Büyücü – John Fowles “kişisel özgürlüğe ulaşmanın ve insanın kendini keşfetmesinin zorluklarına dair”

Çağının yarı-entelektüel bunalımlarını geçirmekte olan, Oxford mezunu Nicholas Urfe, İngiltere’nin kasvetinden ve aşktan kaçmak için ücra bir Yunan adasına İngilizce öğretmeni olarak gider. Tek başına sıkıntılı günler geçirdiği, şair olduğuna dair hayallerinin de suya düştüğü bir sırada, gizemli milyoner Conchis ile tanışır…Büyücüinsan zihninin labirentlerinde dolaşan metafizik bir eğlence trenidir adeta. Bu labirentlerde gerçeklikle sanrı arasındaki gri bölge kahramanımızca ihlal edilir. Birbiri ardına gelişen ürkütücü olayların, aşk ve ihanetin sonucunda Urfe başta kendi akıl sağlığı olmak üzere her şeyden şüphelenir bir duruma gelir.Mitolojik öğelere ve Shakespeare’in ünlü oyunu Fırtına’ya çeşitli göndermelerin yapıldığı hikâyede John Fowles, savaşın acımasızlığını, bir Akdeniz adasının dinginliğini, insan zihninin karmaşık yapısını, kadın-erkek ilişkisinin doğasını, Tanrı ve özgürlük kavramlarını ustaca anlatımıyla irdeler. Gerçek özgürlüğün ancak kendini tanımakla mümkün olabileceği savından yola çıkılarak hayallerle gerçek deneyimler arasındaki ilişkiler, Fowles’un Prospero’su Conchis tarafından bir dizi yanılsama, maske ve gösteriyle çarpıcı bir biçimde sahneye konur. Büyücü’de, insanlığın karşı karşıya bulunduğu tehdit, Batı kültürünün duvarları arasına olduğu kadar insanın kendi bilincinin duvarları arasına da gizlenmiştir. Urfe gibi, içinde doğdukları kültürün sosyal yapılarınca dayatılan davranış kalıplarından uzak durma özgürlüğüne sahip olduklarını keşfeden bireylerin çabalarıyla varılabilecek yeni bir bilinç düzeyine yolculuktur bu.Random House’un 20. yüzyılda İngiliz dilinde yazılmış en iyi yüz yapıt listesinde yer alan Büyücü, kişisel özgürlüğe ulaşmanın ve insanın kendini keşfetmesinin zorluklarına dair bir edebiyat şöleni…

“Ancak Marquis de Sade, Arthur Edward Waite, Sir James Frazer, Gurdjieff, Madam Blavatski, C. G. Jung, Aleister Crowlley ve Franz Kafka’dan oluşan bir ekibin tasarlayabileceği, ihtişamlı bir gerilimle örülmüş bir muammanın romanı.” Financial Times

Büyücü (İngilizce özgün adı The Magus), yazar John Fowles’un yazdığı ilk romanıdır. Eser, ilk kez 1966 yılında yayınlandı ve Fowles’un basılan ikinci romanı oldu. Küçük bir Yunan adasına öğretmen olarak giden ve orada kendisini usta bir düzenbazın yarattığı psikolojik yanılsamaların içinde bulan Nicholas Urfe’nin hikâyesini anlatmaktadı.

Roman yayınlandığı dönemde en çok satanlar listesine girdi. Bu başarının bir sebebi de 1960’lara psikoanaliz ve mistizmin çok popüler olmasıydı. Roman, Modern Kütüphane’nin en iyi yirminci yüzyıl romanları listesinde 93. sırada yer aldı. Reader’s and Critics’ listelerine ise 71. sıradan girdi.

Geçmiş
Büyücü, John Fowles’un yazdığı ilk roman olmasına rağmen 1963’te yayınlanan Koleksiyoncu’dan sonra 1966’da yayınlandı. Eserin 1950’lerde The God Game (Tanrı Oyunu) ismiyle yazmaya başlamıştı. Fowles, romanı yaratırken İngilizce öğretmeni olarak bir süre kaldığı Spetses adasındaki tecrübelerinden yararlandı. 1966’da yayınlanana kadar bölümleri tekrar tekrar yazan Fowles, aldığı olumlu eleştirilere ve kazandığı ticari başarıya rağmen romanın üzerinde çalışmaya devam etti. Eser son haline 1977 yılında kavuştu.

Ana karakterler
Nicholas Urfe – Yunanistan’a İngilizce öğretmek üzere giden, 25 yaşında, İngiliz adam.
Alison Kelly – Nicholas’ın kendisinden kaçmak için Yunanistan’a taşındığı kız arkadaş.
Maurice Conchis – Sağlıklı ve akıllı Yunan bir adam.
Lily de Seitas – Conchis’in oyunlarına katılan, Nicholas’ın aşık olduğu genç bir kadın.
Rose de Seitas – Lily’nin kız kardeşi ve aynı zamanlarda oyunlardaki oyunculardan biri.

Sinema filmi
1968 yılında Guy Green tarafından, romanın sinema filmi çekildi. Filmin senaryosunu John Fowles yazdı. Nicholas Urfe’yi Michael Caine, Maurice Conchis’i Anthony Quinn, Alison’ı Anna Karina, Lily ve Julie’yi Candice Bergen ve Anton’u Julian Glover canlandırdı. Film, Mayorka adasında çekildi. Uyarlama başarısız bulundu. Michael Caine, filmin içinde bulunduğu en kötü film olduğunu çünkü oradaki hiç kimsenin eserin ne hakkında olduğunu anlamadığını itiraf etti. Woody Allen eserle ilgili “Eğer dünyaya bir daha gelseydim, The Magus’su izlemek dışında her şeyi aynı yapardım.” açıklamasını yaptı. Filmin DVD’si 17 Ekim 2006’da yayınlandı.

