Etiket: #Kierkegaard

Turgut Özben’in Varoluşsal Boşluğu ve Kierkegaard’ın Kaygı Kavramı

Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar romanındaki Turgut Özben karakterinin yaşadığı varoluşsal boşluk, Søren Kierkegaard’ın “kaygı” (angst) kavramıyla derin bir bağ kurar. Turgut’un iç dünyasındaki çalkantılar, modern insanın anlam arayışındaki çaresizliğini yansıtırken, Kierkegaard’ın kaygı fikri, bireyin özgürlüğü ve varoluşsal sorumluluğu karşısında hissettiği baş dönmesini ifade eder. Bu metin, Turgut’un boşluğunu Kierkegaard’ın kaygı kavramı

OKUMAK İÇİN TIKLA

İmanın Akıldışı Uçurumunda Kierkegaard’ın “Korku ve Titreme”si

Søren Kierkegaard’ın Korku ve Titreme adlı eseri, imanın akıl sınırlarını aşan doğasını derinlemesine sorgular. Eser, İbrahim’in oğlu İshak’ı kurban etme emrine boyun eğmesini merkeze alarak, insan varoluşunun en çetin sorularıyla yüzleşir. Kierkegaard, imanı akıl ve etik normların ötesine taşıyarak, bireyin Tanrı’yla ilişkisindeki mutlak yalnızlığı ve paradoksu vurgular. Bu metin, Korku

OKUMAK İÇİN TIKLA

İman Sıçraması ile Don Kişot’un Gerçeklikten Kopuşu: Bir Varoluşsal Karşılaşma

Kierkegaard’ın “iman sıçraması” kavramı, bireyin akıl ve mantığın sınırlarını aşarak mutlak bir teslimiyetle varoluşsal bir hakikate ulaşmasını ifade eder. Don Kişot’un gerçeklikten kopuşu ise, Cervantes’in kaleminden, hayallerle gerçeklik arasındaki çatışmanın tragikomik bir yansımasıdır. Bu iki kavram, insan varoluşunun anlam arayışında kesişir mi? Kierkegaard’ın iman sıçraması, rasyonel dünyanın ötesine geçerek ilahi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Anın Tuzakları ve Tarihin Silinmesi

Varlığın Anı ve Sosyal Medyanın Hızı Heidegger’in Dasein kavramı, insanın varoluşunu “dünyada olma” haliyle tanımlar; bir anın içinde, kendi varlığını sorgulayan, geçmişi ve geleceği bir arada taşıyan bir bilinç. Ancak sosyal medyanın anlık deneyim kültürü, bu varoluşsal derinliği bir tür yüzeyselliğe indirger. Ekranlarda kaybolan saniyelik hikayeler, anı yaşama baskısı ve

OKUMAK İÇİN TIKLA