Etiket: toplumsal eleştiri

Rastignac’ın Hırsı ve Paris Pansiyonerlerinin Dünyası

Rastignac’ın Sınıfsal Konumu ve Hırsın Kökenleri Eugène de Rastignac, taşradan Paris’e gelen genç bir hukuk öğrencisi olarak, aristokratik kökenlerine rağmen maddi imkânsızlıklarla boğuşur. Marksist bir bakış açısıyla, Rastignac’ın hırsı, kapitalist sistemin sınıf hareketliliği vaadiyle şekillenir. Burjuvazinin yükselişiyle birlikte, eski aristokrasinin yerini yeni bir ekonomik güç almıştır; ancak bu güç, yalnızca

OKUMAK İÇİN TIKLA

Attilâ İlhan’ın “Sana Ne Yaptılar” Dizesinde Mağduriyetin Duygusal Yansımaları

Attilâ İlhan’ın “Sana ne yaptılar, ne yaptılar sana” dizesi, Türk edebiyatında derin bir duygusal yankı uyandıran, mağduriyet kavramını çok katmanlı bir şekilde işleyen bir ifadedir. Bu dize, yalnızca bireysel bir acının sorgulanması değil, aynı zamanda toplumsal, tarihsel ve insani bağlamlarda mağduriyetin izlerini taşıyan bir haykırıştır. İlhan’ın şiirsel dili, bireyin iç

OKUMAK İÇİN TIKLA

Anadolu’nun Gerçekçi Tasviri ve Estetik Yenilikler: Refik Halit Karay ve Latife Tekin Karşılaştırması

Anadolu’nun Toplumsal Gerçekliğinin Yansımaları Refik Halit Karay’ın Memleket Hikâyeleri, Anadolu’nun erken 20. yüzyıl toplumsal yapısını, özellikle I. Dünya Savaşı yıllarında gözlemlediği köy ve kasaba hayatını, canlı ve ayrıntılı bir şekilde tasvir eder. Karay, sürgün yıllarında (1913-1918) Bursa, Sinop, Çorum, Ankara ve Bilecik gibi bölgelerde karşılaştığı insanları ve onların yaşam koşullarını,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kırmızı Balonlu Kız ve Neoliberalizm Üzerine Bir İnceleme

Eserin Ortaya Çıkış Ortamı Banksy’nin Kırmızı Balonlu Kız’ı, 2002 yılında Londra’nın sokaklarında ilk kez göründüğünde, neoliberal politikaların küresel ölçekte etkisini artırdığı bir döneme denk gelir. 1980’lerden itibaren Margaret Thatcher ve Ronald Reagan gibi liderlerin öncülük ettiği neoliberalizm, serbest piyasa ekonomisini, özelleştirmeyi ve bireysel sorumluluğu yücelten bir ideoloji olarak yükselişe geçmişti.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Wordsworth’ün Doğa İmgeleri ve Romantik Anlayışın Yansımaları

William Wordsworth’ün şiirleri, Romantizm akımının doğa anlayışını derinlemesine yansıtan bir ayna niteliğindedir. Romantizm, 18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarında Aydınlanma Çağı’nın akılcı ve mekanik dünya görüşüne bir tepki olarak ortaya çıkmış, bireyin duygu dünyasını, hayal gücünü ve doğayla olan bağını merkeze almıştır. Wordsworth, bu akımın öncülerinden biri olarak, doğayı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç: İrfan’ın Hayalleri ve İstanbul’un Panik Dalgası

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç adlı eseri, bireysel hayallerin toplumsal kaosla kesiştiği bir anlatı sunar. Eser, İrfan adlı karakterin Don Quixotevari hayalleri üzerinden gülünçlüğü, İstanbul’un kuyruklu yıldız söylentisiyle şekillenen panik atmosferiyle harmanlayarak ele alır. Bu incelemede, İrfan’ın hayallerinin komik unsurları, bu hayallerin bireysel ve toplumsal boyutları, İstanbul’un

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Mutlu Olduğumu Duymak Güzel”: Roy Andersson’ın Neoliberal İyimserlik Eleştirisi

Roy Andersson’ın A Pigeon Sat on a Branch Reflecting on Existence filminde tekrarlanan “Mutlu olduğumu duymak güzel” repliği, neoliberal iyimserliğin ironik bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Bu replik, filmin absürt ve minimalist estetiği içinde, modern toplumun bireysel mutluluk takıntısını ve bu takıntının altında yatan toplumsal dinamikleri sorgular. Andersson’ın sineması, insan varoluşunun

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tartuffe’ün Maskesi: Sahtekârlığın Komik Yüzü

Molière’in Tartuffe adlı eseri, 17. yüzyıl Fransız toplumunun ahlaki ve toplumsal çelişkilerini keskin bir mizahla ele alan bir başyapıttır. Tartuffe, bir trickster arketipi olarak, sahtekârlığı ve ikiyüzlülüğü temsil ederken, burjuva evinin komik atmosferi bu sahtekârlığı açığa vurur. Bu metin, Tartuffe’ün sahtekârlığını, trickster arketipinin çok katmanlı doğasını ve burjuva evinin mizahi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Puslu Kıtalar Atlası’nda İronik ve Absürd Dilin İşlevselliği

Anlatının Kırılgan Doku Yaratımı İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası adlı eserinde ironik ve absürd dil, anlatının temel taşlarından biri olarak işlev görür. Bu dil, okuyucuyu alışılagelmiş gerçeklik algısından uzaklaştırarak, tarihsel ve toplumsal normların sorgulanabileceği bir zemin hazırlar. İroni, metinde hem bireysel hem de kolektif bilincin çelişkilerini açığa vurur; absürd

OKUMAK İÇİN TIKLA