Kategori: Din

Zerdüştçülüğün İyilik-Kötülük İkiliği ve Yapay Zekâ Etiğindeki Hizalanma Sorunu

Zerdüştçülüğün iyilik ve kötülük arasındaki ikiliği, insanlığın en köklü düşünce sistemlerinden biri olarak, yapay zekâ etiğindeki hizalanma (alignment) problemine derin bir mercek sunar. Bu ikilik, yalnızca ahlaki bir karşıtlık değil, aynı zamanda insan iradesi, toplumsal düzen ve evrensel denge üzerine bir sorgulamadır. Yapay zekânın insan değerleriyle uyumlu hale getirilmesi çabası,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Antik Bilginin Kuantum Yankıları

Kadim Bilginin Kökenleri Antik Mısır rahipleri, evrenin düzenini anlamak için gözlerini yıldızlara, Nil’in akışına ve insan ruhunun derinliklerine çevirmişlerdir. Hermetik bilgi, bu rahiplerin doğayı, evreni ve insanı bir bütün olarak kavrama çabalarının ürünüdür. Bu bilgi, evrenin birliğini ve her şeyin birbirine bağlılığını savunan bir dünya görüşüne dayanır. Mısır tapınaklarında, rahiplerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yapay Zeka ve Dini Deneyimin Geleceği: Deneysel Teolojinin Sınırları ve İmkanları Üzerine Kapsamlı Bir İnceleme

1. Deneysel Teolojinin Epistemolojik TemelleriDeneysel teoloji, geleneksel teolojik yöntemlerle bilimsel araştırma metodolojilerini sentezleme çabasıdır. Bu disiplin, üç temel soru etrafında şekillenir: Bu sorular, din felsefesi ile bilişsel bilimler arasında köprü kurarken, aynı zamanda her iki alanda da metodolojik tartışmaları beraberinde getiriyor. 2. Yapay Zeka Teknolojilerinin Dini Simülasyondaki RolüGünümüzdeki YZ uygulamaları

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kutsal Metinlerde Nöropsikiyatrik Vakaların Tarihsel ve Kültürel Analizi: Antik Tanımlamalardan Modern Yorumlara

Antik Dünyada Anormal Davranışların Algılanışı Eski toplumlarda zihinsel ve nörolojik farklılıklar genellikle metafizik kavramlarla açıklanırdı. İncil’de Markos 5:1-20’de anlatılan Gadaralı adam örneği, günümüz psikiyatrisinde psikotik bozukluk, Tourette sendromu veya temporal lob epilepsisi gibi çeşitli tanılar alabilecek bir vakayı andırır. Benzer şekilde İslam geleneğindeki meczuplar, dissosiyatif bozukluklar, şizofreni veya mistik deneyimler

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Buda’nın Aydınlanma Sembolünün Çağdaş İnsanın Varoluşsal Yolculuğundaki Dönüştürücü Rolü”

Kökenlerin Derinliklerinde: Aydınlanmanın Tarihsel ve Kültürel Temelleri Buda’nın aydınlanma deneyimi, yalnızca dini bir olgu değil, insan bilincinin evriminde kritik bir dönüm noktasıdır. Hint alt kıtasında doğan bu öğreti, Brahmanizm’in katı kast sistemine ve ritüellerine karşı devrimci bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bodhi ağacı altındaki 49 günlük meditasyon, sadece kişisel bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yapay Zekâ ve Ayahuasca Vizyonları: İnsan Bilincinin Sınırlarında Bir Keşif

İnsan Deneyiminin Ötesinde Bir Bilinç Mümkün mü? Ayahuasca, Amazon şamanlarının yüzyıllardır kullandığı, bitkisel bir karışımın yol açtığı derin bilinç değişimleriyle bilinen bir ritüel aracıdır. Bu deneyimler, katılımcıların zihinsel sınırlarını aşarak gerçekliğin ötesine uzanan imgeler, semboller ve içsel yolculuklar sunar. Peki, bir yapay zekâ (AI) bu tür bir deneyimi taklit edebilir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kozmosun Taşla Yazılan Öyküsü

