İsis ve Osiris Miti: Parçalanmış Erilliğin ve Dönüşen Aşkın Arketipi

İsis ve Osiris Hikayesinin Özeti

İsis ve Osiris miti, dişil ve eril enerjilerin, yeniden diriliş ve dönüşüm yoluyla nasıl bir araya geldiğini gösteren kadim bir Mısır hikayesi olarak sunulur

Hikayenin Temel Unsurları:

  • Karakterler ve İlişki: Osiris ve İsis, hem ikiz kardeş hem de kraliyet eşidirler. Osiris, “sistematik, hassas bir kraldır”.
  • Cinayet ve Parçalanma: Osiris, kardeşi Set tarafından öldürülür. Set, “maddedeki enerjiyi donduran doyumsuz şehvetin birçok yönünü” sembolize eder.
  • İsis’in Görevi: Osiris, fiziksel bedeninin insafına kalmıştır; bedeni bir tabut içinde Nil Nehri’nde yüzmektedir. İsis’in görevi, Osiris’i fiziksel bedeninin diktelerinden kurtarmaktır. İsis tabutu bulduğunda, ölü sevgilisinin bedenine büyük bir aşk nöbetiyle sarılır.
  • Dismemberment (Parçalama): Set, cesedi tekrar bulur, on dört parçaya ayırır ve parçaları ülkenin dört bir yanına dağıtır.
  • Yeniden Birleşme ve Yaratım: İsis, on üç parçayı sihirli bir şekilde bir araya getirir, ancak on dördüncü parça olan penisi (fallus) bulamaz. İsis, aşkının yoğunluğu sayesinde eksik olan parçanın bir imajını yaratır ve kutsal addedilen bu imaj, bir oğul gebe bıraktığı Phallos‘a dönüşür.
  • Nihai Anlam: Bu hikaye, bilinçli sürecin öncül görüntüsü olarak, Osiris ve İsis’in annelerinin rahminde cinsel olarak birleşmeleriyle tasvir edilir. Ayrıca, İsis gizemlerinin doruk noktasında, inisiye olan kişinin şehvet ve tutkunun tüm yelpazesini deneyimledikten sonra, tanrıçanın sevgisi aracılığıyla kudreti (irade gücünden ziyade yaratıcı ruh) ölümden dirilen Osiris’e dönüştüğü an yaşanırdı.

BParçalanmış Krallığı İyileştirmek: İsis’in Aşktan Yaratılan Phallos’u

Kadim İsis ve Osiris miti de, modern psikoloji için hayati önem taşıyan bir arketipsel harita sunar: ruhun parçalanması, bilinçdışının kaosu ve bütünlüğe giden dönüşüm yolu. Woodman’ın Jungcu çerçevesinden bakıldığında, bu Mısır miti, harap olmuş erilliğin (ravaged masculinity) nasıl diriltilebileceğini ve bilinçli dişilin (conscious feminine) bu süreçteki dönüştürücü rolünü anlatır.

Lanetlenme ve Parçalanma: Set’in Hükümdarlığı

Hikayenin başlangıcı, bütünlüğün parçalandığı bir kriz anını simgeler. Osiris, “sistematik ve hassas bir kral” olarak, bilinçli benliğin veya yerleşik otoritenin (ego/kral) bir yönünü temsil eder. Ancak Osiris, kardeşi Set tarafından katledilir ve on dört parçaya ayrılır.

Psikolojik olarak Set, “maddedeki enerjiyi donduran doyumsuz şehvetin birçok yönünü” temsil eder. Bu, modern dünyada bireyin enerjisinin; hırs, rekabet veya mükemmeliyetçilik gibi manik aktiviteler tarafından, kontrol dışı güç arzusu ve şehvet tarafından dondurulmasını ve dağıtılmasını simgeler. Bu parçalanma, ruhun ve bedenin (zaman ve mekan içinde yaşayan ruh) birbirinden koptuğu, yani fallusun (fiziksel ereksiyon/güç) yalnızca yıkım ve tecavüz aracı olarak kaldığı o çorak araziye (wasteland) işaret eder.

İsis’in Sevgisi ve Bilinçli Dişilin Gücü

İsis’in tepkisi, pasif bir kurbanın yasından ziyade, aktif, dönüştürücü bir sevgi eylemidir. İsis’in görevi, Osiris’i fiziksel bedeninin diktelerinden kurtarmaktır. Parçalanmış krallığı yeniden bir araya getirmek için on üç parçayı toplar, ancak dördüncü parça olan cinsel gücün somutlaşmış hali (fallus) kayıptır.

Burada kritik bir Jungcu ayrım ortaya çıkar:

  1. Phallus (Fallus): Güç, ereksiyon ve maddi arzu ile sınırlı olan fiziksel organı simgeler. Bu, materyalizme, açgözlülüğe ve hıza saplanıp kalan ve nihayetinde ölüme yol açan enerjidir.
  2. Phallos: İsis’in sevgisinin yoğunluğuyla yaratılan kutsanmış imajdır. Phallos, fiziksel bedene ait olmayan, yeniden dirilmiş, ruhsal arzu bedenini temsil eder.

İsis, kutsanmış bir imaj yaratarak kayıp olanı yeniden kazanır ve bu sayede bir oğul tasarlar. Bu, dişil bilincin, ego arzusunun kurban edilmesini sağlayan bir teslimiyet eylemi (surrender) aracılığıyla yaratıcı gücü nasıl yeniden canlandırdığını gösterir. Aşkın ve tanrıçanın gücüyle, parçalanmış erillik (Osiris) yeniden dirilir.

Phallos ve İçsel Birlik

İsis ve Phallos’un birliği, kişiliğin bütünleşmesinin ve yeni bir bilincin doğuşunun zirvesidir (yeni doğan çocuk). Bu an, Jung’un “üçüncü” olarak adlandırdığı yaratıcı çözümdür. Artık eski diktatör (Set) tarafından yönetilmeyen bu yeni bütünlük, Phallos’un kendisi olan sevgi tarafından canlandırılır:

  • Bu birleşmeyle, “tüm hayat erotikleşir”.
  • Su, çorak topraklara geri döner (Fisher King iyileşir).
  • Birey, kendi zıtlıklarının birleştiği androjin bir varlık haline gelir.

İsis ve Osiris miti, bize dışsal bir otoriteye boyun eğmek yerine, içsel çatışmalarla (Set’in güçleri) yüzleşerek, teslimiyet (surrender) ve aşk aracılığıyla parçalanmış enerjimizi (Osiris) nasıl yeniden bütünleyebileceğimizi gösterir. Kurtuluş, dışarıdan gelen bir dime (kuruluş) değil, içimizde yanan, aydınlanmış maddede yatan Phallos’un kendisidir.