Psikiyatri ne demektir, nelerle uğraşır? Psikiyatri nasıl öğrenilir? Nasıl psikiyatri uzmanı olunur?
Psikiyatri sözcüğü Eski Yunanca kökenli bir sözcüktür. Büyük Yunan düşünürü Pithagoras (Pisagor) insan varlığının iki öğeden oluştuğunu ileri sürmekteydi. Bunlardan birine “soma”, öbürüne ise “psihe” adını veriyordu. Soma insanoğlunun bedensel varlığını, etini, kemiğini, kanını; psihe ise bu bedensel varlığa hayat veren, onu canlandıran, hareket etmesini, düşünüp tepki vermesini sağlayan gücü anlatmaktaydı. Bu görünmeyen varlığa verilen psihe adı, aslında Yunan alfabesinin iki harfinin, “psi” ve “he” harflerinin yan yana okunmasından oluşmaktaydı. Ve bu iki harf aynı zamanda sessiz okunuşlarından ötürü Yunanca “can” demek oluyordu. Böylece “psihe” kelimesi de “canın canı” gibi bir anlam taşımış oluyordu. Pithagoras’ın bu soma-psihe ayrımı, çok uzun binyıllar genel kabul gördü. Tektanrılı dinlerin ortaya çıktığı Ortadoğu da, aslında Yunan kültürünün çok güçlü etkisi altında bulunduğu için bütün tektanrılı dinler ve onlara bağlı düşünce akımları bu ayrımı temel kabul ettiler. Bilimler de bu temel düşünüşler üzerine kurulduğundan, insanın dışarıdan görülemeyen iç güç ve yetilerini inceleyen doğa bilimi dalına psikoloji dendi. Psikiyatri ise bunun hekimlik yanıdır ve sözcük, “psihe” ve gene Yunanca olan “iatros = hekim” sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Böylece “psihe-iatrie” de “ruh hekimliği” demek olmaktadır.
Özellikle tektanrılı dinsel temele dayalı düşünürler, “ruh hekimliği” kavramını yadsımakta, ruhun Tanrının bir yansıması ve uzantısı olduğunu, dolayısıyla da hasta olamayacağını ileri sürmektedirler. Bu sav, Roma Katolik Kilisesi’nde olduğu gibi, bugün de ileri sürülmektedir. Oysa söz konusu olan, “ruhsal” dediğimiz görüngülerin şu ya da bu şekilde alışılmadık ya da istenmeyen yönde sapmalarının tıbbi yöntemlerle ve hekimlerce düzeltilmesine çalışmaktır. Bu eylemin de din adamları tarafından yapılması gerektiği aynı çevrelerce ileri sürülmektedir ve gerçekten Katolik Kilisesi’nin bu amaçla bir örgütü de vardır.
Ruhsal bozukluklar genel adı altında toplanan bu sıra dışı durumlar, insanın zekâ, algılama, düşünme, yargılama, bellek ve dikkat gibi melekelerinde olabilecek bozulmalarla, genel olarak yönelim, tutum ve davranışlarındaki çevreye uymayan, genel olarak kabul görmeyen, hatta istenmeyen sapmalardır. Psikiyatri bilim dalından beklenen de, bütün tıp dallarında olduğu gibi, bu istenmeyen durumların giderilmesi, olmuyorsa azaltılması ve düzeltilmesi, bu da olamıyorsa en azından ilerlemesinin engellenmesi, hiçbirinin mümkün olmadığı durumlarda da o insanın sakat olarak kabulüyle yaşama koşullarının sağlanmasına çabalamak, çareler bulmak ve çareler geliştirmektir. Dünya Sağlık Örgütü bütün tıp dalları için bu hedefleri koymuştur. Psikiyatrinin ödevleri arasına bir de sağlığı koruma önlemlerini bulup uygulamaya çalışmak da eklenebilir.
Psikiyatrinin zorluğu ve temel sorunu, insanlardaki hangi davranışların normal, hangilerinin anormal olduğunu saptayabilmektir. Bunun için esas olarak psikoloji biliminden faydalanır. Çünkü psikoloji bilimi normal insan gelişmesini, insana özgü davranışları, insanın yeti ve yeteneklerini inceleyen bilimdir. Psikoloji bunun için hayvanları da inceler ve böylece insanoğlunun en önemli farklılıklarının bir dökümüne sahiptir. Fakat psikiyatriye verilen görev böyle objektif olarak saptanabilen alanlarla sınırlı değildir. Çoğu zaman toplum ve hukuk da istenmeyen tutum ve davranışları tespit ve ilan eder ve bunlara karşı önlemleri de psikiyatriden bekler. Oysa bu beklentiler her zaman doğanın doğrultusunda olmayabilir. Bu durumlarda psikiyatrinin görevi, topluma ve hukuka karşı insanı, bireyi korumaktır.
Psikiyatrinin altdalları da vardır. Çocukların ve gençlerin yaşlarına özel sorunlarını ele alan ve çareler arayan psikiyatri dalı çocuk ve genç psikiyatrisidir. Özellikle yatarak tedavi koşullarının farklı olmasından ötürü, yataklı kurumlarda eğer çocuk ve gençler de yatırılacaksa, en azından servislerin farklı olması zorunludur. Ancak özellikle çocukların yatırılarak tedavisi başlı başına bir sorundur ve tercih edilmemesi gerekir. Ayrıca çocuklar aile çevresinin dışında psikiyatrik sorunlar bakımından pek tedavi edilemezler. Genç dediğimiz buluğ çevresindekiler için de aynı şey söz konusudur. Dolayısıyla da çocuk ve gençlerin ancak ağır psikotik bozukluklarının servislerde tedavisinin düşünülmesi, onun dışında tedavinin ayaktan yürütülmesi uygundur. Türkiye’de de çocuk psikiyatrisi tamamen ayrı bir uzmanlık dalıdır. Ancak çocuklara ve gençlere özgü yataklı psikiyatri kliniği bulunmamaktadır. Sadece büyük bir psikiyatri hastanesi olan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde çocuklar için servisler ayrılmaya çalışılmıştır.
