Etiket: kültürel miras

Şahmeran: Yılanların Kraliçesinin Gizemi ve Anlamları

Köken ve Tanımlayıcı Özellikler Şahmeran, Türk, İran, Irak ve Kürt mitolojilerinde önemli bir yere sahip olan yarı insan, yarı yılan bir figürdür. Farsça “şâh” (kral) ve “mârân” (yılanlar) kelimelerinin birleşiminden oluşan Şahmeran, “yılanların şahı” anlamına gelir, ancak tüm anlatılarda dişi olarak tasvir edilir. Üst kısmı güzel bir kadın, alt kısmı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Satala Antik Kenti’nde Bulunan Kadın Mezarlarının Arkeolojik ve Bilimsel Anlamı

Satala Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kazılar, Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırındaki eşsiz bir lejyon kalesinde, 9 kadın, 4 erkek ve 3 çocuğa ait iskeletlerin bulunduğu 16 mezarın gün yüzüne çıkarılmasını sağlamıştır. Bu bulgular, Anadolu’daki arkeolojik çalışmalar arasında dikkat çekici bir yere sahiptir. Özellikle kadın iskeletlerinin narin yapısı, bilim insanlarını şaşırtmış ve geçmişteki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nesiller Arası Aktarım: Terapide Derin Bir Keşif

Nesil aktarımı, terapide bireylerin ailelerinden ve kültürlerinden devraldıkları inançlar, davranış kalıpları, duygusal tepkiler ve toplumsal normların incelenmesini ifade eder. Bu kavram, bireyin bugünkü kimliğini ve ruhsal dünyasını anlamak için geçmiş nesillerin etkilerini çözümlemeyi içerir. Terapide bu süreç, bireyin bilinçli ve bilinçdışı dünyasında köklü izler bırakan tarihsel, kültürel ve duygusal mirasların

OKUMAK İÇİN TIKLA

Truva Antik Kentinin Arkeolojik ve Kültürel Katmanları

Kuramsal Çerçeve Truva antik kenti, arkeoloji ve tarih disiplinlerinde kuramsal yaklaşımların şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Homeros’un İlyada destanındaki anlatılar, uzun süre mitolojik bir hikâye olarak değerlendirilmiş, ancak 19. yüzyılda Heinrich Schliemann’ın kazılarıyla Truva’nın fiziksel bir gerçekliğe sahip olduğu kanıtlanmıştır. Bu keşif, arkeolojide mit ve gerçeklik arasındaki ilişkinin sorgulanmasına yol

OKUMAK İÇİN TIKLA

Perge’nin Afrodit ve Eros Heykelleri: Roma Sanatının Çok Yönlü Yansımaları

Perge Antik Kenti’nde 2025 yılında keşfedilen Afrodit ve Eros heykelleri, Roma sanatının estetik, toplumsal ve kültürel katmanlarını anlamak için eşsiz bir pencere sunmaktadır. Bu heykeller, Roma İmparatorluk Dönemi’nin sanatsal üretimine dair teknik ve ikonografik zenginliklerin yanı sıra, dönemin dini, sosyal ve ideolojik dinamiklerini yansıtır. Afrodit ve Eros’un bir arada tasvir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Assos’un Sessiz Tanıkları: 2200 Yıllık Mozaik ve Anıt Mezarın Çağrısı

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde yer alan Assos Antik Kenti’nde, 2025 yılında ortaya çıkarılan 2200 yıllık mozaik ve 1800 yıllık anıt mezar, insanlık tarihinin derinliklerine bir pencere açıyor. Bu buluntular, yalnızca arkeolojik birer eser değil, aynı zamanda geçmişin toplumsal, sanatsal ve inanç sistemlerine dair birer anlatıcıdır. Helenistik döneme ait üç renkli, bitkisel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Athena’nın Simgeleri ve Anlam Dünyası

Athena, Antik Yunan mitolojisinin bilgelik, strateji, savaş ve sanat tanrıçası olarak çok katmanlı bir figürdür. Onun sembolleri, yalnızca mitolojik bir anlatının parçası değil, aynı zamanda insanlığın düşünsel ve kültürel evrimine dair derin anlamlar taşır. Bu metin, Athena’nın sembolleri olan baykuş ve zeytin dalını, onların kökenlerini, anlamlarını ve kültürel bağlamlarını bilimsel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Antik Mısır Piramitlerinde Öteki Dünya İnancı: Psikolojik Savunma Mekanizması mı?

Antik Mısır piramitleri, yalnızca mimari başyapıtlar değil, aynı zamanda insanlığın ölüm karşısındaki tutumunu anlamak için birer arkeolojik ve kültürel laboratuvardır. Öteki dünya inancı, firavunların ve elit tabakanın mezar odalarında somutlaşan bir düşünce sistemi olarak, ölümün kaçınılmazlığına karşı bireysel ve toplumsal bir tepki olarak değerlendirilebilir. Bu metin, bu inancın, modern psikoloji

OKUMAK İÇİN TIKLA

Antalya Hıdırlık Kulesi’nin 3.500 Yıllık Sütunlu Caddesi: Şehir ve İnsanlığın İzleri

Antalya’da Hıdırlık Kulesi yakınlarında keşfedilen 3.500 yıllık sütunlu cadde, şehir tasarımının insanlık tarihindeki evrimini anlamak için eşsiz bir pencere sunuyor. Bu yapı, sadece fiziksel bir yol değil, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve ekonomik dinamiklerin bir yansımasıdır. Arkeolojik buluntular, geçmiş uygarlıkların mekânsal organizasyon anlayışını, estetik değerlerini ve sosyal hiyerarşilerini gözler önüne

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karaman’ın Binbir Kilise Bölgesinde 2025 Yılı Keşifleri: Zamanın İzlerini Okumak

Karaman’ın Karadağ eteklerinde yer alan Binbir Kilise bölgesi, 2025 yılında arkeolojik yüzey araştırmalarıyla yeniden insanlığın dikkatini çekti. Bu bölge, Erken Hristiyanlık ve Bizans dönemlerinden kalma yapılarla dolu bir açık hava müzesi gibidir. 2025’te yapılan çalışmalar, bölgenin sadece dini bir merkez değil, aynı zamanda yoğun bir yerleşim alanı olduğunu ortaya koydu.

OKUMAK İÇİN TIKLA

İnsan ve Çevre: Sauer’in Kültürel Peyzajı ile Sürdürülebilirlik Perspektifi

İnsan-Doğa İlişkisinin Kökeni İnsanlık, varoluşundan itibaren çevreyle karmaşık bir ilişki geliştirmiştir. Carl O. Sauer’in kültürel peyzaj kavramı, bu ilişkiyi anlamak için güçlü bir çerçeve sunar. Sauer, 1925’te “The Morphology of Landscape” adlı çalışmasında, doğal çevrenin insan faaliyetleriyle şekillendiğini ve bu sürecin bir kültürel ürün olarak peyzajı ortaya çıkardığını öne sürer.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Caral Uygarlığının Peñico Keşfi: Zamanın Derinliklerinden Yükselen İzler

Antik Bir Şehrin Yeniden Doğuşu Peru’nun Barranca eyaletinde, başkent Lima’nın 200 kilometre kuzeyinde, deniz seviyesinden 600 metre yükseklikte yer alan Peñico antik kenti, 2025 yılında arkeologlar tarafından gün yüzüne çıkarıldı. 3.500 yıllık bu yerleşim, M.Ö. 1800-1500 yılları arasında, Mezopotamya, Çin ve Hindistan’daki erken uygarlıklarla eşzamanlı olarak gelişti. Peñico, Pasifik kıyısı,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karain Mağarası: Neandertal İzlerinin İnsanlık Tarihine Aydınlığı

Mağaranın Arkeolojik Önemi Karain Mağarası, Antalya’nın kuzeybatısında, Anadolu’nun Paleolitik Çağ’daki insanlık tarihine dair eşsiz bir pencere sunar. Mağara, yaklaşık 500 bin yıl öncesinden başlayarak Alt, Orta ve Üst Paleolitik dönemlerde kesintisiz bir yerleşim alanı olarak kullanılmıştır. Bu süreklilik, mağarayı dünya üzerindeki diğer Paleolitik mağaralardan ayırır; çoğu mağara yalnızca tek bir

OKUMAK İÇİN TIKLA