Çinli lider Deng Xiaoping’in “Bir kedinin siyah ya da beyaz olması önemli değil, yeter ki fare yakalasın” sözünün Nietzscheci eleştirisi

1. Araçsal akıl eleştirisi

Nietzsche’ye göre modern toplum “yararlılık” ve “işlevsellik” üzerine kurulu. Ama bu anlayış, yaşamın yaratıcı ve estetik boyutunu öldürüyor.

  • Deng’in sözü tam da bu zihniyeti temsil ediyor: Önemli olan kedi değil, yani biçim, renk, değer, estetik, ideoloji değil → sadece sonuç (fareyi yakalaması).
  • Nietzsche böyle bir dünyayı “nihilizmin pratik formu” olarak görebilirdi: amaçsız faydacılık.

2. Değerlerin indirgenmesi

Nietzsche, modern uygarlığın en büyük krizini “üst değerlerin çöküşü” olarak görür.

  • Deng’in pragmatizmi de değerleri indirger: adalet mi, eşitlik mi, özgürlük mü → bunlar önemli değil; önemli olan işe yarayıp yaramadığı.
  • Bu, Nietzsche’nin “Tanrı öldü” dediği boşluğun bir başka versiyonu: değer yerine fayda.

3. Sürü ahlakı ve güç istenci

  • “Kedinin rengi önemli değil” anlayışı, insanları özgün değer yaratıcılar olmaktan çok, sonuca koşullandırılmış sürüler haline getiriyor.
  • Nietzsche’nin “güç istenci” (der Wille zur Macht) kavramı ise salt fayda değil, yaratıcı güç, risk alma, kendini aşma üzerinden işler.
  • Deng’in sözünde bu yaratıcı boyut yok; sadece “iş görme” var. Bu da Nietzsche için düşük düzeyli bir yaşam biçimidir.

4. Yaşamın trajik boyutunun kaybı

Nietzsche, yaşamın trajik yanını (acı, belirsizlik, estetik yoğunluk) yüceltir.

  • Deng’in ifadesi ise tüm bu karmaşayı bir kenara itip tek kritere bağlar: fareyi yakalıyor mu?
  • Böylece yaşamın çoğulluğu ve derinliği kaybolur, geriye yalnızca tek boyutlu bir “başarı” kriteri kalır.