Arzu Her Zaman Gerçekleşmek Zorunda Değil ?
İnsan hayatında arzular güçlüdür. Bazen “deli gibi istiyorum” deriz; içimizde kontrol edilemez bir dürtü gibi yükselir. Bu, bilinçdışımızda taşıdığımız arzuların yoğunluğunu gösterir. Ama işin ilginç yanı şu: Arzu ile özdeşleşmek her zaman mümkün değildir.
Arzu ve Olgunluk Arasındaki Fark
Çocuklukta ya da erken gençlikte arzu ile eylem arasındaki mesafe kısadır. İstediğimiz şeyin peşinden hemen gideriz. Fakat olgunlaştıkça, her arzunun yerine getirilmesinin bize fayda sağlamadığını öğreniriz. Çünkü hayat, sadece “ne istediğimiz” değil, aynı zamanda “neye ihtiyacımız olduğu” ve “neye hazır olduğumuz” sorularını da karşımıza çıkarır.
Olgun birey, güçlü arzularını inkâr etmez. Onları görür, tanır, kabul eder. Ama aynı zamanda şunu da bilir: Her arzu gerçekleşmek zorunda değildir. Seçme gücü, olgunluğun temel işaretidir.
Bilinçdışı Arzular ve Gerçeklik
Bilinçdışında güçlü arzular taşımak, insan olmanın doğasında vardır. Ancak dış dünyanın koşulları, toplumsal sınırlar ve bireyin kendi değerleri bu arzularla çatışabilir. Olgun birey, bu çatışmada kör bir şekilde arzularının peşinden gitmek yerine, onları kendi süzgecinden geçirir.
Bu, bastırmak değil; ayırt etmektir. Yani “Bunu deli gibi istiyorum, ama bu benim için doğru mu? Bana iyi mi gelecek? Yoksa aslında bana dayatılan bir arzu mu?” diye sorgulamaktır.
Sonuç: Seçim Yapabilme Gücü
Gerçek özgürlük, her arzuyu yaşamak değil, arzular karşısında seçim yapabilmektir. Olgun birey, arzularının esiri olmaz; onları tanır, içselleştirir ve gerekirse erteler ya da dönüştürür.
Arzularımız insan olduğumuzu gösterir; ama seçimlerimiz kim olduğumuzu inşa eder. 🌱