KÜNYE
Büyücü
John Fowles
Ayrıntı Yayınları
Çevirmen : Meram Arvas
Sayfa Sayısı : 688

John Fowles
(1926-2005) İngiliz romancı, hikâyeci, şair ve denemeci. Fowles, mit ve gizemi gerçekçilik ve varoluşçu düşünce ile birleştiren romanlarıyla yüzyılın önemli yazarları arasına girmiştir. Gerilim romanı, Victoria dönemi romanı, ortaçağ öyküsü ve otobiyografi gibi geleneksel düzyazı biçimleriyle deneyler yapmış, bu biçimler aracılığıyla yirminci yüzyıl sanatını ve toplumunu yorumlamıştır. Fowles karmaşık durumlar ve efsane, sanat ve tarihten alınma unsurlarla dolu sahneler yaratan, anıştırma ve betimleme tekniklerini sık kullanan bir yazardır. Romanların anlatı yapısı güçlü, karakterleri canlı, inandırıcıdır. Bu karakterlerin çoğu toplumun genelgeçer kurallarının dışında yaşar; romanların dramatik gerilimi bu karakterlerin kendilerini yeniden değerlendirmelerini gerektiren can alıcı dönüm noktalarına ulaşmalarıyla sağlanır. Fowles’un kadın kahramanları zeki ve bağımsızdır; erkek kahramanlar ise hayatlarındaki bulmacalara yanıt arayan, genellikle kararsız ve yalıtılmış durumdadırlar. Çoğu durumda aradıkları basit çözümleri bulamadıkları gibi, arayışları esrarın daha da artmasıyla sonuçlanır. Fowles her şeyi bilen Tanrı-yazar rolünü reddeder; bu tavrı, romanlarını okuru tatmin edecek finallerle bitirmeyi reddetmeyi de içerdiği için bazı okurlarını kızdırmıştır. Oysa Fowles yarattığı karakterlere kendi sınırları içinde seçme ve davranma özgürlüğü tanımanın yazar sorumluluğunun gereği olduğuna inanır. Bu uygulama, Fowles’un, iradesini ve bağımsız düşüncelerini kullanarak topluma uyum göstermeye direnen ve böylece şansın hayat üzerindeki etkisini sınırlayan “sahici” insan anlayışına koşuttur.
İlk romanı The Collector (1963; Koleksiyoncu, Çev. Münir Göle, Ayrıntı Yayınları, 2001) büyük bir ticari başarı kazanmış, kitap hakkında yapılan değerlendirmelerde hikâyenin Herakleitos’tan alınan, Az yani seçkinler ile Çok, yani kitleler arasındaki mücadele temasını işlediği vurgulanmıştır. Fowles bir düşünce metni olan ikinci kitabı The Aristos’ta (1964; Aristos-Yaşam Üzerine Notlar, Çev. Serdar Rifat Kırkoğlu, Ayrıntı Yayınları, 2001) sanat, din, siyaset ve toplum hakkındaki düşüncelerine yer vermiştir. The Magus (1965; Büyücü, Çev. Meram Arvas, Ayrıntı Yayınları, 2006) labirentimsi yapısıyla Fowles’un anlatı ustalığını gözler önüne serer. Yazımına 1952’de başladığı bu roman ilk kez 1965’te yayımlanmış, 1977’de yazarın yaptığı birçok üslup ve yapı değişikliğiyle tekrar yayımlanmıştır. The French Lieutenant’s Woman (1969; Fransız Teğmenin Kadını, Çev. Aslı Biçen, Ayrıntı Yayınları, 1999) Fowles’un en başarılı ve yenilikçi romanı olarak değerlendirilmiştir. The Ebony Tower (1974; Abanoz Kule, Çev. Aysun Babacan, Ayrıntı Yayınları, 2008) her biri bir sanat biçimiyle bağlantılı ve yaratım sürecinin bir yönüyle ilgili öykülerden oluşur. Ayrıntı Yayınları’nın yayın programında bulunan Daniel Martin (1977) bir adamın kendini arayışını konu alan, Fowles’un deyişiyle “duygusal anlamda otobiyografik” bir romandır. Mantissa (1982; Mantissa, Çev. Aysun Babacan, Ayrıntı Yayınları, 2001) cinsellikten edebiyat kuramına bir dizi konuyu ele alır ve modern edebiyatta yazarın rolü üzerinde odaklanır. Akıl ile boş inanç, delilik ve doğaüstü, özgürlük ve rastlantı, bilim ve büyü gibi kavramların tartışıldığı, çarpıcı bir gerilim romanının ötesine uzanıp metafizik boyutlara da erişen son romanı A Maggot (1985; Yaratık, Çev. Serdar Rifat Kırkoğlu, Ayrıntı Yayınları, 2000) ise on sekizinci yüzyılda Shaker mezhebinin ortaya çıkışını konu edinir. Kendi yapıtlarının yazılış serüveninden toplumsal analizlere kadar çeşitli yazılar içeren en son yapıtı Wormholes (1998; Zaman Tüneli, Çev. Süha Sertabiboğlu, Ayrıntı Yayınları, 2004) ise makale ve söyleşilerinden oluşuyor.

1968 yılından itibaren Fowles İngiltere’nin güneyinde, küçük bir liman kasabası olan Lyme Regis’te yaşamıştır. Yaşadığı yerin yerel tarihine duyduğu ilgiden dolayı 1979’da Lyme Regis Müzesi’nin kuratörlüğüne atanan Fowles, 7 Kasım 2005’te yaşama veda etti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir