Duygular, ahlaki kararlarda “güvenilmez” midir?
1. Kantçı Rasyonalizm: Duygular Güvenilmezdir
Immanuel Kant, “Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi” (1785) ve “Pratik Aklın Eleştirisi” (1788) eserlerinde, duyguları ahlak dışı saymasa da ahlaki kararlar için yetersiz bulur:
- Heteronomi Sorunu: Duygular (sempati, nefret, korku) dışsal veya içsel uyaranlara bağlıdır; özerk iradeyi zedeler.
- Evrensellik Eksikliği: Duygular kişiye ve duruma göre değişir, oysa ahlak yasası (kategorik imperatif) nesnel ve evrensel olmalıdır.
- Çıkar Karışması: “İyilik yaparken mutlu olmak” bile, eylemi çıkara dayalı hale getirebilir.
Örnek: Birine sırf “acıdığınız için” yardım etmek, Kant’a göre ahlaki değildir; çünkü bu, duygusal bir rastlantıdır. Oysa aynı eylem, “insan onurunu koruma” ilkesiyle yapılırsa ahlakidir.
2. Hume’cu Duyguculuk: Ahlak Duygular Üzerine Kuruludur
David Hume, “Ahlak Üzerine Bir İnceleme” (1751) eserinde, Kant’ın tam aksine ahlakın temelinin duygular (sentiment) olduğunu savunur:
- “Akıl, tutkuların kölesidir”: Hume’a göre ahlaki yargılar, mantıksal çıkarımla değil, sempati ve nefret gibi duygusal tepkilerle oluşur.
- Yararlılık İlkesi: Bir eylemin iyi veya kötü olduğunu belirleyen şey, toplumsal fayda ve duygusal onaydır. Örneğin, adalet kavramı, insanların “haksızlığa öfke duyması” sayesinde gelişmiştir.
- Evrensellik Duyguda Aranmalıdır: Hume, evrensel ahlakın insan doğasındaki ortak duygularla (örneğin, acıya sempati) temellendirilebileceğini savunur.
Örnek: Birini kurtarmak, “onun acısını hissettiğiniz için” ahlakidir; Kant’ın dediği gibi “soğuk bir ilke” gerektirmez.
3. Aristoteles: Duygular ve Erdem Dengesi
Aristoteles, “Nikomakhos’a Etik” (MÖ 4. yy) eserinde, duyguların kontrol edilmesi gerektiğini savunur:
- “Altın Ortalama”: Öfke, korku, sevgi gibi duygular, aşırıya kaçmadan kullanıldığında erdemli hale gelir.
- Pratik Bilgelik (Phronesis): Ahlaki kararlar, akıl ve duygunun dengelenmesiyle alınır. Örneğin, cesaret, korkaklık ile pervasızlık arasındaki dengeyle mümkündür.
Örnek: Adaletli olmak, öfkeyi bastırmak değil, hakkaniyetle yönlendirmektir.
4. Modern Psikoloji ve Nörobilim: Duygular Olmadan Ahlak Mümkün mü?
Kant’ın aksine, günümüz psikolojisi duyguların ahlaki kararlardaki kritik rolünü vurgular:
- Antonio Damasio (“Descartes’ın Yanılgısı”, 1994): Duygusal hasarı olan hastalar (örn., ventromedial prefrontal korteks lezyonu), mantıklı kararlar alabilir ama ahlaki yargıları bozulur.
- Jonathan Haidt (“The Righteous Mind”, 2012): Ahlaki yargılar önce sezgisel/duygusal olarak oluşur, sonra akıl gerekçe uydurur.
- Ayna Nöronlar: Empati, başkasının acısını hissedebilme yeteneğiyle doğrudan bağlantılıdır.
Örnek: “Tramvay ikilemi” deneylerinde, insanların çoğu duygusal tepkilerle (örn., birini itmekten tiksinti) karar verir.
5. Feminist Etik: Duyguların Ahlaki Değeri
Carol Gilligan ve Nel Noddings, Kant’ın “soğuk evrenselcilik”ine karşı bakım etiğini (ethics of care) savunur:
- İlişkisellik: Ahlak, soyut ilkelerden çok, insanlar arası bağlarla (sevgi, sorumluluk) şekillenir.
- Duygusal Bağlar Önemlidir: Bir annenin çocuğuna sevgisi, “evrensel bir yasa” gerektirmez; doğal ve ahlaki bir tepkidir.
Örnek: Bir hasta yakını, “sevdiği insanın acısını dindirmek” için yalan söyleyebilir. Kant’a göre bu yanlıştır, ama bakım etiğine göre meşru olabilir.
6. Sonuç: Duygular Güvenilmez mi?
Filozof/Görüş | Duyguların Rolü | Temel Argüman |
---|---|---|
Kant | Güvenilmez | Ahlak, akıl ve evrensel ilkelerle belirlenmeli. |
Hume | Temel | Ahlak, duygusal onay ve sempatiye dayanır. |
Aristoteles | Kontrollü kullanılmalı | Erdem, duygu ve aklın dengelenmesidir. |
Modern Psikoloji | Kritik | Duygusal hasar, ahlaki yargıyı bozar. |
Feminist Etik | Merkezi | Bakım ve ilişkisellik, duygularla şekillenir. |