Yazar: simurg

Foucault’nun Soykütüksel Yöntemi: Tarihsel Anlatılardaki Güç Dinamiklerinin İzini Sürmek

Soykütüğün Temel İlkeleri Soykütüksel yöntem, tarihsel olayların ve bilgilerin, belirli bir dönemde egemen olan güç ilişkileri tarafından şekillendirildiğini savunur. Bu yaklaşım, tarih yazımının tarafsız olmadığını, aksine belirli çıkarlara hizmet eden bir söylem olarak işlediğini öne sürer. Örneğin, bir toplumun ahlaki normlarının nasıl oluştuğunu incelemek, bu normların kimin çıkarına hizmet ettiğini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Elif Şafak’ın İstanbul Piçi’nde Kültürel Kimlik ve Tarihsel Belleğin İzleri

Kimliğin Çok Katmanlı Doğası Roman, bireylerin kültürel kimliklerini şekillendiren unsurları, aile bağları, toplumsal normlar ve coğrafi kökenler üzerinden inceler. Ana karakter Zeliha’nın hikâyesi, bireysel kimliğin toplumsal beklentilerle çatışmasını gözler önüne serer. Zeliha, geleneksel cinsiyet rolleri ile modern bireysellik arasında bir gerilim yaşar; bu, onun hem kişisel hem de kültürel kimliğinin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Klimt’in Öpücük Tablosunda Aşk ve Dekoratif Unsurların Birleşimi

Görsel Kompozisyon ve Duygusal Derinlik Gustav Klimt’in 1907-1908 yıllarında yarattığı Öpücük tablosu, iki figürün kucaklaşmasını merkeze alarak yoğun bir duygusal bağ kurar. Figürler, altın sarısı bir arka plan üzerinde, karmaşık desenlerle süslenmiş giysiler içinde betimlenir. Bu desenler, doğadan ilham alan spiral ve çiçek motifleriyle doludur ve figürlerin bireysel kimliklerini arka

OKUMAK İÇİN TIKLA

Lacanian Öteki Kavramı Çevrimiçi Topluluklarda Güç Dinamiklerini Nasıl Aydınlatır?

Öteki Kavramının Temelleri Lacanian psikanalizde Öteki, bireyin kimlik oluşumunda merkezi bir rol oynar. Öteki, bireyin kendisini tanımladığı ve anlamlandırdığı bir dışsal otorite veya sembolik düzen olarak işlev görür. Bu kavram, bireyin arzularını, davranışlarını ve toplumsal ilişkilerini şekillendiren bir ayna görevi görür. Çevrimiçi topluluklarda, Öteki, platformların kuralları, algoritmaları ve topluluk normları

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tarımın Genetik Çeşitliliği Azaltmasının Sağlık Üzerindeki Etkileri

Besin Çeşitliliğinin Kaybı Modern tarım uygulamaları, yüksek verimli monokültür ürünlere odaklanarak genetik çeşitliliği önemli ölçüde daraltmıştır. Bu süreç, binlerce yıl boyunca yerel ekosistemlere uyum sağlamış bitki türlerinin ve çeşitlerinin yerini, sınırlı sayıda standartlaştırılmış türün almasına yol açmıştır. Örneğin, dünya çapında tüketilen buğday, mısır ve pirinç gibi temel gıdaların genetik çeşitliliği,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sivas Kayalıpınar’da Hitit Kuş Kehanet Tabletlerinin Keşfi

Arkeolojik Buluntuların Ortaya Çıkışı Sivas’ın Yıldızeli ilçesinde, antik dönemde Samuha olarak bilinen Kayalıpınar’daki Hitit yerleşiminde gerçekleştirilen kazılar, 56 çivi yazılı tablet ve 22 mühür baskısını gün yüzüne çıkarmıştır. Bu buluntular, 3 Temmuz 2025’te başlayan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü tarafından yürütülen kazıların

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aristoteles’in Telos Kavramı ve Modern Bilim: Uyum mu, Çelişki mi?

Telos Kavramının Felsefi Temelleri Aristoteles’in teleolojisi, her varlığın bir “telos” yani nihai amacı veya gerçekleşmesi gereken bir potansiyeli olduğu fikrine dayanır. Ona göre, bir meşe palamudunun telosu meşe ağacı olmak, bir insanın telosu ise akıl yoluyla erdemli bir yaşam sürmektir. Bu yaklaşım, evrendeki düzenin ve hareketin bir amaca yönelik olduğunu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Adler’in Aşağılık Kompleksi ve Modern Toplumun Statü ile Başarı Saplantısı

Bireysel Yetersizlik Algısının Kökenleri Aşağılık kompleksi, bireyin kendisini çevresindekilere kıyasla yetersiz, zayıf veya değersiz hissetmesi durumudur. Bu algı, erken çocukluk dönemlerinde aile, okul veya sosyal çevreden gelen geri bildirimlerle şekillenir. Birey, sürekli karşılaştırma ve rekabet ortamında kendi değerini sorgulamaya başlar. Modern toplumda bu durum, sosyal medya, eğitim sistemleri ve iş

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hunacti: 16. Yüzyıl Maya Toplumunun Direnç Kalesi

Kasabanın Kuruluşu ve Mimari Düzeni Hunacti, 1557 yılında kuzey Yucatán’da, İspanyol sömürge yönetimi altında bir visita misyonu olarak kuruldu. Bu kasaba, Fransisken rahiplerinin periyodik ziyaretleriyle denetlenen bir yerleşim olarak tasarlandı. Mimari açıdan, İspanyol sömürge ideallerini yansıtan bir planlama göze çarpar: düzenli ızgara sokaklar, merkezi bir plaza ve T şeklinde bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

İnönü Mağarasında 500 Yıl Önce Tıbbi Amaçlı Kömür Kullanımı

Mağara Ortamında Tıbbi Uygulamaların Kökeni İnönü Mağarası, Anadolu’nun tarih öncesi ve erken tarih dönemlerinde insan topluluklarının barınma, ritüel ve tedavi merkezi olarak kullandığı önemli bir arkeolojik alan olarak öne çıkar. Yaklaşık 500 yıl önce, bu mağarada kömürün tıbbi amaçlarla kullanıldığına dair bulgular, insanlığın doğayla etkileşiminin ve sağlık pratiklerinin erken biçimlerini

OKUMAK İÇİN TIKLA

İkinci Yeni Şiirinde Soyut İmgelerin Psikolojik ve Toplumsal Kökenleri

Soyut İmgelerin Ortaya Çıkış Dinamikleri İkinci Yeni şiiri, 1950’li yıllarda Türkiye’de ortaya çıkan ve soyut imgelerle yoğunlaşan bir edebi akımdır. Bu akım, dönemin toplumsal ve bireysel koşullarına yanıt olarak şekillenmiştir. Şairler, somut gerçeklikten uzaklaşarak soyut imgeler aracılığıyla duyguları, düşünceleri ve içsel çatışmaları ifade etmeyi tercih etmiştir. Bu eğilim, bireylerin dış

OKUMAK İÇİN TIKLA

Husserl’in Yaşam Dünyası Kavramı: Fenomenolojik Araştırmaların Kökeni

Kavramın Ortaya Çıkışı Husserl’in yaşam dünyası (Lebenswelt) kavramı, fenomenolojik felsefenin temel taşlarından biri olarak, insan bilincinin ve deneyiminin kökenlerini anlamaya yönelik bir çerçeve sunar. Bu kavram, bilincin dünyayla doğrudan temas ettiği, öznel deneyimlerin ve anlamların şekillendiği bir alan olarak tanımlanır. Husserl, yaşam dünyasını, bilimsel teorilerden ve soyutlamalardan önce gelen, insanın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Virginia Woolf’un Mrs. Dalloway Romanında Bilinç Akışı Tekniğinin İşlevselliği

Zihinsel Süreçlerin Temsili Bilinç akışı tekniği, karakterlerin iç dünyalarını doğrudan ve kesintisiz bir şekilde aktarmak için kullanılır. Bu yöntem, geleneksel anlatı yapılarının aksine, zihinsel süreçlerin doğrusal olmayan, parçalı ve öznel doğasını yansıtır. Woolf, karakterlerin düşüncelerini, anılarını ve duygularını birbiriyle iç içe geçirerek, onların bilinçaltı akışını okura sunar. Örneğin, Clarissa Dalloway’in

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tadım Kalesi Höyüğü’nde Bulunan 6000 Yıllık Boğa Başlı Sunak: Antik Anadolu Ritüellerine Bir Pencere

