Bir Meydan Okuma: Otizm Profesyonellerine Bir Sesleniş
Otizm hakkında konuşurken, genellikle dışarıdan gelen bir gözlemle karşılaşırız. Teşhisler, tuhaf davranışların ve eksikliklerin listesinden ibaret. “Sınırlı göz teması var,” “ince motor kontrolü zayıf,” “duygularını kontrol edemiyor.” Bu listeler, beni ve benim gibi otistik bireyleri, ne kadar “yetersiz” olduğumuzu gösteren bir veri yığınına dönüştürüyor.
Peki ya bu listelerin ardında ne var? Ben, 17 yaşında, lise öğrencisiyim ve kimya, tarih, İngilizce gibi derslerde başarılıyım. Piyano çalıyorum, yürüyüş yapıyorum, yemek yapıyorum. Üniversitelerde konuşma yapmaya davet ediliyorum ve kendi bloğumu yazıyorum. Tüm bunlar, konuşamayan ve garip davranan, benim gibi “şiddetli otizmli” bir bireyin de, Lovaas’ın iddia ettiği gibi ilkel bir hayat yaşamaya mahkum olmadığını gösteriyor.
Bedenim Zihnime İtaat Etmiyor
Çocukluğum, haftada 40 saatlik yoğun ABA terapisiyle geçti. Bilgi kartlarına dokundum, burnuma dokundum. Ancak içimde kilitli kalan düşüncelerimi, ne kadar derin düşündüğümü, her şeyi anladığımı iletecek bir yolum yoktu. Terapistlerim ve ailem, yanlış cevaplarımı “anlayış eksikliği” olarak yorumladı. Bu durum beni sadece aynı sıkıcı, bebek derslerini tekrar etmeye mahkum etti.
Keşke o zamanlar onlara şunu söyleyebilseydim:
“Bedenim zihnimin tamamen kontrolü altında değil. Bu bilgi kartlarının doğru cevabını biliyorum, ne yazık ki elim de tamamen benim kontrolüm altında değil. Vücudum sık sık düşüncelerimi görmezden geliyor. Elime ‘eve dokunma’ diye bağırıyor aklım, ama o yine de eve gidiyor. Siz ise notlarınıza ‘Ido bugün seansından hayal kırıklığıyla ayrıldı’ yazıyorsunuz. Evet, bir insan zekasını gösteremediğinde, nörolojik güçler zihinle beden arasındaki iletişimi engellediğinde ve uzmanlar da bunun sonucunda sizin insan olmadığınızı düşündüğünde, hayal kırıklığı yaşar.”
Binlerce Kişinin Yaşadığı Hücre Hapsi
Ben şanslıydım, çünkü annem ve babam 7 yaşındayken zihnimin sağlam olduğunu fark ettiler. Onlar dokunsal destek olmadan iletişim kurmam için bir yol aradılar. Bugün, iPad’imdeki bir uygulama ve eski moda bir yazı tahtasıyla iletişim kurabiliyorum. Eğer bu araçlar olmasaydı, birçok insan zihnimin sağlam olduğunu asla fark etmezdi.
Benim gibi binlerce otistik insan, bu korkunç tuzakta yaşıyor. İletişim kuramadıkları için eğitimden mahrum bırakılıyor, bebek konuşmalarına ve küçümseyici muameleye maruz kalıyorlar. Sözsüz otistik bireylerin düşünme bozukluğu olduğunu varsaymanın bedeli çok ağır. Bu sadece aileler için değil, kendi bedenlerinde hücre hapsi içinde yaşayan bireyler için de bir yük.
Profesyonellerin teorilerini yeniden düşünmelerinin zamanı geldi. Otizme sadece dışarıdan gözlemleyerek yaklaşmaktan vazgeçin. Bedenimin yeteneklerini değil, zihnimin sesini dinleyin. Otistik bir birey olarak, ben sadece garip davranışların bir listesi değilim. Ben, tıpkı sizin gibi, düşünen, hisseden ve dünyayla iletişim kurmak isteyen bir insanım.
Kaynak Yazı : http://idoinautismland.com/?p=4



