Kategori: Cinsiyet Çalışmaları

Virginia Woolf, Kendine Ait Bir Oda ve Hélène Cixous: Kadın Yaratıcılığı ve Özgürleşmenin Entelektüel Temelleri

Bu metin, Virginia Woolf’un Kendine Ait Bir Oda eserindeki kadın ve yaratıcılık temalarını, Hélène Cixous’nun “kadın yazısı” teorisiyle ilişkilendirerek, Woolf’un argümanlarının modern feminizmin entelektüel temellerine katkılarını değerlendirir. Kadın Yaratıcılığının Maddi ve Zihinsel Koşulları Woolf’un Kendine Ait Bir Oda eserinde, kadınların yaratıcı üretim için maddi bağımsızlık ve özel bir alan gereksinimini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Elif Şafak’ın Şemspare ve Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm Romanlarında Kadın Anlatılarının Cinsiyet Farkı Felsefesiyle Karşılaştırmalı Analizi

Bu metin, Elif Şafak’ın Şemspare adlı eserindeki kadın anlatılarını, Luce Irigaray’ın cinsiyet farkı felsefesi bağlamında inceleyerek, bu anlatıların Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm romanındaki Dirmit karakterinin feminist temsiliyle karşılaştırmasını yapar. Analiz, kadınlık deneyimlerinin çok boyutlu doğasını, toplumsal cinsiyet normlarının eleştirisini ve bireysel özerklik arayışını değerlendirir. Kadın Anlatılarının Toplumsal Cinsiyet Normlarına

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hera’nın Kıskançlığı ve Mitolojik Yansımaları

Hera, Yunan mitolojisinde Zeus’un hem eşi hem de gökyüzünün kraliçesi olarak, evliliğin ve aile düzeninin koruyucusu konumundadır. Ancak onun kıskançlığı, Zeus’un bitmek bilmeyen romantik maceraları ve bu ilişkilerden doğan çocuklara karşı sergilediği tutumlarla, mitolojik anlatılarda derin izler bırakmıştır. Bu metin, Hera’nın kıskançlığının mitolojik olaylardaki etkilerini, tarihsel, sosyolojik, antropolojik ve sanatsal

OKUMAK İÇİN TIKLA

Otizmde Cinsiyet Farklılıklarının Geleneksel Tanı Kriterlerine Yansımaları

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), nörogelişimsel bir durum olarak bireylerin sosyal etkileşim, iletişim ve davranışsal esneklik alanlarında farklılıklar göstermesine yol açar. Sarah Bargiela gibi araştırmacılar, otizmin cinsiyet temelli farklılıklarını inceleyerek, geleneksel tanı kriterlerinin bu farklılıkları ne ölçüde yansıtabildiğini sorgulamıştır. Bu metin, otizmdeki cinsiyet farklılıklarının geleneksel tanı sistemlerine etkisini, bilimsel bir perspektiften,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bourdieu’nun Sembolik Şiddet Teorisi ve Toplumsal Cinsiyetin İnşası

Pierre Bourdieu’nun sembolik şiddet teorisi, toplumsal cinsiyet rollerinin bireyler tarafından nasıl içselleştirildiğini ve yeniden üretildiğini anlamak için güçlü bir çerçeve sunar. Bu teori, toplumsal düzenin, bireylerin rızası ve farkındalığı olmaksızın, semboller, normlar ve gündelik pratikler aracılığıyla sürdürüldüğünü savunur. Toplumsal cinsiyet rolleri, bu bağlamda, bireylerin bilinçdışı olarak benimsediği ve toplumu yeniden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Toplumsal Mücadelelerin Kesişim Noktaları: Caroline ve Catherine Üzerinden Bir Karşılaştırma

Roman kahramanlarının toplumsal mücadeleleri, bireysel ve kolektif düzlemde insanlık durumunu anlamak için güçlü bir zemin sunar. Marxist ve feminist eleştiri, bu mücadelelerin sınıfsal ve cinsiyet temelli dinamiklerini çözümlemek için etkili araçlar sağlar. Emily Brontë’nin Shirley adlı eserindeki Caroline Helstone ile Émile Zola’nın Germinal adlı eserindeki Catherine Maheu, 19. yüzyılın toplumsal