Arkeolojik Bağlam ve Buluntu Elazığ, Türkiye’de yer alan Tadım Kalesi ve Höyük’te yürütülen kazılar, önemli bir buluntuyu gün ışığına çıkardı: Geç Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı’na (yaklaşık MÖ 4000-3000) tarihlenen 6000 yıllık boğa başlı bir sunak. 160×130 santimetre boyutlarındaki bu büyük yapı, orijinal yerinde bozulmadan bulunarak antik Anadolu topluluklarının ritüel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Deleuze’ün Arzu Kavramının Freud’un Libidinal Teorilerine Meydan Okuyuşu

Arzunun Yeniden TanımlanışıDeleuze, Freud’un libidoyu bireysel bilinçdışına ve cinsel dürtülere bağlayan yaklaşımını eleştirir. Freud, libidoyu bireyin içsel bir enerjisi olarak tanımlar ve bu enerjiyi ailevi çatışmalar (Oedipus kompleksi) ve bastırma mekanizmalarıyla ilişkilendirir. Deleuze ise arzuyu, bireyin ötesine uzanan, toplumsal ve maddi üretim süreçleriyle iç içe bir kuvvet olarak yeniden kurgular.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sartre’ın Radikal Özgürlük Kavramı ve Algoritmik Determinizm Çağında Bireysel Sorumluluk

Varoluşçu Özgürlüğün Temelleri Sartre’ın radikal özgürlük kavramı, bireyin her an kendi anlamını yaratma yetisine sahip olduğunu savunur. İnsan, özünü önceden belirlenmiş bir doğayla değil, kendi seçimleriyle inşa eder. Bu görüş, bireyin her durumda özgür olduğunu ve bu özgürlüğün kaçınılmaz olarak tam sorumluluk getirdiğini öne sürer. İnsan, dışsal koşullar ne kadar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Demokritos’un Atomculuğu ile Kuantum Fiziğinin Buluşma Noktaları

Antik Atomculuğun Temelleri Demokritos, maddenin sonsuza dek bölünemeyeceğini ve her şeyin “atomlar” ile “boşluk”tan oluştuğunu savunmuştur. Bu atomlar, onun görüşüne göre, farklı şekil, boyut ve hareketlerle varlıkların çeşitliliğini oluşturur. Bu fikir, doğanın temel yapı taşlarını anlamaya yönelik ilk sistematik girişimlerden biri olarak kabul edilir. Atomların fiziksel, bölünmez ve değişmez olduğu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Homo floresiensis’in Küçük Boyutlarının Ekolojik Adaptasyonları

Küçük Boyutların Evrimsel Kökenleri Homo floresiensis’in küçük boyutları, ada ortamlarındaki evrimsel baskıların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Endonezya’nın Flores Adası gibi izole ekosistemlerde, sınırlı kaynaklar ve yırtıcı hayvanların azlığı, vücut boyutlarının küçülmesini teşvik eden bir süreç olan ada cücelemesi (insular dwarfism) ile ilişkilendirilmiştir. Bu süreç, enerji tasarrufu sağlamak ve düşük

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gregor Samsa’nın Böceğe Dönüşümünün Toplumsal ve Bireysel Yabancılaşma Boyutları

Bireyin Toplum İçindeki Kimlik Krizi Gregor Samsa’nın bir sabah dev bir böceğe dönüşmesi, bireyin modern toplumda kendi kimliğini yitirme sürecini çarpıcı bir şekilde yansıtır. Bu dönüşüm, bireyin toplumsal rollerle tanımlanmasının bir sonucu olarak kendi öz benliğini kaybetmesini ifade eder. Gregor, bir gezgin satıcı olarak ailenin geçimini sağlama sorumluluğunu üstlenmiş, kendi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı: Epik Şiirin İşlevselliği ve Temaların Çözümlemesi

Epik Şiirin Modern Yorumu Kuvayi Milliye Destanı, epik şiirin klasik unsurlarını, yani kahramanlık, kolektif mücadele ve destansı anlatımı, 20. yüzyılın toplumsal ve tarihsel gerçekleriyle harmanlar. Geleneksel epik şiir, genellikle mitolojik veya tarihsel bir kahramanın bireysel yolculuğunu merkeze alırken, bu eserde kahramanlık, anonim halk figürleri ve sıradan insanların kolektif çabaları üzerinden

OKUMAK İÇİN TIKLA