Kategori: Sosyal Medya

Sosyal Medyanın Siyasi Etkileri Üzerine Adorno’nun Kültür Endüstrisi Eleştirisi

Kültürel Üretimin Standartlaşması ve Sosyal Medya Adorno’nun kültür endüstrisi eleştirisi, kültürel ürünlerin seri üretim mantığıyla standartlaştırıldığını ve bireylerin eleştirel düşünme kapasitesini zayıflattığını öne sürer. Sosyal medya platformları, bu çerçeveye uygun olarak, içerik üretiminde algoritmik filtreler ve popülerlik odaklı mekanizmalar aracılığıyla standartlaşmayı teşvik eder. Kullanıcıların beğeni, paylaşım ve yorum gibi etkileşimleri,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sosyal Medyada Kendini Sevme Sanatı: Freud’un Narsisizm Kavramının Güncel Yansımaları

Narsisizmin Kökenleri ve Freud’un Çerçevesi Sigmund Freud, narsisizm kavramını ilk kez 1914’te yayımladığı Narsisizm Üzerine adlı makalesinde sistematik bir şekilde ele almıştır. Freud’a göre narsisizm, bireyin libidosunun kendi benliğine yönelmesi durumudur; bu, hem sağlıklı bir öz-sevgi biçiminde (birincil narsisizm) hem de patolojik bir kendine hayranlık olarak (ikincil narsisizm) ortaya çıkabilir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sosyal Medya Çağında Aşağılık Kompleksi: Adler’in İzinde İnsan Davranışlarının Derinlikleri

Bireysel Yetersizlik Hissi ve Sosyal Medyanın Yükselişi Adler, aşağılık kompleksinin kökenini, bireyin çocukluk döneminde yaşadığı yetersizlik hislerine bağlar. Bu his, bireyin kendisini çevresindekilere göre eksik görmesiyle şekillenir ve genellikle bir üstünlük çabasıyla telafi edilir. Sosyal medya, bu dinamiği güçlendirir; çünkü platformlar, bireylerin sürekli olarak idealize edilmiş yaşamlarla karşılaşmasını sağlar. Instagram’da

OKUMAK İÇİN TIKLA

TikTok Çağında Postmodern Anlam Kaymasının Evrimi

Anlamın Parçalanması ve Hızlı Tüketim Kültürü Postmodern edebiyat, anlamın sabitliğini sorgulayarak metinlerin çok katmanlı ve bağlama bağımlı doğasını vurgular. TikTok gibi kısa içerik platformları, bu parçalanmayı hızlandırarak bilgiyi anlık, yüzeysel ve bağlamsız bir tüketim nesnesine dönüştürmüştür. Kullanıcılar, 15-60 saniyelik videolar aracılığıyla karmaşık fikirleri basitleştirilmiş, görsel ağırlıklı fragmanlara indirger. Bu durum,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sosyal Medyada Siyasi Manipülasyonun Görünmez Ağları: Foucault’nun Mikro-Güç Kavramı Işığında Bir İnceleme

İktidarın Kılcal Damarları Foucault’nun mikro-güç anlayışı, iktidarın hiyerarşik ve merkezi bir yapıdan ziyade, toplumsal ilişkilerin her düzeyinde dağılmış bir ağ olarak işlediğini savunur. Sosyal medya platformlarında bu ağ, kullanıcıların her bir paylaşımı, beğenisi, yorumu ve hatta sessiz kalışıyla yeniden üretilir. Örneğin, bir siyasi paylaşımın viral hale gelmesi, yalnızca içeriğin gücüyle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Heidegger’in Dasein Kavramı ve Sosyal Medyada Otantiklik Krizi

Varlığın Anlam Arayışı Martin Heidegger’in Dasein kavramı, insanın varoluşsal yapısını anlamaya yönelik bir çerçeve sunar. Almanca “orada olmak” anlamına gelen Dasein, bireyin dünyada bir varlık olarak kendini konumlandırma biçimini ifade eder. Heidegger’e göre, Dasein yalnızca biyolojik bir varlık değil, aynı zamanda anlam arayışı içinde olan, kendi varoluşunu sorgulayan bir varlıktır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sosyal Medyada Kutuplaşma Karşısında Habermas’ın İletişimsel Akıl Teorisi Ne Söylüyor?

