Erasmus, ‘Deliliğe Övgü’yü yazarken hangi toplumsal ve dini koşullardan esinlenmiştir?
Erasmus, Deliliğe Övgü (Moriae Encomium) adlı eserini 1509 yılında yazmaya başlamış ve 1511’de yayımlamıştır. Bu eser, dönemin toplumsal ve dini koşullarına yönelik keskin bir hiciv olarak ortaya çıkmıştır. Erasmus’un esin kaynaklarını anlamak için 16. yüzyıl başlarının Avrupa’sındaki konteksti incelemek gerekir.
Toplumsal Koşullar
- Feodal Düzenin Çözülüşü ve Yeni Sınıfların Yükselişi: Erasmus’un yaşadığı dönemde, feodal sistem yavaş yavaş çökmekteydi ve ticaretin gelişmesiyle burjuvazi gibi yeni toplumsal sınıflar güç kazanmaktaydı. Ancak bu değişim, toplumda belirsizlik ve kaos yaratıyordu. Erasmus, Deliliğe Övgü’de bu karmaşayı ve insanların mantıksız davranışlarını alaya alır; deliliği, insanların bu değişimlere uyum sağlama çabasındaki çelişkili tutumlarını yansıtmanın bir yolu olarak kullanır.
- Bilginin ve Eğitimin Eleştirisi: Rönesans hümanisti olan Erasmus, eğitimi ve bilgiyi yüceltse de, dönemin skolastik eğitim sistemini ve bilgiyi mekanik bir şekilde ezberleyen akademisyenleri sıkça eleştirirdi. Eserinde, kendini beğenmiş bilginleri ve boş tartışmalara dalan teologları hicveder. Delilik, bu bağlamda, sahte bilgeliğin maskesini düşüren bir araçtır.
- Savaş ve Şiddet: 16. yüzyıl Avrupa’sı, savaşların ve siyasi çekişmelerin yoğun olduğu bir dönemdi. Erasmus, bir barış savunucusu olarak, kralların ve soyluların anlamsız güç mücadelelerini Deliliğe Övgü’de sert bir şekilde eleştirir. Delilik, savaş çılgınlığını ve akıl dışı hırsları temsil eder.
Dini Koşullar
- Katolik Kilisesi’nin Yozlaşması: Erasmus’un eseri yazdığı dönemde Katolik Kilisesi, ciddi bir ahlaki ve yapısal kriz içindeydi. Endüljans satışı, rüşvet, simoni (kilise makamlarının para karşılığı satılması) gibi uygulamalar halk arasında büyük tepkiye yol açıyordu. Deliliğe Övgü’de Erasmus, rahiplerin, papaların ve din adamlarının ikiyüzlülüğünü delilik kisvesi altında acımasızca eleştirir. Delilik, bu yozlaşmayı gözler önüne seren bir ayna işlevi görür.
- Reform Öncesi Gerginlik: Eserin yazıldığı yıllar, Martin Luther’in 1517’de 95 Tez’ini yayımlamasından hemen önceki döneme denk gelir. Kiliseye yönelik eleştiriler ve reform talepleri artmaktaydı. Erasmus, bir reformist olmasa da, Kilise’nin yenilenmesi gerektiğini düşünüyordu. Deliliğe Övgü, bu eleştirel ruhu yansıtır ve dinin akıldan çok dogmaya dayalı uygulamalarına karşı çıkar.
- Hümanizm ve Antik Döneme Dönüş: Rönesans hümanizminin bir temsilcisi olarak Erasmus, Hıristiyanlığı Antik Yunan ve Roma düşüncesiyle uyumlu hale getirmeye çalışıyordu. Eserinde, Stoacılar gibi aşırı akılcı filozofları alaya alırken, deliliği insanın doğal ve özgür bir yönü olarak yüceltir. Bu, Kilise’nin katı doktrinlerine bir karşı duruş olarak da okunabilir.
Eserin Tonu ve Amacı
Erasmus, bu eseri yazarken arkadaşı Thomas More’a ithafen latince bir kelime oyunuyla “Moriae” (delilik) ve More’un ismi arasında bağlantı kurar. Eserin hicivsel tonu, hem eğlendirmeyi hem de düşündürmeyi amaçlar. Delilik figürü, dönemin çelişkilerini ve saçmalıklarını açığa vururken, Erasmus’un eleştirileri evrensel bir insanlık durumuna da işaret eder.
Sonuç olarak, Deliliğe Övgü, Kilise’nin yozlaşmasından toplumsal değişimlerin yarattığı kafa karışıklığına kadar dönemin koşullarından derinlemesine esinlenmiştir. Erasmus, deliliği bir maske olarak kullanarak, akıl ve ahlak adına insanlığın düştüğü ironik durumları gözler önüne serer.