OKUMAK İÇİN TIKLA

Klimt’in Öpücük Eserinde Aşk ve Cinsellik Üzerine Bir İnceleme

Gustav Klimt’in Öpücük (1907-1908) adlı eseri, sanat tarihinin en ikonik yapıtlarından biri olarak, aşk ve cinsel gerilim arasındaki karmaşık ilişkiyi görsel bir anlatıya dönüştürür. Bu çalışma, eseri çok katmanlı bir perspektiften ele alarak, burjuva aşkının idealize edilmiş yüzeyinin altında yatan cinsel gerilimleri ve toplumsal dinamikleri inceler. Klimt’in Viyana’nın Secession hareketi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Toplumsal Cinsiyetçilik: Altalternlik ve Melezlik Kavramları Üzerinden Bir İnceleme

Altalternin Konuşma İmkânı Toplumsal cinsiyetçilik, bireylerin cinsiyet temelli roller ve beklentiler aracılığıyla sistematik olarak ayrımcılığa uğramasını ifade eden bir toplumsal olgudur. Bu bağlamda, altalternlik kavramı, toplumsal hiyerarşilerin en alt katmanlarında yer alan bireylerin seslerini duyurma kapasitesini sorgular. Altaltern, genellikle toplumsal, ekonomik ve kültürel olarak dezavantajlı grupları temsil eder ve bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hegemonik Erkeklik Kavramının Çok Yönlü Analizi

Kavramın Tanımı ve Kapsamı Hegemonik erkeklik, toplumsal cinsiyet düzeninde belirli bir erkeklik biçiminin diğer erkeklik türleri ve kadınlık üzerinde baskınlık kurmasını ifade eden bir kavramdır. Bu yapı, toplumsal normlar ve güç ilişkileri aracılığıyla belirli bir erkeklik idealini yüceltir ve diğer cinsiyet ifadelerine karşı bir hiyerarşi oluşturur. Bu ideal, genellikle fiziksel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cinsiyet Disforisi: Neden Bu Kadar Önemli ve Otizm Spektrumundaki Bireyler İçin Anlamı Ne?

Bireyin atanmış cinsiyetiyle, yani doğduğunda biyolojik özelliklerine göre belirlenen cinsiyetiyle, hissettiği ve deneyimlediği cinsiyet kimliği arasında derin bir uyumsuzluk yaşaması durumu olan cinsiyet disforisi, son yıllarda daha fazla konuşulmaya başlandı. Peki, bu kavram neden bu kadar büyük bir önem taşıyor ve özellikle otizm spektrumundaki bireyler için neden kritik bir konu haline

OKUMAK İÇİN TIKLA

Atalanta’nın Yarışları: Kadın Gücü ve Bağımsızlığın Mitolojik Yansımaları

Atalanta’nın mitolojik öyküsü, Antik Yunan anlatılarında kadın gücü ve bağımsızlığın karmaşık bir portresini sunar. Bu metin, Atalanta’nın yarışlarını, onun bireysel direnişi, toplumsal cinsiyet normlarına meydan okuyuşu ve mitin çok katmanlı anlamlarını derinlemesine inceler. Atalanta’nın öyküsü, bireysel özgürlük arayışı ile toplumsal düzenin dayatmaları arasındaki gerilimi yansıtırken, aynı zamanda insanın kendi kaderini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Amazons’un Savaşçı Kimliği: Antik Yunan’da Cinsiyet Normlarına Karşı Bir İsyan

Amazons’un savaşçı kadın kimliği, Antik Yunan toplumunun cinsiyet rollerine meydan okuyan bir fenomen olarak tarihsel ve kültürel anlatılarda kendine özgü bir yer edinmiştir. Mitolojik bir topluluk olarak tasvir edilen Amazons, yalnızca fiziksel güçleriyle değil, aynı zamanda bağımsızlık, özerklik ve toplumsal düzenlere karşı duruşlarıyla da dikkat çeker. Bu metin, Amazons’un Antik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Biyopolitikanın Görünürlüğü: Devletin Bedenler ve Cinsellik Üzerindeki Kontrol Mekanizmaları

