Etiket: Rizom

Rizomun İzinde: Deleuze ve Guattari’nin Kavramıyla Modern Sosyal Hareketlerin Örgütlenme Dinamikleri

Rizom Kavramının Kökeni ve Özellikleri Gilles Deleuze ve Félix Guattari, “Bin Yayla” (Mille Plateaux) adlı eserlerinde rizom kavramını, hiyerarşik olmayan, ağ benzeri bir yapıyı tanımlamak için ortaya atar. Rizom, botanik bir terimden esinlenerek, kök sistemlerinin yatay ve bağlantılı büyüme biçimini ifade eder. Bu yapı, ağaçsal (arborescent) modellerin aksine, tek bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Deleuze’ün Fark Kavramı ve Biyoçeşitlilik Krizine Felsefi Yaklaşım

Fark Kavramının Ontolojik Temelleri Deleuze’ün fark kavramı, varlığın statik bir özdeşlikten ziyade sürekli bir oluş süreci olarak anlaşılmasını önerir. Geleneksel metafizikte, varlıklar sabit kategoriler ve özdeşlikler üzerinden tanımlanırken, Deleuze için varlık, farklılaşma süreçleriyle ortaya çıkar. Bu, biyoçeşitlilik krizine uygulanabilir; çünkü türler ve ekosistemler, sabit ve değişmez yapılar olarak değil, sürekli

OKUMAK İÇİN TIKLA

Blockchain ve Rizom Kavramının Kesişimi

Merkeziyetsiz Yapının Felsefi Temelleri Rizom kavramı, hiyerarşik olmayan, doğrusal olmayan bir organizasyon modelini ifade eder. Geleneksel ağaç benzeri yapılar yerine, rizom yatay bağlantılar ve çoklu giriş-çıkış noktalarıyla tanımlanır. Bu yapı, sabit bir merkez ya da hiyerarşik bir düzen olmaksızın, sürekli genişleyen ve kendi kendini yeniden düzenleyen bir sistem önerir. Blockchain

OKUMAK İÇİN TIKLA

Deleuze’ün Nomadik Özne Kavramı: Modern Toplumda Hareketliliğin Yeniden Tanımlanışı

Nomadik Özne ve Kimliklerin Akışkanlığı Deleuze’ün nomadik özne kavramı, bireyin sabit bir kimliğe bağlı kalmadan, sürekli yer değiştiren ve bağlamsal olarak yeniden şekillenen bir varlık olduğunu öne sürer. Geleneksel toplumlar, bireyi belirli rollere ve kategorilere sabitlerken, modern toplumun karmaşıklığı bu sınırları bulanıklaştırır. Nomadik özne, bu bulanıklık içinde sabit bir “benlik”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çağdaş Sanatta Deleuze’ün Oluş Kavramının İzleri

Varlığın Akışkanlığı Deleuze’ün oluş kavramı, varlığın sabit bir öz ya da tanımlı bir kimlik yerine, sürekli bir dönüşüm süreci olarak anlaşılmasını önerir. Bu, çağdaş sanatta, sanat eserlerinin ve sanatçıların statik bir çerçeveye hapsolmaktan ziyade, sürekli değişen anlamlar ve bağlamlar üretmesiyle yankılanır. Örneğin, performans sanatı, bir eserin yalnızca bir anlık deneyimle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Deleuze’ün İmmanens Düzlemi: Varlığın Hiyerarşisiz Ontolojisine Bir Yolculuk

Varlığın Eşdeğer Düzlemi Deleuze’ün immanens düzlemi, varlığın hiyerarşik bir düzen içinde örgütlenmediğini savunur. Geleneksel metafizikte, Platon’dan Kant’a kadar, varlık genellikle bir üst-aşkın ilkeye (örneğin, Tanrı, Idea ya da bilinç) bağlı olarak açıklanır. Ancak Deleuze, bu tür bir hiyerarşiyi reddeder ve varlığın, hiçbir dışsal ya da üstün bir otoriteye ihtiyaç duymadan,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Rizom, Hem Bir Özgürlük Vaadi Hem de Kaosun Tekinsiz Gerçeği midir?

Rizomun Felsefi Özü Deleuze ve Guattari’nin rizom kavramı, hiyerarşik olmayan, merkezsiz bir ağ yapısını tanımlar. Bu yapı, sabit bir başlangıç ya da bitiş noktası olmaksızın, yatay bağlantılarla çoğalır ve her düğüm, yeni dallanmalar üretir. Rizom, anlamın ve gücün tek bir otoriteye bağlı olmadığı, sürekli dönüşen bir düzlemdir. Sosyal Medya ve

OKUMAK İÇİN TIKLA