Kategori: Sait Faik Abasıyanık

Birtakım İnsanlar – Sait Faik Abasıyanık

“Şu karşıki sandalı görüyor musun? Bakın sahile yaklaşıyor. Onu yürüten şey nedir? Kürekleri değil mi? Ya şu uçan martılar! Kanatları yolunsa artık uçabilir mi? Düşünce de böyledir. Dört duvar arasına kapatılmak istenirse kanatsız kuş, küreksiz sandal oluverir ve bütün manasını kaybeder” diyen büyük yazarın; ilk kez 1944 yılında yayımlanan romanı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hişt Hişt – Sait Faik Abasıyanık

Yürüyordum. Yürüdükçe de açılıyordum. Evden kızgın çıkmıştım. Belki de tıraş bıçağına sinirlenmiştim. Olur, olur! Mutlak traş bıçağına sinirlenmiş olacağım. Otların yeşil olması, denizin mavi olması, gökyüzünün bulutsuz olması, pekala bir meseledir. Kim demiş mesele değildir, diye? Budalalık! Ya yağmur yağsaydı? Ya otların yeşili mor, ya denizin mavisi kırmızı olsaydı? Olsaydı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Büyüyen Eller / Bütün Yapıtları ? Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik Müzesi Arşivi’ndeki müsvedde ve taslaklardan oluşan Büyüyen Eller’de yer alan “Sebzeci Cebrail”, [Kozalaklı Köyü] ve [Kılıbık] okurlarıyla ilk kez buluşuyor. Büyüyen Eller, Sait Faik’in sanıldığının aksine titiz sayılabilecek bir dikkatle yazdığını, yazdıklarını okuyup değiştirdiğini, düzelttiğini, yazdıklarının bazılarından vazgeçtiğini ve yazdığı her şeyi yayımlandığını göstermesi bakımından farklı bir önem

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kıskançlık – Sait Faik Abasıyanık

Köyün civarını, çiçek açmış şeftalilerin dibinde derileri pul pul çobanlarla dinlenerek, ekseriya, bahar güneşine sarılıp yürüyerek dolaştım.Dağlara türkü söyleyen ufacık çobana:“Karnım aç, yavru” dedim. Dağarcığından kumlu köy ekmeği ve suyu seli kaçmış Mihaliç peyniri çıkarıp verdi. Pınar buldum, su içtim.Köye akşama doğru ancak varabildim. Meydandan geçerken ağalar el ettiler.“Muallim Efendi,”

OKUMAK İÇİN TIKLA