İletişimsel Akıl ve İdeal Konuşma Durumu Habermas’ın iletişimsel akıl kavramı, bireylerin rasyonel ve eleştirel bir diyalog yoluyla ortak bir anlayışa ulaşabileceğini savunur. İdeal konuşma durumu, bu sürecin temel taşıdır; burada katılımcılar eşit, özgür ve baskıdan uzak bir ortamda diyalog kurar. Ancak sosyal medya platformları, bu ideale aykırı dinamikler üretir. Algoritmalar,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Deepfake Çağında Gerçeklik Nereye Gidiyor?

Algoritmaların Yükselişi ve Gerçekliğin Erozyonu Sosyal medya platformlarının algoritmaları, kullanıcı davranışlarını analiz ederek içeriği kişiselleştirir ve yayılımını optimize eder. Deepfake teknolojisi, bu algoritmalarla birleştiğinde, sahte videoların hızla yayılması için güçlü bir araç haline gelir. Yapay zeka destekli bu videolar, gerçekçi görseller ve seslerle bireylerin veya olayların manipüle edilmiş temsillerini oluşturur.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sosyal Medyada Özel Hayat Neden Metalaşıyor? Byung-Chul Han’ın Dijital Şeffaflık Eleştirisi

Görünürlük Kültürü ve Bireysel İrade Han’a göre, sosyal medya bireyleri sürekli görünür olmaya iten bir kültür yaratmıştır. Bu platformlar, kullanıcıları paylaşım yapmaya, beğeni ve yorumlarla sosyal onay aramaya teşvik eder. Bireyler, özel anlarını kamuya açarak bir tür “sosyal sermaye” biriktirme çabasına girer. Ancak bu süreç, gönüllü gibi görünse de, platformların

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mainadlardan Sosyal Medyaya: Kaos ve Özgürlüğün Dönüşümü

Antik Mitlerde Mainadların Yeri Yunan mitolojisinde Dionysos’un çıldırmış takipçileri olan Mainadlar, ekstaz ve taşkınlığın temsilcileridir. Dionysos, şarap, bereket ve ritüel çılgınlığın tanrısı olarak, Mainadları doğanın vahşi enerjisiyle özdeşleştirir. Euripides’in Bakkhalar tragedyasında Mainadlar, toplumsal normları yıkan, dağlarda dans eden ve hayvanları parçalayan kadınlar olarak tasvir edilir. Bu davranışları, bireysel kimlikten sıyrılıp

OKUMAK İÇİN TIKLA

TikTok’taki Beden Performanslarının Laura Mulvey’in Bakış Teorisi Çerçevesinde İncelenmesi

Kuramsal Çerçeve Mulvey’in bakış teorisi, görsel medyada izleyicinin bakışının erkek merkezli olduğunu ve kadınların genellikle pasif bir nesne olarak konumlandırıldığını öne sürer. TikTok’ta kullanıcılar, kısa videolar aracılığıyla bedenlerini bir performans aracı olarak kullanır. Bu performanslar, izleyicinin bakışını yönlendiren koreografiler, estetik filtreler ve trend odaklı içeriklerle şekillenir. Teori, bu içeriklerin izleyici

OKUMAK İÇİN TIKLA

K-Pop’un Küresel Başarısında Kültürel Hibritlik

K-pop, Güney Kore kökenli bir müzik ve eğlence türü olarak, Batı’daki başarısını büyük ölçüde kültürel hibritlik stratejilerine borçludur. Bu fenomen, yerel ve küresel unsurların özgün bir şekilde harmanlanmasıyla, hem estetik hem de sosyo-kültürel düzeyde geniş bir çekim alanı yaratmıştır. Kültürel hibritlik, K-pop’un sadece müzik değil, aynı zamanda görsel sanatlar, moda,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Platformed Racism: Twitter’ın Nefret Söylemi Moderasyon Algoritmalarındaki Çelişkiler

Algoritmik Moderasyonun Temel Dinamikleri Twitter, milyonlarca kullanıcının düşüncelerini paylaştığı bir platform olarak, nefret söylemiyle mücadelede algoritmik moderasyonu temel bir araç olarak kullanır. Algoritmalar, kullanıcıların paylaşımlarını tarayarak belirli anahtar kelimeleri, ifadeleri veya bağlamları tespit etmeye çalışır. Ancak bu sistemler, insan dilinin karmaşıklığını ve kültürel bağlamları tam olarak kavrayamaz. Örneğin, bir kelime

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Çağda Masal Anlatıcılığının Dönüşümü: TikTok’un Kolektif Bilinçdışına Etkisi