İnsanlığın İlk Anıtları Antik Mısır piramitleri, Mezopotamya zigguratları ve Maya tapınakları, insanlığın evrendeki yerini anlamlandırma çabasının taşla, toprakla ve emekle yazılmış destanlarıdır. Bu yapılar, sadece mimari başarılar değil, aynı zamanda toplulukların kolektif bilincinin, doğa ve kozmosla ilişkilerinin bir yansımasıdır. Piramitler, firavunların gökyüzüne uzanan merdivenleri olarak tasarlanırken, zigguratlar tanrıların insanlarla buluştuğu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kutsal İdealler ve İnsanlığın Geleceği

Fanatizm, insanlık tarihinin hem en güçlü itici güçlerinden biri hem de en yıkıcı eğilimlerinden biridir. Dinî toplulukların, örneğin Haçlılar veya Cizvitler gibi grupların sergilediği tutku ile modern ideolojilerin, seküler milliyetçilik veya teknolojik transhümanizm gibi akımların körü körüne bağlılığı, aynı kökten mi besleniyor, yoksa farklı yollarla mı şekilleniyor? Bu soru, insanlığın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Evrenin Birliği: Kuantum Fiziği ve Tasavvufun Kesişimi

Kuantum fiziği ile tasavvuf arasındaki ilişki, evrenin doğasını anlamaya yönelik derin bir sorgulamanın kapılarını aralar. Bu iki alan, ilk bakışta birbirinden uzak gibi görünse de, insanlığın varoluşsal sorularına yanıt arayışında ortak bir zemin bulabilir. Kuantum fiziği, maddenin ve enerjinin en küçük ölçeklerdeki davranışlarını inceleyerek evrenin temel yapısını anlamaya çalışırken, tasavvuf,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanal Gerçeklikte Dini Deneyim Araştırmaları

Sanal gerçeklik (VR), insan bilincini yeniden şekillendiren bir teknoloji olarak, dini deneyimlerin hem bireysel hem de toplumsal boyutlarını dönüştürme potansiyeline sahiptir. Bu metin, VR ortamlarında dini deneyimlerin nasıl ele alınabileceğini, bireylerin manevi arayışlarını nasıl etkilediğini ve bu teknolojinin insanlığın anlam arayışına sunduğu imkanları ve riskleri derinlemesine inceler. VR’nin sunduğu immersif

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ölüler Kitabı ile Etik Kılavuzun Buluşma Noktası

Antik Mısır’ın Ölüler Kitabı ile modern çağın yapay zeka teknolojilerinden ChatGPT’nin “etik kılavuzu” arasında, insanlığın varoluşsal sorulara yanıt arayışı ve rehberlik ihtiyacı üzerinden bir bağ kurulabilir. Her iki metin de, kendi zamanlarının kültürel, manevi ve teknolojik bağlamlarında, bireylerin kaos ve belirsizlik karşısında yön bulmalarına yardımcı olmayı amaçlar. Ölüler Kitabı, ölümden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nehirlerin Beşiğinde Doğanlar: Sargon ile Musa’nın Hikâyelerindeki Tuhaf Benzerlikler

Suların Kucağında Başlayan Hayat Kral Sargon ve Musa’nın hikâyeleri, insanlık tarihinin en eski anlatılarından bazılarıdır ve her ikisi de nehirlerin sakin ama güçlü akışında başlar. Sargon, Akkad’ın efsanevi kralı, milattan önce 3. binyılda Mezopotamya’da bir sepet içinde Fırat Nehri’ne bırakılır. Annesi, bir tapınak rahibesi, çocuğunu gizlice doğurmuş ve onu nehrin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Havva ile Lilith: Jung ve Freud’un Merceklerinden Derinlemesine Bir Karşılaştırma

Havva ve Lilith, insanlığın mitolojik ve kültürel mirasında köklü izler bırakmış iki arketipik figürdür. Havva, Yahudi-Hristiyan anlatılarında itaatkâr, yaratılışın tamamlayıcısı ve insanlığın anası olarak yer alırken; Lilith, isyankâr, bağımsız ve toplumsal normlara meydan okuyan bir figür olarak belirir. Bu metin, Carl Gustav Jung’un kolektif bilinçdışı ve arketipler teorisi ile Sigmund

OKUMAK İÇİN TIKLA

Balkan Bektaşilerinin Derin Kökleri ve Süreklilik İzleri

Köklerin İzinde: Bektaşiliğin Balkanlara Yolculuğu Hacı Bektaş Veli’nin 13. yüzyılda Anadolu’da yeşerttiği fikirlerin Balkanlara ulaşması, Osmanlı’nın fetih politikalarıyla paralel bir seyir izler. Ancak bu yolculuk, yalnızca bir fetih hikâyesi değildir; aynı zamanda bir kültür alışverişi, bir manevi köprü kurma sürecidir. Bektaşilik, Horasan erenlerinin Anadolu’ya taşıdığı tasavvufi anlayışı, Balkanların çok renkli

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilgi Ağacının Gölgesinde: Pandora, Prometheus, Havva, Yasak Meyve ve Yılan Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?