Aynı şekilde yaşlı kimselerin özgün psikiyatrik bozuklukları da vardır. Yaşlılar psikiyatrisi demek olan gerontopsikiyatri de özgün bir daldır. Ancak onların özgün kapalı kurumlarda tedavisi gibi bir zorunluluk yoktur. Sadece istenildiği zaman kapanabilen, yani giriş çıkışları kontrollü ayrı bir servis yeterli olur. Türkiye’de gerontopsikiyatri ayrı bir uzmanlık dalı değildir.
Psikiyatrinin bir başka özgün alanı da adli psikiyatridir. Ruhsal bozukluğu olan kimselerin hukuk sisteminde ayrı bir yeri vardır. Buna uygun olarak en azından büyük hastanelerde ayrı adli psikiyatri birimlerinin olması zorunluluktur. Nitekim Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde oldukça büyük bir adli psikiyatri bölümü vardır ve tam kapalı tutulması gereken tutuklular ve tedavi aşamasında olan hükümlüler onlar için ayrı kliniklerde yatırılmaktadır.
Psikiyatri hekimliğin bir uzmanlık dalıdır. Psikiyatri eğitimi görebilmek için önce altı yıl süren tıp eğitimini bitirmek, tıp doktoru olmak gerekir. Bundan sonra yurdumuzda geçerli olan yasa ve tüzüklere göre önce tıp doktorlarına özgü olan 30 aylık bir zorunlu hizmetin doktor olarak yapılması şarttır. Bu sırada ya da hemen öncesi ya da sonrasında başvurarak tıpta uzmanlık sınavı demek olan TUS’a girilir. Yeterli puan alındığında ve zorunlu hizmet de bitmişse, uzmanlık eğitimi başlar. Türkiye’de psikiyatri anabilim dalında eğitim veren kurumlar, Sağlık Bakanlığı’na bağlı birkaç hastane ve üniversite hastanesidir. Sağlık Bakanlığı TUS sınavı ardından hemen atama yapar. Fakat eğer ister ve kadro bulursanız, üniversite hastanelerine girebilirsiniz. Oralarda beş yıl uzmanlık eğitimi görülür. Bu eğitimin 8 aylık süresi nöroloji bölümünde rotasyon yani döngülü asistanlık yaparak, üç ayı da gene rotasyon şeklinde iç hastalıkları bölümünde geçer. Bu sırada sıfatınız asistan doktordur. Muayenehane açamaz, bağımsız olarak hasta bakamazsınız. Beş yılın sonunda bir tez hazırlanmış olur ve uzmanlık sınavına girilir. Başarılırsa psikiyatri uzmanı, resmi adıyla ruh hastalıkları ve sağlığı uzmanı olunur. Uzmanlığı kazandıktan sonra, gene 30 ay süren bir zorunlu hizmet süresi vardır. Bu hizmet ruh sağlığı kurumlarında yapılır. Bu tamamlandığında bağımsız olarak psikiyatri uzmanı olunmuş olunur. Türkiye’de psikiyatri uzmanı yetiştiren en önemli kurum Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’dir. Yurdumuzdaki psikiyatri uzmanlarının yarıdan çok daha fazlası buradan yetişmiştir.
Psikiyatri hizmetinde daha başka meslek ve uzmanlık mensupları da bulunmaktadır. Bir kere sinir hastalıkları uzmanlığı demek olan nöroloji ve onun cerrahi dalı olan nöroşirurji, psikiyatrinin kolay ayrılamayan yoldaşlarıdır. Ayrıca hizmette çok sayıda psikolog da çalışır. Psikoloji lise sonrası psikoloji bilim dalı bölümü bulunan üniversitelerde okunur. Genellikle dört yıl süren bu eğitim sonunda psikolog olunur. Ancak bir psikoloğun doğrudan doğruya bir psikiyatri kurumunda çalışması kolay değildir. Eğer kadro bulunursa ve giriş sınavlarını başarırsa psikolog olarak çalışmaya başlar. Bundan sonrası yurdumuzda çok ayrıntılı düzenlenmiş durumda değildir. Çoğu psikolog arkadaş bu aşamada bir üniversitede master programına katılmakta ve hatta doktora programları yürütmektedir. O zaman uzman psikolog ya da doktor psikolog olarak görevlerini sürdürürler. Ya da akademik kadrolara geçerler. Psikologların yanında psikolojik danışmanlık ve rehberlik eğitimi görmüş olanlar da vardır. Bazı durumlarda onlar da psikolog kadrolarında çalışırlar. Ayrıca ve özellikle çocuk servislerinde, eğitim bilimi demek olan pedagoji uzmanları da bulunmaktadır. Psikiyatri hemşireliği alanında eğitimli ve deneyimli hemşireler de bulunmaktadır. Bütün bu takımın başkanlığını psikiyatri uzmanı yürütür. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde bu elemanların hemen hepsi görevli bulunmaktadır. Diğer kurumlarda, kadro durumlarına göre bazı elemanlar eksik olabilir.
50 Soruda Psikiyatri
Ali Nahit Babaoğlu
Bilim ve Gelecek Kitaplığı