Anlatının Yeni Sahnesi: TikTok’un Yükselişi TikTok, kısa süreli videolar aracılığıyla hikâye anlatımını yeniden şekillendiren bir platform olarak dijital çağın önemli bir fenomeni haline gelmiştir. Geleneksel masal anlatıcılığı, sözlü kültürlerden yazıya, oradan sinema ve televizyona evrilirken, TikTok bu evrimin son halkası olarak dikkat çeker. Kullanıcılar, 15 saniye ile 3 dakika arasında

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sisyphus’un Taşı ve Modern Anlam Arayışı

Ebedi Çaba ve İnsanlık Durumu Sisyphus’un cezası, Yunan mitolojisinde, bir kayayı sonsuza dek bir tepeye yuvarlama görevine mahkûm edilmesiyle tanımlanır. Bu ebedi döngü, insan varoluşunun temel sorularından birini yansıtır: Çaba, nihai bir sonuç olmaksızın anlamlı olabilir mi? Sisyphus’un her defasında kayayı tepeye taşımaya çalışması, ancak kaya aşağı yuvarlandığında tekrar başlamak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Algoritmik Kimlik ve Hissizlik: Tepki Veren Beden, Sessizleşen Ruh

“Düşünüyorum, öyleyse varım” çağından, “Kaydırıyorum, öyleyse yaşıyorum” çağına geçtik. Ama gerçekten yaşıyor muyuz, yoksa sadece tepkisel olarak mı varız? Tepki, Kimliğin Yeni Temeli mi? Günümüz insanı, artık çoğu zaman kendi duygusunu içsel bir sezgiden değil, dışsal bir uyarandan öğreniyor. Bir tweet görüyor, sinirleniyor. Bir video izliyor, duygulanıyor. Bir caps’e gülüyor.

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Influencer Kültürünün Simülasyon Döngüsü: Gerçeklikten Hipergerçekliğe Yolculuk”

Gerçekliğin Katmanlı Yapısı Simülasyon kuramı, gerçekliğin yerine geçen işaret ve imgelerin, bireylerin algısını nasıl şekillendirdiğini inceler. Influencer kültürü, bu kuramın modern bir yansıması olarak değerlendirilebilir; zira influencer’lar, sosyal medya platformlarında oluşturdukları içeriklerle gerçeklik algısını yeniden yapılandırır. Bu içerik, bireylerin yaşam tarzı, tüketim alışkanlıkları ve kimlik algısını etkileyen bir hipergerçeklik üretir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gösteri Toplumu: İnsanlığın Görsel Hakikatle İmtihanı

Görsel Hakikatlerin Yükselişi Toplumların iletişim ve etkileşim biçimleri, tarih boyunca teknolojik ve kültürel dönüşümlerle şekillenmiştir. Gösteri toplumu, bireylerin gerçeklik algısını biçimlendiren imajların, sembollerin ve medya temsillerinin baskın olduğu bir sosyal yapıyı ifade eder. Bu yapı, bireylerin doğrudan deneyimlerinden ziyade, kurgulanmış görüntülerle etkileşime geçtiği bir düzen olarak tanımlanabilir. Modern teknolojinin, özellikle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sosyal Medyanın Kamusal Alanı Dönüştürmesi: Habermas’ın Perspektifinden Bir İnceleme

Kamusal Alanın Temelleri ve Modern Bağlam Jürgen Habermas’ın kamusal alan teorisi, modern toplumlarda bireylerin rasyonel ve eleştirel bir şekilde bir araya gelerek ortak meseleleri tartıştığı bir iletişimsel alan tanımlar. 18. yüzyıl Avrupası’nda kahvehaneler ve salonlar gibi mekânlarda şekillenen bu alan, eşitlikçi bir tartışma ortamı sunarak demokratik süreçleri güçlendiriyordu. Habermas, bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dijital Emek ve Artık Değerin Görünmez Dinamikleri

İçerik Üreticilerinin Görünmez Emeği Dijital platformlarda influencerlar, ücretsiz içerik üreterek geniş kitlelere ulaşır. Bu içerik, eğlence, bilgi veya ilham kaynağı olarak sunulsa da, platformların ekonomik modelinin temel taşını oluşturur. Influencerlar, videolar, yazılar, fotoğraflar veya hikayeler aracılığıyla kullanıcıların dikkatini çeker. Ancak bu süreçte, emeğin maddi karşılığı çoğu zaman belirsizdir. Platformlar, kullanıcı

OKUMAK İÇİN TIKLA