Victor Hugo’nun Sefiller romanında Jean Valjean’ın ekmek çalması ahlaki açıdan nasıl değerlendirilebilir? Zaruret durumunda suç işlemek meşru mudur?
Victor Hugo’nun Sefiller (Les Misérables) romanında Jean Valjean, açlıktan ölmek üzere olan yeğenlerini doyurmak için bir somun ekmek çalar ve bu yüzden 19 yıl kürek mahkûmiyetine çarptırılır. Bu olay, hukuk, ahlak ve toplumsal adalet bağlamında derin bir tartışmaya yol açar: Açlık gibi zorlayıcı bir durum, suçu meşru kılar mı?
Hukuki Perspektif
Hukuk, genel olarak eylemleri nesnel kurallara göre değerlendirir. Hırsızlık, mülkiyet hakkını ihlal eden bir suçtur ve yasalar nezdinde bunun gerekçesi önemsiz olabilir. Valjean, mevcut yasalara göre suç işlemiştir ve cezalandırılması, hukukun katı kurallarına uygundur. Ancak Hugo, hukuk sisteminin adaleti sağlamakta yetersiz kaldığını, katı yasaların insani durumları göz ardı edebildiğini göstererek bu anlayışı eleştirir.
Ahlaki Perspektif
Ahlaki açıdan, Jean Valjean’ın eylemi farklı açılardan değerlendirilebilir:
1. Kantçı Ahlak (Görev Etiği)
Immanuel Kant’a göre, ahlak evrensel kurallara dayanmalı ve her durumda geçerli olmalıdır. Eğer “İhtiyacı olan herkes hırsızlık yapabilir” diye bir kural benimsenirse, mülkiyet kavramı anlamsızlaşır ve toplumsal düzen bozulur. Bu nedenle Kantçı etik açısından Valjean’ın eylemi yanlış kabul edilir.
2. Faydacı Ahlak (Sonuççuluk)
Jeremy Bentham ve John Stuart Mill’in faydacılığına göre, ahlaki bir eylemin doğruluğu veya yanlışlığı, sonuçlarının toplum için yararlı olup olmamasına bağlıdır. Valjean’ın ekmek çalması, yeğenlerini açlıktan kurtararak daha büyük bir iyilik sağladığı için ahlaki olarak haklı görülebilir.
3. Aristotelesçi Erdem Etiği
Aristoteles, ahlakı kişinin erdemleriyle değerlendirir. Valjean’ın eylemi bencillikten değil, merhamet ve sorumluluk duygusuyla yapılmıştır. Bu nedenle, bireyin karakteri göz önüne alındığında, onun erdemli biri olduğu ve hareketinin mazur görülebileceği söylenebilir.
Toplumsal Perspektif: Hugo’nun Eleştirisi
Hugo, roman boyunca yoksulluk, adaletsizlik ve toplumsal eşitsizliği eleştirir. Jean Valjean’ın hırsızlığı, bireysel bir suç olmaktan çok, toplumun yoksulları çaresiz bırakan sisteminin bir sonucudur. Hugo, insanların suça itilmesini önlemek için bireysel ahlak kadar sosyal adaletin de önemli olduğunu vurgular.
Zaruret Hali Suçu Meşrulaştırır mı?
Bu soruya verilecek cevap, hangi etik teoriye bağlı olunduğuna göre değişir. Katı hukuk kuralları açısından suçtur; ancak etik ve toplumsal adalet açısından Valjean’ın eylemi meşru görülebilir. Eğer bir toplum, insanların açlıktan ölmesini önleyecek adalet mekanizmalarına sahip değilse, o toplumun yasaları ne kadar adil olabilir? Hugo’nun romanı, okuyucuyu bu sorular üzerine düşünmeye davet eder.