Travmatik Yaşantılar ve Otizm: İlişkisel Destek Neden Hayati?
Otizmli Bireylerin Stres Yükü: Semptomlar mı, Savunma Mekanizması mı?
otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan bireylerin, tipik gelişime sahip bireylere göre travmatik olaylara ve ilişkisel strese daha fazla maruz kaldığını ve bu durumun, ruh sağlığı sonuçları ve otistik belirtilerin yönetimi açısından kritik olduğunu vurgulanmaktadır. Nasıl mı ?
I. Yüksek Stres Yükü ve Travmatik Olaylara Maruziyet
Araştırmalar, OSB’li bireylerin, çocukluktan yetişkinliğe kadar travmatik deneyimlere daha sık maruz kaldığını göstermektedir:
- Zorbalık ve Dışlanma: Okul ve sosyal ortamlarda sıklıkla zorbalık, alay ve sosyal dışlanma ile karşılaşırlar. Bu, sürekli bir toksik stres kaynağıdır.
- Duyusal Aşırı Yük: Gürültü, ışık, kalabalık gibi çevresel faktörler, OSB’li bireyler için günlük travmatik deneyimler yaratır.
- İlişkisel Stres: İletişim zorlukları nedeniyle aile içi yanlış anlaşılmalar ve destekleyici ilişkilerin eksikliği gibi kronik stres faktörleri yaşarlar.
II. Travmanın OSB Semptomlarına Etkisi
Travma ve stres, OSB’nin temel belirtilerini ve ilişkili ruh sağlığı sorunlarını şiddetlendirebilir:
- Semptom Şiddetinin Artması: Travma, tekrarlayıcı davranışları (stimming), anksiyeteyi, öfke patlamalarını ve sosyal geri çekilmeyi artırabilir. Bu davranışlar, stresle başa çıkmak için geliştirilmiş savunma mekanizmaları olarak işlev görebilir.
- Yanlış Tanı Riski: Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) semptomları (uyanıklık, kaçınma, aşırı tepkisellik), OSB’nin kendi belirtileriyle karıştırılabilir veya örtüşebilir. Bu durum, bireyin TSSB için uygun tedaviyi alamamasına yol açabilir.
III. Terapötik Yaklaşımın Zorunluluğu: İlişkiye Odaklanma
OSB’li bireyler için tedavi, travma ve ilişki dinamiklerini merkeze almalıdır:
- Travma Bilgisine Dayalı Yaklaşım: Terapistler, OSB’li bireylerle çalışırken travma bilgisine dayalı yöntemleri (trauma-informed care) benimsemelidir. Bu, bireyin davranışlarını “uyumsuzluk” olarak etiketlemek yerine, “travmaya karşı geliştirilmiş bir savunma” olarak anlamayı gerektirir.
- Güvenli İlişki Alanı: Terapi, öncelikle bireyin güvenli bir ilişkisel alan kurmasına odaklanmalıdır. Bu güven, bireyin duygusal deneyimlerini kabul edilme ve anlaşılma hissiyle keşfetmesini sağlar.
- Ebeveyn Desteği: Ailelerin de travma ve stres yönetimi konusunda desteklenmesi, çocuğa sunulan destek ortamının kalitesini artırır.


