Dar Ayakkabılar: Yüz Yıllık Terapi, Ama Dünyamız Gelişmiyor
James Hillman ile Michael Ventura’nun 1992 tarihli kitabı, “yüz yıllık psikoterapiye rağmen dünya neden kötüye gidiyor?” sorusunu sarsıcı bir şekilde gündeme getiriyor. (Vikipedi)
Kitap üç parçalı bir yapı sunuyor: önce serbest diyaloglar, sonra birbirlerine yazılmış denemeler, sonra tekrar diyalog formu. (Vikipedi)
“İçimize bakıyoruz ama yine de dışımız çöküyor”
Hillman ile Ventura’nın buluştuğu temel eleştiri: Psikoterapi sistemi büyük ölçüde “içe dönüş”e odaklandı — bireyin duygularına, bilinçdışına, travmalarına baktı. Ancak bu içsel odak, dışsal dünyadaki krizleri, toplumsal yapıları, kültürel bozulmaları yakalamakta yetersiz kaldı. (Philosophy for Life)
“We’ve had a hundred years of analysis, and people are getting more and more sensitive, and the world is getting worse and worse.” (spiritualityandpractice.com)
Burada önemli bir ontolojik terslik var: Ruhsal derinlik gelişirken sosyal düzeyde derinleşme neden yaşanmıyor? Hillman bu soruyu “ruh hâlinden toplumsal hâle” geçiş olarak soruyor.
Ruhun Yerinden Edilmesi: Psikoterapinin Gölgesi
Kitapta Hillman, psikanaliz ve geleneksel terapi modellerinin “psişeyi derinlerde arama” alışkanlığını sorguluyor. Yani “ruhun içindeki hazineyi bulma” fikri, ruhu yalnızca şahsî bir alan olarak bırakıyor. (Philosophy for Life)
Oysa Hillman’a göre ruh, sadece bireyin iç dünyası değil, aynı zamanda ilişkinin, topluluğun, kültürün ve doğanın bir parçası. Ruhun bu dışsal boyutu göz ardı edilince terapi bir tür “kendini kapama”ya dönüşebilir.
Terapötik Devrim mi, Düzeltme mi?
Hillman & Ventura, sıradan terapi uygulamalarının yalnızca bireyi “kurallara uydurmaya”, “normalleşmeye”, “ayağa kalkmaya” çağırdığını söylüyorlar. Ancak bu süreç, kişinin potansiyelini, anlam arayışını ve ruhsal genişlemesini göz ardı edebilir. (Inquiring Mind)
Kitap, terapinin aslında toplumu dönüştürme gücüne sahip olabileceğini, ama mevcut halinde genellikle bireyi kurtarma metaforuna hapsolduğunu ısrarla dile getiriyor.
Buradan Ne Alabiliriz?
- İçsel çalışmalar çok değerli ama yeterli değil; toplumsal ve kültürel bağlam işin parçası olmalı.
- Terapi yalnızca bireyi değil, ilişkileri, ortamı, medeniyeti dönüştürebilir.
- Psikoterapide “normalleşme” yerine “genişleme” dilini benimsemek gerekir.
- Okur olarak biz: Metni sadece “kişi” düzeyinde değil, “küresel”, “kültürel”, “ekolojik” düzeyde okumaya davetliyiz.