Michel Foucault’nun biyopolitika kavramı, modern devletlerin bireylerin bedenleri ve yaşamları üzerindeki kontrol pratiklerini anlamak için güçlü bir çerçeve sunar. Bu kavram, devletin yalnızca yasal ya da cezai mekanizmalarla değil, aynı zamanda gündelik yaşamın en mahrem alanlarına nüfuz eden düzenlemelerle bireyleri nasıl şekillendirdiğini açığa çıkarır. Aşağıda, bu kontrol mekanizmalarının farklı boyutları,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Feminist Terapinin Evlilik Terapisi Eleştirileri: Kapsamlı Bir Analiz

Toplumsal Cinsiyet Normlarının Sorgulanmaması Evlilik terapisine yönelik feminist eleştiriler, toplumsal cinsiyet normlarının genellikle eleştirel bir süzgeçten geçirilmeden kabul edildiğini öne sürer. Geleneksel yaklaşımlar, çiftlerin sorunlarını ele alırken, heteronormatif ve patriyarkal rolleri pekiştiren bir çerçeve benimseyebilir. Örneğin, kadınların duygusal ifade ve bakım, erkeklerin ise maddi destek ve karar alma rolleriyle özdeşleştirildiği

OKUMAK İÇİN TIKLA

Frig Ana Tanrıça Yazıtları: Kadın Merkezli Teolojik Unsurların İncelenmesi

Kült Yapısına GirişFrig dini sistemi, Ana Tanrıça olarak bilinen birincil bir ilahın etrafında şekillenmiş ve eski Anadolu gelenekleriyle yeni ortaya çıkan kültürel pratiklerin karmaşık bir etkileşimini yansıtmaktadır. Arkeolojik ve epigrafik kanıtlarla sıkça tanımlanan bu ilah, doğurganlık, koruma ve doğal unsurlar üzerinde egemenlik gibi özellikler taşır. Yaklaşık olarak MÖ 8. yüzyıldan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Queer Teorisinin Bilimsel ve Derinlikli Analizi

Giriş Queer teorisi, 20. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ve toplumsal cinsiyet, cinsellik, kimlik ve güç ilişkilerini sorgulayan disiplinlerarası bir teorik çerçevedir. Geleneksel normatif yapıları eleştiren bu teori, heteronormativite, ikili cinsiyet sistemi ve sabit kimlik kategorilerini sorunsallaştırarak, bireylerin öznel deneyimlerini ve toplumsal dinamikleri anlamaya yönelik yeni bir perspektif sunar. Queer teorisi,

OKUMAK İÇİN TIKLA

İş Yerinde Cinsiyetçi Dilin Kuramsal ve Eleştirel Söylem Analiziyle Karşılaştırmalı İncelemesi

Söylem ve Toplumsal Cinsiyet Kavramlarının İncelenmesi İş yerinde cinsiyetçi dil, toplumsal cinsiyet rollerinin dil aracılığıyla yeniden üretilmesi ve güçlendirilmesi açısından önemli bir olgudur. Bu dil, bireylerin cinsiyet temelli stereotiplere dayalı olarak kategorize edilmesine yol açar ve iş yerinde hiyerarşik ilişkileri şekillendirir. Toplumsal cinsiyet, dilin günlük etkileşimlerde nasıl yapılandırıldığına dair bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Antik Yunan’da Hestia’nın Ev Tanrıçası Rolü ve Aile Kavramının Konumlanması

Hestia’nın Pasif Rolünün Kavramsal Çerçevesi Hestia, Antik Yunan mitolojisinde evin ve ocağın tanrıçası olarak tanımlanır, ancak diğer Olimpos tanrılarının aksine aktif bir mitolojik anlatıya sahip değildir. Bu pasif rol, Antik Yunan toplumunda aile ve ev kavramlarının sabit, değişmez ve kutsal bir temel üzerine inşa edildiğini gösterir. Hestia’nın mitlerdeki sessizliği, evin

OKUMAK İÇİN TIKLA