Madde kullanımı ile ilişkili bozukluklar nelerdir?

Keyif verdiği için ya da keyif verdiği öne sürülerek kullanılmakta olan kimi maddelerin kullanımı nedeniyle ortaya çıkan bozukluklar vardır. Bu amaçlarla kullanılan her madde merkez sinir sisteminde mutlaka birtakım değişiklikler yapıyor demektir. Bu bakımdan başlı başına bir bozukluktur. Bazı ilaçlar da doğrudan doğruya sinir sistemini etkilemedikleri halde bedende yaptıkları ve kişiye o an için olumlu gelen işlev değişiklikleri yüzünden, gittikçe kötü kullanılır hale gelirler ve bunun bedene olumsuz etkileri ortaya çıkmaya başlar. Yaşlı kimselerde görülen laksatif (müshil) kötü kullanımı bunlardan biridir. Ancak bu müshillerin etkisi giderek düşer ve her seferinde daha çok alınması gerekir. Bu da sindirim sisteminde ve organizmada birçok bozulmaya neden olur.

Madde kullanımı ile ilişkili bozukluklar iki grupta incelenebilir. Birisi madde kullanım bozuklukları (madde bağımlılığı ve madde kötü kullanımı), diğeri ise madde kullanımının yol açtığı bozukluklar (madde entoksikasyonu, madde yoksunluğu, madde kullanımının yol açtığı delirium, madde kullanımının yol açtığı kalıcı demans ve kalıcı amnestik bozukluk, madde kullanımının yol açtığı psikotik bozukluk ve duygudurum bozukluğu, madde kullanımından ileri gelen anksiyete bozukluğu, cinsel işlev bozuklukları ve uyku bozukluğu).

Madde bağımlılığı, tolerans ve yoksunluk belirtilerinin olmasını gerektirir. Tolerans, gerekli entoksikasyonun oluşması için başlangıçta gerekenden daha yüksek dozda maddeye gereksinim olması durumudur. Her madde bir entoksikasyon yapar. Entoksikasyon, zehirlenme demektir. Alınan maddenin tutması, yani keyfinin alınabilmesi için işte bu zehirlenme sınırının aşılması gerekir. Fakat madde kullanıldıkça bu düzeye ulaşmak için gereken miktar yükselir, madde yetmemeye başlar. Bu, o maddeye karşı vücutta belirli bir tolerans oluştu demektir. Toleransla birlikte genellikle yoksunluk belirtileri de başlar. Yani zamanında alınmadığı zaman birtakım durumlar ortaya çıkar. Bunlar için eroin ve kokain gibi yüksek bağımlılık yapıcı maddelere gerek yoktur. Her gün içilen kahve ve çay ya da sigara da yüksek derecede bağımlılık meydana getirir ve gerek toleransları, gerekse yoksunluk belirtileri vardır. Madde bağımlılığından söz etmek için şu koşullar aranır:

– İstenen etkiyi sağlamak için artan miktarlarda maddeye gereksinim olması,

– Sürekli olarak aynı miktar alındığında etkinin azalması,

– Yoksunluk belirtilerinin olması

– Yoksunluk belirtilerinden kurtulmak için aynı maddeden ya da yakın benzerinden alınması.

İşte, okulda ya da evde alması beklenen başlıca sorumlulukları alamama ile sonuçlanan, yineleyici bir biçimde madde kullanma, fiziksel olarak tehlikeli durumlarda yineleyici biçimde madde kullanma, madde ile ilgili yineleyici yasal sorunlar, maddenin neden olduğu ya da alevlendirdiği toplumsal ya da kişilerarası sorunlara karşın madde kullanımı durumunda da madde kötüye kullanımından söz edilir.

Maddelerle ilişkili olarak entoksikasyon, yoksunluk, madde entoksikasyonu deliriumu, madde yoksunluğu deliriumu; maddenin yol açtığı kalıcı demans, maddenin yol açtığı kalıcı amnestik bozukluk, maddenin yol açtığı hezeyanlarla giden psikotik bozukluk, maddenin yol açtığı halüsinasyonlarla giden psikotik bozukluk, maddenin yol açtığı duygudurum bozukluğu, maddenin yol açtığı anksiyete bozukluğu, maddenin yol açtığı cinsel işlev bozukluğu, maddenin yol açtığı uyku bozukluğu ayırt edilebilir. Bunlar alkolden, hatta sigaradan başlayarak bütün maddelerde görülebilir.

