yeni keşif noktalarında bulduğu metaforu, Bion’ın teorik manzarasının Meltzer’ın araştırmaları için ne kadar merkezi olduğunu vurgular.

  • Meltzer’ın Spesifik Odak Alanı: Meltzer ve ekibinin çalışması, Bion’ın daha genel psikotik durumlar, düşünce oluşumu ve grup dinamikleri üzerine olan çalışmalarına karşılık, özellikle çocukluk otizminin benzersiz ve ilkel mekanizmalarına odaklanır. Meltzer, otizmi “tüm obsesyonel bozuklukların en ilkel” hali olarak görür ve bu durumdaki mekanizmaların obsesyonel işleyişin temelini aydınlattığını öne sürer.

2. Zihinsel Durumların ve İşleyiş Bozukluklarının Anlaşılması:

  • Alfa-İşlevi ve Beta-Elementler: Bion, deneyimi (duyumlar, duygular) düşünce için uygun hale getiren alfa-elementlerine dönüştüren alfa-işlevini tanımlar [previous response]. Bu işlevin yetmezliği, işlenemeyen, boşaltılmaya uygun beta-elementlere yol açar [previous response]. Meltzer bu kavramları otistik durumları açıklamak için kullanır. Gerçek Otistik Durum’daki “zihinsizlik” (mindlessness), büyük ölçüde alfa-işlevi yetmezliğinin bir sonucudur; duyusal deneyimler “duyusal olaylar” (sensual events) olarak kalır ve bütünleşemez [previous response].

  • Konteyner/Konteynır (Containment): Bion’ın konteyner kavramı, bir zihnin (genellikle anne/terapist) başka bir zihnin (bebek/hasta) işlenmemiş beta-elementlerini alıp, kendi alfa-işlevini kullanarak işleyip (konteynır işlevi) bebeğe sindirilebilir alfa-elementleri olarak geri döndürme kapasitesini ifade eder. Meltzer, otistik çocuklarda bu kapasitenin ciddi şekilde bozulduğunu, hatta objenin (anne/terapist) beta-elementleri alıp işleme kapasitesine (konteynır) güven eksikliğinin olduğunu ima eder. Tedavide terapistin, çocuğun parçalanmış deneyimlerini (“parçalarını”) alıp tutma (contained) ve işlemeye başlama rolü hayati önem taşır.

  • Ortak Duyu (Common Sense): Bion’ın “ortak duyu” kavramı, duyuların nesneleri zihinsel eylemler için çok yönlü bir şekilde algılamak üzere bir araya gelmesini sağlayan “dizeler” olarak tanımlanır. Meltzer, Gerçek Otistik Durum’da “pasif parçalara ayırma”nın (passive dismantling) tam da bu “ortak duyu” sistemini bozarak duyusal modaliteleri ayırdığını belirtir. Bu, objelerin çok boyutlu algılanmasını engeller.

3. Mekanizmalar ve Karakter Yapıları:

  • Parçalara Ayırma (Dismantling) ve Segmentlere Ayırma (Segmenting): Meltzer, otistik durumlara özgü iki temel mekanizma tanımlar: Gerçek Otistik Durum’daki pasif parçalara ayırma (passive dismantling) ve Post-Otistik Zihniyet’teki aktif segmentlere ayırma (active segmenting) . Pasif parçalara ayırma, zihinsel organizasyonun kendiliğinden dağılmasıdır. Aktif segmentlere ayırma ise, nesneleri bütünleşmelerini engelleyecek şekilde küçük, basitleştirilmiş parçalara ayırma işlemidir. Bu mekanizmalar, Bion’ın daha genel “bölme” (splitting) veya “yansıtmalı özdeşleşme” (projective identification) kavramlarından daha spesifiktir ve Meltzer’ın otistik durumların özgünlüğünü vurgulama çabasıdır.

  • Yansıtmalı Özdeşleşme (Projective Identification): Bion, yansıtmalı özdeşleşmeyi ilkel bir iletişim ve boşaltma biçimi olarak görür. Bebek, işleyemediği deneyimleri veya benlik parçalarını objeye (anneye) yansıtır. Meltzer, yansıtmalı özdeşleşmenin otistik durumlarda farklı biçimlerde işlediğini ima eder. Özellikle, yansıtmalı özdeşleşmenin “işe yaramazlığı” veya “başarısızlığı” otistik durumun temelinde yatabilir. Meltzer ayrıca, yansıtmalı özdeşleşmenin “istilacı” (invasive) yönlerini vurgular.

  • Yapışkan Özdeşleşme (Adhesive Identification): Esther Bick tarafından tanımlanan ve Meltzer tarafından otistik durumlarla ilişkilendirilen yapışkan özdeşleşme, Bion veya Klein’ın ana mekanizmalarından farklıdır. Bu, nesnelerin yüzeyine “yapışarak” dış görünüşlerini taklit etme eğilimidir ve Meltzer’ın iki boyutluluk kavramıyla yakından ilişkilidir. Bion’ın çerçevesinde doğrudan bir karşılığı olmasa da, Meltzer bunu bir tür “narsisistik özdeşleşme” olarak konumlandırır ve Bion’ın yansıtmalı özdeşleşmeyi konumlandırdığı yere paralel, ancak farklı bir boyutla (iki boyutluluk) ilişkili bir mekanizma olarak sunar. John’un yaprak süpürücü ile senkronize olması veya ağaçla sallanması bu tür bir yapışkan özdeşleşmeye örnektir.