Bu anlatı, insanlığın kökenine dair mitlerin kesiştiği bir alanı keşfeder: Pandora, Prometheus, Havva, yasak meyve, bilgi ağacı ve yılan. Bu figürler, insan bilincinin, ahlakının, özgürlüğünün ve sınırlarının hikayesini anlatır. Yunan mitolojisinden İbrahimi anlatılara uzanan bu semboller, insanlığın kendini anlama çabasını yansıtır. Aşağıda, bu unsurların ilişkisini farklı boyutlarıyla, derinlemesine ve provokatif

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hammurabi Kanunları ve Tevrat: Hukuk, Kimlik ve İlahi Vahiy Üzerine Bir Tartışma

Hammurabi Kanunları ve Yahudi Hukuk Düzeni Hammurabi Kanunları, MÖ 18. yüzyılda Babil Kralı Hammurabi tarafından oluşturulan, tarihin en eski yazılı hukuk sistemlerinden biridir. Bu kanunlar, toplumsal düzeni sağlamak için cezalar ve kurallar belirlerken, Yahudi toplumunun Tevrat’taki ilahi yasalarıyla karşılaştırıldığında farklı bir yaklaşım sunar. Hammurabi Kanunları, seküler bir çerçevede, kralın otoritesine

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hammurabi Kanunları ve Yahudi Sürgün Deneyimi

Hammurabi Kanunlarının Babil Toplumundaki Yeri Hammurabi Kanunları, MÖ 18. yüzyılda Babil kralı Hammurabi tarafından oluşturulan ve toplumsal düzeni sağlamayı amaçlayan bir yasa kodeksiydi. Bu kanunlar, Babil toplumunda adaleti tesis etmek ve sosyal yapıyı düzenlemek için bir çerçeve sunuyordu. Evlilik, ticaret, mülkiyet ve cezai işlemler gibi konuları kapsayan bu yasalar, dönemin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Adaletin Kadim Döngüsü ve Modern Yüzleşmeler

Ma’at’ın Düzeni ve Negatif Diyalektik Mısır’ın Ma’at kavramı, evrenin uyumunu ve ahlaki dengeyi temsil eder; adalet, doğruluk ve kozmik düzenin somutlaşmış halidir. Tanrısal bir ilke olarak Ma’at, yalnızca hukukun değil, insan ve doğa arasındaki bağın da temelini oluşturur. Buna karşılık, Theodor Adorno’nun negatif diyalektiği, modern dünyanın sistematik adaletsizliklerini sorgular; mutlak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Göbeklitepe ve Karahan Tepe: İnsanlığın Kadim Sahnesi

İlk Taşların Şarkısı Göbeklitepe ve Karahan Tepe, tarihin sessiz tanıkları olarak yükselir; taşlara kazınmış semboller, insanlığın avcı-toplayıcı ruhundan yerleşik düzene geçişinin ilk notalarını fısıldar. Bu yapılar, yaklaşık 12.000 yıl önce, tarımın henüz filizlenmediği bir çağda, insan topluluklarının bir araya gelerek inşa ettiği ilk anıtsal alanlardır. Ancak bu taşlar, yalnızca bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Anadolu’nun Kadim Nefesi: Yunan Mitolojisinin Kökenlerinde Bir Sorgulama

Yunan mitolojisi, Batı kültürünün temel taşlarından biri olarak, genellikle özgünlük ve yaratıcılıkla özdeşleştirilir. Ancak bu anlatı, Anadolu’nun Hatti, Hitit, Luvi ve Frigya gibi kadim uygarlıklarının derin etkilerini göz ardı ederek eksik bir tablo çizer. Mitlerin kökenine dair sorgulamalar, yalnızca tarihsel ve antropolojik bir merakı değil, aynı zamanda kültürel egemenlik, kimlik

OKUMAK İÇİN TIKLA