T. ALANGU – Bir yazar olarak masallara yönelmenin gereğini neden duydunuz?
AZİZ NESİN -Ben halkı masallarında ve hikayelerinde, fıkralarında, “baskıya karşı direnme” eğilimi gördüm. Bu masal alışkanlığından yararlanarak kanunlu, yada kanunsuz baskıya karşı “bilinçli” olarak, o iki kitabımı yazdım. Onları o günlerde halkın bildiği masal biçiminde vermek gereğini duydum. Aslında onlar hikayeydi. Oysa masalda “öğretici bir yorumlama” var. Halk, masalı dinleyince, yada okuyunca, “lafı ne demeye getirmiş?” diye düşünüyor. Sözün açıkça, dobra dobra kullanılmadığını kendi alışkanlığından biliyor. Her yerde bu, “ne demeye getirmiş?” sorusunu sorma gereğini duyuyor. Bizde söz ve yazının doğrudan bişey demek için değil, erbabına malum olacak şekilde anlamın üstünü örtmekte kullanıldığını çok iyi biliyor halk. Ama hikayede böyle bir temsile gitme yoktur. “Kargaların Seçtiği Padişah” bir masal esinlemesidir, ama, benim söylemek istediğim başkadır. Masalın,mizah hikayelerinden daha çok düşündürdüğünü anladım. Ben, bir tarihlerde “Karagöz” dergisini çıkardım. Ramiz de resimlerini yapardı. Ben, o zaman bakkal dükkanı işletiyordum. Halk bunu okur, Ramiz’in resimlerini uzun uzadıya seyreder, ayrıntılarından yorum yoluyla anlamlar çıkarırdı. Masalda bir soyutlama hali var, anlam derinleşiyor, ama bu soyutlamada büyük gerçeklik var. O zaman, birçok şeyleri, halkı etkileyerek anlatma gücünü buluyoruz. Soyutlamada “absurde” olana karşıyım ben. Ama halk soyutlamayı ve “absurde”ü bir fantezi olarak değil gerçeklerin ve kendi direnmesinin etkili bir ifade aracı olarak kullanıyor. Halk oyunda, hikaye ve masalda soyutlamayı, belli koşullar altında, ya baskıdan kurtulmak, yada genellemeye yönelmek için yapıyor.
13 Mart 1966
MEMLEKETİN BİRİNDE
AZİZ NESİN VE HALK MASALLARI
NESİN YAYINEVİ