Madde kullanımına bağlı bozukluklar tarihin bütün çağlarında, bütün kültürlerde ve her yerde görülür. Madde kullanımından muaf toplum yoktur. Madde kullanım bozukluğu bazı memeli hayvanlarda bile vardır. Erkeklerde kadınlara oranla bir parça daha fazla görülür. Ama bu fark sadece maddeye ulaşımın onlar için daha kolay olmasından ileri gelen bir fazlalıktır ve sanıldığından çok daha küçüktür.

Madde bağımlılığı için altı gidiş belirleyicisi vardır. Ancak en az bir ay süreyle madde bağımlılık ya da kötüye kullanımı ölçütlerinden hiçbiri olmazsa, dört remisyon1 belirleyicisi uygulanabilir. Yineleyebilen sorunların olabileceği tanı ölçütleri için remisyon belirleyiciler ancak tanı ölçütlerinden herhangi biri hiçbir zaman olmadıkça uygulanabilir. Örneğin bir kez bile sarhoş araba kullanma kişinin remisyonda olduğunun düşünülmesi için gerekli koşulları ortadan kaldırmaya yeter. Bu dört tip remisyon tanımı, bağımlılığın sonlanmasından beri geçmiş olan zaman dilimine göre değerlendirilir. En az bir ay süreyle ancak 12 aydan daha kısa süreli olarak bağımlılık ve kötüye kullanım için tanı ölçütleri hiç yoksa erken remisyon belirleyicisi kullanılır. En az bir ay süreyle, ancak 12 aydan daha kısa süreli olarak bağımlılık ya da kötüye kullanım için tanı ölçütlerinden bazıları karşılanmış, bütün ölçütler karşılanmamışsa erken kısmi remisyon belirleyicisi konulur. Eğer 12 aylık bir dönemde ya da daha uzun bir süre içinde bağımlılık ve kötüye kullanım kriterleri hiç olmamışsa, kalıcı tam remisyondan söz edilebilir. 12 aylık bir sürede bağımlılık tanı ölçütleri tam karşılanmamış, bununla birlikte bağımlılık ya da kötüye kullanımın bazı belirtileri varsa, kalıcı kısmi remisyondan söz edilir.

1Remisyon: Kronik hastalığı olduğu bilinen kişilerde hastalık aktivitesinin bulunmadığı durumlar için kullanılan tıbbi bir terimdir. Psikiyatrik bozukluklarda, hastalığın kontrol altına alındığı durumlar için kullanılır.

Kişide 12 aylık bir dönem içinde uygunsuz bir madde kullanımı söz konusuysa bu, madde kötüye kullanımı olarak saptanır. Kişinin işte, okulda ya da evde alması beklenen başlıca sorumlulukları alamaması ile sonuçlanan yineleyici bir madde kullanımı, örneğin madde kullanımı nedeniyle sık sık işe gitmemek ya da işte başarı gösterememek, madde kullanımı yüzünden okula gitmeme, okulu asma ya da okuldan kovulmalar, çocukların ya da diğer ev halkının ihmal edilmesi görülür. Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda yineleyici madde kullanımı vardır. Örneğin maddenin yarattığı bozukluklar sırasında otomobil kullanma ya da bir makineyi işletme olur. Madde ile ilgili olarak ortaya çıkan davranım bozukluğu durumlarında yasal sorunlar, örneğin tutuklanmalar, göz altına alınmalar, polisle sorunlar olması ortaya çıkar. Maddenin etkilerinin neden olduğu toplumsal ve kişilerarası sorunlara, örneğin eşle ve anne-babayla olan tartışmalara, arkadaşlarla olan fiziksel kavgalara rağmen sürekli madde kullanımı olur. Kişi sağlığındaki bozulmalara rağmen madde kullanımından vazgeçemez.

Madde dediğimiz zaman bunun korkunç, polisle başının derde girmesine neden olacak eroin ya da kokain cinsinden bir madde olması gerekmez. Çok daha basit, alkol ve çay-kahve, sigara da madde kapsamına girer ve aynı koşullarda değerlendirilir. Alkolde önce söz konusu olan intoksikasyon, yani zehirlenme durumudur. Alkol alımı sırasında ya da hemen sonrasında gelişen belirgin şekilde uygunsuz davranışsal ya da psikolojik değişiklikler, örneğin uygun düşmeyen cinsel ya da saldırgan davranışlar, duygudurumunda değişiklik, yargılama bozukluğu, toplumsal ya da mesleki işlevlerde bozulmalar görülür. Sözler ağızda gevelercesine konuşulur, koordinasyonda belirgin bozulma vardır, örneğin yalpalayarak yürür ya da eliyle hedefi bulmakta zorluk çeker, sendeler; nistagmusu vardır, yani gözbebekleri sağa ve sola bakışta tespit edilemez, sağa, sola kıpırdar. Dikkati ve belleği bozulmuştur, sonunda bu bilinç bozulması stupor denilen bilinç kapanmasına ya da komaya kadar gider. Buna karşılık çok ve uzun zaman alkol kullanıldığında, alkol alımı sonlandırılınca ya da azaltılınca ellerde artmış bir titreme (tremor), otonomik hiperaktivite, örneğin terleme ya da yüzün üzerinde bir nabız, uykusuzluk, bulantı ve kusmalar, gelip geçici görsel, dokunsal ya da işitsel halüsinasyon (hayal görme) ya da illüzyonlar (göz aldanması), psikomotor ajitasyon yani huzursuzluk, anksiyete ve grand mal konvülsiyonlar yani sara nöbeti olabilir. Halüsinasyon ve illüzyonlar nadiren gerçeği değerlendirme ve algı bozukluğu olmadan, yani kişinin bunun gerçek olmadığını bilmesi şeklinde de olabilir; ama çoğu zaman algılama da ağır şekilde bozulmuştur.

Bir de çok daha masum bir maddeyle, örneğin kahve ya da çayla olan kafein intoksikasyonuna bakalım. Bu intoksikasyon 250 mg.’dan fazla kafein, yani 2-3 bardaktan daha fazla filtre kahve tüketimiyle ortaya çıkar. Bu sırada ya da hemen sonra huzursuzluk, sinirlilik, heyecan, uykusuzluk, yüzde kızarma, aşırı idrara çıkma, mide-bağırsak bozuklukları, kas seğirmesi, konudan konuya atlayarak konuşma ve düşünce akışı, çarpıntı hatta kalp aritmisi, yorgunluk duymama dönemleri, psikomotor ajitasyon olur. Bu belirtiler toplumsal bakımdan önemli işlevsellik alanlarında bozulmalara da neden olur.

Doğal maddelerden elde edilen uyuşturucu maddelerden başka, doğal maddelerden yarı sentezle, ya da tamamen sentetik olarak elde edilen birçok bağımlılık yapıcı, kötüye kullanılan madde vardır. Afyondan (Papaver somniferus) elde edilen afyon ve bunun türevleri olan morfin ve onun da sirke asidiyle olan tuzu heroin en iyi tanınan uyuşturucu maddelerdir. Bundan başka Hint kenevirinden (Cannabis indica) elde edilen esrar ve onun doğrudan kullanımı demek olan marijuana, koka (Erythroxilon cocae) yapraklarından elde edilen kokain de en şiddetli bağımlılık yapan ve entoksikasyonu da en hızlı olan maddelerdendir. Tamamen sentetik olarak elde edilen LSD (liserjik asit dietilamid) tam anlamıyla psikozomimetik, yani psikozu taklit eden bir maddedir ve kullanımından sonra kalıcı algı bozuklukları da yapabilir. Çeşitli maddelerin çözücüsü olarak kullanılan tinerler de solunum yoluyla kullanılmaktadır. Yaptıkları sersemlik hissi, gözlerde nistagmus, koordinasyon bozukluğu yani sarsaklaşma, sözü ağızda geveleyerek konuşma, sendeleyerek yürüme, uykuya meyil (letarji), reflekslerin yavaşlaması, psikomotor gerilik (retardasyon), ellerde titreme (tremor), yaygın kas zayıflığı, görme bulanıklığı ya da çift görme (diplopi), öfori (patolojik neşeli hal) ve komadır (stupor).

Kullanılan sigaranın birden kesilmesinde 24 saat içinde nikotin yoksunluğu belirtileri olur. Bunlar disforik (kederli, karamsar) ya da depressif duygudurum, uykusuzluk (insomnia), kolay sinirlenme ya da öfkelenme (irritabilite), anksiyete (kaygı, sıkıntı), düşünceleri yoğunlaştıramama, huzursuzluk, kalp hızında azalma, iştah artması ve kilo alma olur.

50 Soruda Psikiyatri
Ali Nahit Babaoğlu
Bilim ve Gelecek Kitaplığı