Doğal seleksiyon her zaman uyum sağlar mı?

Soru 74: Doğal seleksiyon her zaman uyum sağlar mı?

Doğal seleksiyon yanlış yorumlara açık bir kavramdır. Bunlardan biri, doğal seleksiyonun her zaman organizmaları çevreleriyle uyumlu kıldığıdır. Oysa doğal seleksiyonun «uyum sağlama» diye bir işlevi yoktur. Uyum sağlamak şöyle dursun, doğal seleksiyon çoğu kez türlerin yok olmasına bile yol açmaktadır. Bunun çarpıcı bir örneğini farelerdeki t geni’nde bulmaktayız, «t» diye bilinen gen bakımından homozigot olan erkek fareler kısırdır. Bir t, bir T geni taşıyan heterezigot erkek fareler ise döl verme yeteneğine sahiptir. Genetik yasalarına göre, heterezigot farenin üreme hücrelerinin yarısının t, yarısının da T geni taşıması beklenir. Oysa t geninin, üreme hücrelerinin % 95’inde taşınması gibi bir avantajı vardır. Böyle olunca, t geninin çok geçmeden fare topluluğunda (bu topluluk çok büyük değilse) egemenlik kurarak doğan tüm erkek farelerin tt genli kısır homozigotlar olacağı, dolayısıyla fare topluluğunun yok olmaya yüz tutacağı söylenebilir. Nitekim çoğu kez olan da budur. Bu örnekte sergilenen, doğal seleksiyonun uyum sağlamaya değil, tam tersine, yok etmeğe yönelik çalıştığı olayıdır. Doğal seleksiyonun her zaman uyum sağlayıcı olmadığına bir başka örnek Darwin’in «cinsel seleksiyon» dediği olaydır. Balık, kuş ve birçok memeli türlerde erkek bireylerin renk, ibik, yele, boynuz ve çalım gibi birtakım etkileyici Özelliklerle donatıldığını biliyoruz. Göz alıcı bu özellikler aslında erkekler için hem avantaj hem de dezavantaj nedenidir. Dişilerin en çarpıcı ve etkileyici özellikleri taşıyan erkekleri yeğlemeleri, o özelliklerin toplulukta yaygınlık kazanmasına yol açarken, öte yandan, aynı erkeklerin düşmanlarınca daha kolay farkedilmesi nedeniyle yok olma tehlikesi daha fazladır. Bu gibi durumlarda doğal seleksiyonun birbirine ters düşen iki yönde işlediği birçok araştırmalarda ortaya konmuştur. Çelişkiyi en belirgin biçimiyle tavuskuşu sergilemektedir. Renk, biçim ve çalımda olağanüstü etkileyiciliğiyle dişisini kazanma sürecine giren tavuskuşunun, aynı zamanda, düşmanına adeta çağrı çıkardığı söylenebilir. Yaratılışçılar bu çelişkiyi nasıl açıklayacaklardır? Tanrı, dişisine daha çekici gelsin diye mi, yoksa leopara daha kolay yem olsun diye mi bu yaratığını olağanüstü özelliklerle donatmıştır?

Soru 75: Uyum bir planı mı yansıtmaktadır?

Doğal seleksiyonun sonucu genellikle organizmanın çevresiyle uyum sağlamasıdır. Ne var ki, sağlanan uyum çoğu kez türün tüm bireylerini kapsamaktan uzak kalır. Çevre koşullarında beklenmedik ciddi bir değişiklikten yararlanan bireylerin daha hızlı çoğalarak üstünlük kurmaları, diğerlerinin giderek yok olmaları kaçınılmazdır. Sonuç sanki bir planın bilinçli uygulanmasıyla ulaşılan bir düzen görünümündedir.

Endüstri devrimi sonrasında İngiltere’de gözlenen bir olay bu bakımdan ilginçtir. Bir zamanlar açık gri renkte olduğu bilinen güve kelebekleri şimdi üzerinde yaşadıkları ağaç gövdelerinden gün ışığında bile ayırt edilemeyecek kadar kararmıştır. Çevreyle kurulmuş olan bu uyumu, endüstri öncesi durum bilinmeseydi, Tanrısal bir dizaynın somut bir örneği saymak kolaydı. Oysa bu ağaçların gövdeleri son 150 yıl içinde yoğun endüstrinin yol açtığı hava kirliliği nedeniyle kararmıştır.

Giderek koyulaşan ağaç gövdesi üzerinde daha belirgin kalan açık gri kelebekler kuşlara kolay yem olup tükenmeye yüz tutarken, içlerinde renkleri koyu olan az sayıdaki kelebekler çoğalma olanağı bulur.

Görüldüğü gibi bu gelişmede bir plan ya da amaçlı bir düzenleme söz konusu değildir. Kurulmuş olan uyum değişen çevre koşullarına göre bireysel varyasyonları kullanan doğal seleksiyonun bir ürünüdür.

Verdiğimiz örnekten de görüleceği gibi çevreyle uyumun bozulması, kimi özelliklerinde farklılık gösteren bireylerin bir bölümü için avantaj, bir bölümü için ise dezavantaj oluşturabilir. Ancak, avantaj sağlayıcı da olsa, evrim ürünü özelliklerin pek azının organizmanın çevresiyle olan sorunlarına optimal çözüm sağladığı söylenebilir. Kaldı ki, bir topluluğun uğradığı evrimsel modifikasyonda kazandığı özelliklerin tümü uyum sağlayıcı olmayabilir. Başka bir deyişle, özelliklerin bir bölümü uyum kurmada işlevsiz kalabilir. Bunlar çoğunluk organizmaya yarışma avantajı sağlayan özelliklere bağlı olarak ortaya çıkan özelliklerdir.

Genlerin bir çok fenotip özelliklerini oluşturmada işbirliğine girdiği göz önüne alındığında, kendi başına işlevsiz kalan özelliklerin varlığını anlamak kolaylaşır. Bir özellik önemli avantaj sağlıyorsa, ortaya birlikte çıktığı yararsız, hatta bir ölçüde zararlı bir başka özelliğe karşın ayıklanmaktan kurtulabilir.

Görülüyor ki, canlı dünyada. Tanrısal düzenleme şöyle dursun, tam bir uyumdan bile söz etmek olanaksızdır. Doğada uyumdan çok yaşam savaşımı egemendir.

Cemal Yıldırım
Evrim Kuramı ve Bağnazlık
Gerçek Yayınevi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir