Oscar Wilde’nın Dorian Gray’in Portresi romanının karakteri Dorian Gray’in kendi gençliğine ve güzelliğine olan kıskançlığının psikolojik analizi

Oscar Wilde’ın Dorian Gray’in Portresi (The Picture of Dorian Gray) romanı, başkahraman Dorian Gray’in gençliğine ve güzelliğine olan saplantılı tutumunu merkeze alır. Dorian’ın kendi portresine karşı geliştirdiği kıskançlık ve bu kıskançlığın onun psikolojik çöküşüne yol açması, romanın temel temasını oluşturur. Dorian’ın kıskançlığının psikolojik analizi, insanın kendi benliğiyle olan çatışmasını ve yüzeyle öz arasındaki ayrımı derinlemesine inceler.


1. Narsisizm ve Benlik Algısı:

  • Dorian Gray, kendi güzelliğinin ve gençliğinin farkına vardığında, bu özelliklerine karşı narsisistik bir tutum geliştirir. Lord Henry’nin etkisiyle, güzelliğin ve gençliğin hayattaki en değerli şeyler olduğuna inanmaya başlar.
  • Psikolojik Analiz: Dorian’ın kendi portresine olan kıskançlığı, aslında kendi benliğine duyduğu saplantılı bir sevginin yansımasıdır. Bu durum, narsisistik kişilik bozukluğunun bir özelliği olan “kendine aşırı hayranlık” ile örtüşür. Dorian, kendi güzelliğini kaybetme korkusuyla yaşar ve bu korku onu portresine karşı kıskançlık duymaya iter.

2. Gençlik ve Güzellik Kültü:

  • Dorian, gençliğin ve güzelliğin geçici olduğunu fark ettiğinde, bu durumu kabullenemez. Portrenin yaşlanmasını ve çirkinleşmesini izlerken, kendi bedeninin genç ve güzel kalmasını saplantı haline getirir.
  • Psikolojik Analiz: Dorian’ın bu tutumu, toplumun gençlik ve güzellik üzerine kurulu değerlerine bir eleştiri olarak da okunabilir. Ancak psikolojik açıdan, Dorian’ın kendi bedenine duyduğu bu saplantı, onun gerçek benliğiyle yüzleşmekten kaçınmasına neden olur. Bu durum, “beden imajı” ve “benlik algısı” arasındaki çatışmayı yansıtır.

3. Kıskançlık ve İç Çatışma:

  • Dorian, portrenin kendi günahlarını ve yaşlanmasını üstlenmesine rağmen, portrenin değişimini kıskanır. Portre, onun iç dünyasının bir yansımasıdır ve Dorian, bu yansımayı kabullenemez.
  • Psikolojik Analiz: Dorian’ın portreye duyduğu kıskançlık, aslında kendi iç çatışmasının bir dışavurumudur. Portre, onun ahlaki çöküşünü ve ruhsal bozulmasını temsil ederken, Dorian bu gerçekle yüzleşmekten kaçınır. Bu durum, psikolojide “bölünmüş benlik” (split self) kavramıyla açıklanabilir. Dorian, kendi benliğinin iki farklı yüzünü (dış görünüş ve iç dünya) uzlaştıramaz.

4. Günah ve Suçluluk Duygusu:

  • Dorian, işlediği günahların portre üzerindeki etkisini gördükçe, suçluluk duygusu hisseder. Ancak bu suçluluk, onu durdurmak yerine daha da yozlaştırır.
  • Psikolojik Analiz: Dorian’ın suçluluk duygusu, bilinçaltında bastırdığı ahlaki değerlerin bir yansımasıdır. Ancak bu duyguyu kabullenmek yerine, portreyi bir “günah keçisi” olarak görür ve kendi sorumluluğundan kaçar. Bu durum, psikolojik savunma mekanizmalarından “yansıtma” (projection) ile açıklanabilir.

5. Yalnızlık ve İzolasyon:

  • Dorian, portrenin sırını saklamak için kendini toplumdan izole eder. Bu izolasyon, onun ruhsal çöküşünü hızlandırır.
  • Psikolojik Analiz: Dorian’ın yalnızlığı, kendi benliğiyle yüzleşmekten kaçınmasının bir sonucudur. Bu durum, psikolojik açıdan “kaçınma davranışı” olarak değerlendirilebilir. Dorian, gerçek benliğinden kaçtıkça, kendi iç dünyasında daha da kaybolur.

6. Sonuç: Kendini Yok Etme:

  • Romanın sonunda, Dorian portreyi yok ederek kendi günahlarından kurtulmaya çalışır. Ancak bu eylem, onun kendi sonunu getirir.
  • Psikolojik Analiz: Dorian’ın portreyi yok etme girişimi, aslında kendi benliğini yok etme arzusunun bir sembolüdür. Bu durum, psikolojik açıdan “kendini sabote etme” (self-sabotage) davranışına örnektir. Dorian, kendi benliğiyle yüzleşmekten kaçtığı için, nihayetinde kendini yok eder.