“Gösteri çağı savaşların kaybedeni kim ; İran, İsrail devlet televizyonu binasını vuracağını ilan etti. “

Bu tür bir açıklama — özellikle “devlet televizyonu binasını vurmak” gibi açık hedefler ilan etmek — artık sadece askeri bir tehdit değil, aynı zamanda gösteri çağının medya üzerinden yürütülen bir psikopolitik savaşıdır. Bu savaşın kazananı net değildir, ama kaybedeni çok açıktır: halk.

🎭 Gösteri Çağında Savaşlar Neye Benziyor?

Guy Debord’un “Gösteri Toplumu” adlı eserinde belirttiği gibi, modern toplumda gerçek olaylar değil, onların temsilleri belirleyicidir. Savaş bile artık sadece sahada değil, ekranlarda kazanılmak isteniyor.

Her füze saldırısı, aynı zamanda bir medya performansıdır. Her tehdit, bir “izleyiciye hitap etme” biçimidir.

📺 Devlet Televizyonu Neden Hedef?

Devlet televizyonları, sadece bilgi aktaran araçlar değil, egemen anlatının kalbidir.

Bir devletin televizyonunu hedef göstermek:

  • Egemen anlatıya meydan okumaktır.
  • “Gerçeği biz göstereceğiz” demektir.
  • Savaşın anlatısını ele geçirme savaşıdır.

Bu, fiziksel bir darbe kadar simgesel bir darbedir.

💥 Kaybeden Kim?

1. 

Gerçeği Arayanlar Kaybeder

Çünkü bilgi savaşının ortasında, neyin doğru olduğunu ayırt etmek gittikçe zorlaşır.

2. 

Taraf olmayanlar kaybeder

Bu savaşlarda tarafsız kalmak neredeyse imkânsızlaşır. Herkes ya “bizden” ya da “onlardan” olur.

3. 

Kolektif hafıza kaybeder

Sürekli değişen anlatılar ve bombardıman gibi akan haberler arasında ne oldu, neden oldu soruları unutulur.

4. 

Siviller ve gelecek nesiller

Her medya bombası, sadece bugünün değil, yarının bilincini de şekillendirir. O yüzden savaş sadece bugünü değil, geleceği de yakar.

🧠 Psiko-politik Bir Değerlendirme

  • Devletler, savaşla birlikte duygular üzerinde de hakimiyet kurmak ister.
  • Halk, çoğu zaman kendi ölümünü alkışlamaya itilir.
  • Kolektif bilinç, bu “gösteri bombardımanı” altında travmatize olur.

📌 Sonuç: “Kazanan” Gösteri, Kaybeden Gerçek

Gösteri çağında savaşlar, izlenme oranları, viral görüntüler ve propaganda akışları üzerinden yürütülür.

Ama bu savaşta gerçeklik ölür, empati tükenir, insanlık kaybeder.