Kurban-Fail Diyalektiği: Güncel Örneklerle Çemberin Döngüsü ?

Günümüzde sosyal ve politik çatışmaları anlamak için, insanların kendilerini ve karşılarındakini nasıl algıladıklarını incelemek gerekir. Filozoflar, bu karmaşık ilişkiyi genellikle fail-kurban diyalektiği olarak adlandırır. Bu diyalektik, farklı ifadelerde karşımıza çıkarak, aynı çatışma döngüsünü körükler. Her bir ifadesi, kendi içinde trajik bir mantığa sahiptir.

Bu ifadeleri, güncel olaylar ve sosyal dinamikler üzerinden ele alalım.


1) Failler Mağdurları Mağdur Olarak Algılar ve Onları Feda Etmek İster

Bu en yaygın ve bariz olanıdır. Güçlü olan taraf (fail), güçsüz olan tarafı (mağdur) kendi çıkarı için kullanır. Mağdurun zayıflığı, failin eylemlerini meşrulaştırmasının temelini oluşturur.

  • Güncel Örnek: Bir fabrika sahibi (fail), işçilerin (mağdur) düşük maaşlarla çalışmasını, “Onlar zaten bu işe mecbur” diyerek meşrulaştırabilir. İşçilerin yoksulluğu ve çaresizliği, onları daha fazla kâr elde etmek için feda edilebilir birer unsur haline getirir.

2) Failler Kurbanları Fail Olarak Algılar ve Onları Feda Etmek İster

Bu, faillerin kendi eylemlerini haklı çıkarmak için kullandığı tehlikeli bir psikolojik mekanizmadır. Saldırganlıklarını, aslında mağdurun kendisinin bir “tehdit” olduğu yanılsamasıyla temellendirirler.

  • Güncel Örnek: Bir ırkçı (fail), göçmenleri (kurban) “suçlu,” “işlerimizi elimizden alan” veya “kültürümüzü bozan” olarak yaftalayabilir. Bu algı, göçmenlere yönelik şiddeti ve dışlamayı meşrulaştırır. Mağduru fail olarak göstermek, kendi vicdanlarını rahatlatmanın bir yoludur.

3) Mağdurlar Failleri Fail Olarak Algılar ve Onları Feda Etmek İster

Bu, adalet arayışının doğal bir sonucudur. Haksızlığa uğramış bir taraf (mağdur), kendisine zarar verenleri (fail) cezalandırmak ve adaleti sağlamak ister. Bu durum, bir intikam arzusuna da dönüşebilir.

  • Güncel Örnek: Bir eylemci (mağdur), çevreye zarar veren bir şirketi (fail) protesto eder ve yasal yollarla şirketin kapatılmasını, yöneticilerinin cezalandırılmasını talep eder. Bu, mağdurun failden hesap sorma arzusudur.

4) Mağdurlar Failleri Mağdur Olarak Algılar ve Onları Feda Etmek İster

Bu durum, mağdurun, failin aslında sistemin bir kurbanı olduğunu düşündüğü zaman ortaya çıkar. Mağdur, failin de kendi koşullarının bir sonucu olduğuna inanarak ona karşı bir tür empati geliştirir, ancak yine de sistemi veya mevcut düzeni korumak adına failin “feda edilmesi” gerektiğini düşünür.

  • Güncel Örnek: Bir işçi (mağdur), kendisini sömüren bir yöneticinin (fail) aslında patronun da baskısı altında çalıştığını fark eder. Bu yöneticiye karşı bir sempati duyabilir, ancak sistemi değiştirmek için yöneticinin pozisyonundan alınması veya feda edilmesi gerektiğine inanır.

5) Failler Failleri Fail Olarak Algılar ve Onları Feda Etmek İster

Bu, güç savaşının ve hiyerarşik mücadelenin bir yansımasıdır. Aynı güç yapısı içinde olan iki taraf, birbirlerini saf dışı bırakmak için mücadele eder.

  • Güncel Örnek: İki rakip şirket (fail), pazardaki hegemonya için birbirlerini “etik dışı” veya “yasadışı” olmakla suçlar. Her iki taraf da kendi çıkarları için birbirini feda etmeye hazırdır.

6) Mağdurlar Mağdurları Mağdur Olarak Algılar ve Onları Feda Etmek İster

Bu en trajik durumlardan biridir. Mağdur gruplar, kendi aralarındaki birini, ortak mücadelelerine zarar verdiğini düşündükleri için feda ederler.

  • Güncel Örnek: Bir protesto grubundaki (mağdur) bir bireyin, grubun idealinden saptığını düşünen diğer üyeler, onu “davaya zarar veren” olarak damgalar ve dışlarlar. Bu birey, kendi mağduriyetine rağmen, ortak grubun çıkarları için feda edilir.

7) Failler Failleri Mağdur Olarak Algılar ve Onları Feda Etmek İster

Bu, kendini haklı çıkarma mekanizmasının zirvesidir. İki fail grup, birbirlerini “saldırıya uğrayan,” “haksızlığa uğrayan” olarak görür ve bu algı üzerinden birbirlerini yok etmeye çalışır.

  • Güncel Örnek: İki farklı milliyetçi grup (fail), birbirlerinin topraklarını işgal ederken, kendilerinin “tarihsel mağdurlar” olduğunu ve “haklarını geri almak” için saldırdıklarını iddia edebilirler. Bu, her iki tarafın da kendisini kurban olarak görmesiyle çatışmayı derinleştirir.

8) Mağdurlar Mağdurları Fail Olarak Algılar ve Onları Feda Etmek İster

Bu, mağduriyet hiyerarşisinin ve iç bölünmelerin en acı verici sonucudur. Mağdur bir grup, içlerinden birini, yeterince “mağdur” olmadığı ya da farklı davrandığı için suçlar ve onu feda etmeye çalışır.

  • Güncel Örnek: Bir engelli hakları hareketinin (mağdur) üyeleri, kendi içlerindeki daha az görünür engeli olan veya daha “işlevsel” olarak algılanan birini “toplumu anladığını” veya “sisteme hizmet ettiğini” iddia ederek eleştirebilirler. Bu, mağdurun kendi içindeki fail arayışıdır.

Bu diyalektik, insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve çatışmaların sadece yüzeysel sebeplerle açıklanamayacağını gösterir. Çatışmayı sonlandırmak için, kurban ve fail rollerinin döngüsünü kırmamız ve her bir tarafın algılarını derinlemesine anlamaya çalışmamız gerekir.