  • Obsesyonellik: Meltzer, otizmi “en ilkel saplantısal bozukluk” olarak tanımlar. Post-Otistik Zihniyet’teki dar ilgi alanları ve organize tekrarlayıcı davranışlar, ilkel saplantı mekanizmalarının ifadeleridir. Bu, Bion’ın L, H, K (Sevgi, Nefret, Bilgi) dikey hatlarına odaklanma biçimiyle ilişkilendirilebilir. Meltzer, Piffle gibi çocukların obsesyonelliğini, Bion’ın K dikeyine (Bilgi) aşırı ve omnipotens temelinde bir odaklanma olarak görürken, Rat Adam gibi nevrotik obsesyonelleri L ve H dikeyine odaklanmış olarak karşılaştırır. Bu, bilginin “neden”inden çok “nasıl”ına odaklanan, duygudan ve anlamdan yoksun bir bilgi birikimine (idiot-savant eğilimi gibi) yol açar.

4. Boyutsallık (Dimensionality):

  • Meltzer’ın Özgün Katkısı: Bion’ın düşünce ve zihinsel işleyiş kavramlarını kullanırken, Meltzer, Bick’in çalışmalarından yola çıkarak “boyutsallık” kavramını (iki, üç ve dört boyutluluk) otistik ve narsisistik organizasyonları anlamak için merkezi bir parametre olarak ekler.
    • İki Boyutluluk: Yüzey odaklı, derinlikten yoksun deneyimdir ve yapışkan özdeşleşme ile ilişkilidir [229, 79, previous response]. Otistik durumun belirgin özelliğidir. Phillipa’nın “Resimler insanlar kadar iyi” demesi veya analistin fotoğrafını yansıtması bu iki boyutluluğu örnekleyebilir.
    • Üç Boyutluluk: Daha karmaşık içsel ve dışsal dünya algısını içerir ve Meltzer bunu yansıtmalı özdeşleşme ile ilişkilendirir.
    • Dört Boyutluluk: Zamanın tek yönlü algılanması ve içe yansıtmalı özdeşleşmenin (introjective identification) mümkün olduğu, gelişim vizyonunu barındıran bir zihinsel durumdur. Narsisizmle mücadelenin ve omnipotensin azalmasının bir sonucudur. Barry ve Piffle’ın bu boyuta ulaşma potansiyeli gösterdiği belirtilir.

5. Terapistin Rolü:

  • Konteyner Fonksiyonu: Hem Bion hem de Meltzer (ve ekibi), terapistin (veya annenin) işlenmemiş, acı veren zihinsel halleri alıp, işleyip geri döndürme kapasitesinin (konteynır işlevi) önemini vurgular. Timmy’nin, John’un, Barry’nin ve Piffle’ın vaka materyalleri, terapistlerin bu zorlu materyali nasıl tuttuklarını, yorumladıklarını ve çocuğun deneyimlerini daha işlenebilir hale getirmeye çalıştıklarını detaylandırır.

  • Karşı-aktarımın Kullanımı: Fordham, Bion’ın şizofreni vakalarının analizinde karşı-aktarımı bir yorum kaynağı olarak kullandığını belirtir. Meltzer’ın ekibi de, özellikle Timmy vakasında görüldüğü gibi, çocuğun anlaşılamayan davranışlarının terapistte uyandırdığı duyguları (sıkıntı, keder, yorgunluk, “yok olma” hissi) anlamak ve yorumlamak için kullanır. Bu, Bion’ın ve diğer Klein sonrası analistlerin karşı-aktarımı klinik çalışmada önemli bir araç olarak görme geleneğinin bir parçasıdır.

Özetle:

Meltzer, otistik durumların psikopatolojisini açıklamak için Bion’ın temel kavramlarını (alfa-işlevi, beta-elementler, konteyner, ortak duyu, K) güçlü bir şekilde kullanır. Ancak Meltzer, otizme özgü mekanizmalar (pasif parçalara ayırma, aktif segmentlere ayırma, yapışkan özdeşleşme) ve zihinsel işleyişin farklı seviyelerini tanımlamak için boyutsallık (iki, üç, dört) gibi yeni kavramlar ekleyerek Bion’ın çerçevesini genişletir ve spesifikleştirir. Meltzer’ın çalışması, Bion’ın teorik katkılarını en ağır erken gelişimsel bozukluklardan biri olan otizmin derinlemesine anlaşılmasına uygulaması ve bu süreçte kendi özgün içgörülerini sunması açısından önemlidir.

Kaynak : Donald Meltzer : Explorations in Autism