Girişimcilik: 1950’lerin Miras Obsesyonundan 2020’lerin Kişisel Marka Takıntısına
Kızgın Damdaki Kedi (1958) filmindeki “Girişimci Baba” ile Günümüzün Girişimcilik Tutkusu Arasındaki Farklar
Geçen gün izlediğim Kızgın Damdaki Kedi filminde Big Dady sürekli girişimci oluşuyla ve sıfırdan yarattığı mal varlığının hikayesiyle ödediği bedelleri görmeden anlattığında bir büyük başarı olarak günümüz dünyasındaki bir karşılaştırmaya yöneldim ister istemez. Bu yazıda böyle bir karşılaşmanın özetidir. Görüş ve önerilerinizi bekliyorum.
“Girişimcilik” bir zamanlar toprağa, soyadına ve mirasa dayanırken;
Bugün algoritmalara, kişisel başarı mitine ve kendini pazarlama becerisine yaslanıyor.
🎬 I. Kızgın Damdaki Kedi Filmindeki “Girişimcilik” Ne Değildir?
Filmde gerçek anlamda girişimci bir karakter yoktur — ama “mirasın el değiştirmesi” ve “başarı” etrafında dönen çatışmalar vardır.
Bu da bize kapitalist sistemin içsel dönüşümünü ve girişimciliğin yerini aileden gelen güçle alma fikrini gösterir.
🔹 Big Daddy:
- Güneyli bir plantasyon sahibi.
- Toprağı, gücü ve mirasıyla “kurucu figür”dür.
- Onun için başarı, “sıfırdan gelmek” değil, sahip olduklarını devredecek bir evlat bulmaktır.
📌 Big Daddy’nin girişimcilik ideali:
Gücün miras yoluyla dikey aktarımı, bireysel değil soy temelli bir varoluş.
🔹 Brick:
- Tam tersi: mirastan kaçan, sorumluluk almayan, “başarı”dan tiksinen bir figür.
- Onun direnişi aslında girişimcilik mitine karşı bir travmadır.
- Başarılı olmak yerine duygusal yarasını saklamayı tercih eder.
📌 Brick’in pasifliği:
Günümüz “kendini gerçekleştiren girişimci” idealine antikahraman bir yanıttır.
📆 II. Günümüz Girişimcilik Tutkusu: Sahici mi, Yalancı Bir İdeoloji mi?
Bugün “girişimcilik”:
- Sıfırdan çıkıp zirveye ulaşma,
- Kendini pazarlama,
- Kendi “markanı” yaratma,
- Aidiyetsiz ama ağ kuran birey olma şeklinde tanımlanıyor.
Ama bu, çoğu zaman neye dayanıyor?
- Miras yok,
- Destek yok,
- Toprak yok,
- Sadece “arzuların piyasaya çevrilmesi” var.
📌 Girişimcilik artık bir ekonomik eylem değil, bir kimlik performansı.
“İş kurmuyorsan, başarısızsın.”
“Başarılıysan, duygularını önemseme.”
“Kendini sürekli sat.”
🧠 III. Psikoanalitik Farklar: Babaya Karşı mı, Onu Taklit mi?
Unsur | Kızgın Damdaki Kedi | Günümüz Girişimcilik Mitolojisi |
---|---|---|
Baba figürü | Karşı çıkılan otorite | Taklit edilip geçilmeye çalışılan rol |
Başarı tanımı | Mirası devralmak | Kendini baştan yaratmak |
Zorluk | Duygusal kopukluk ve öfke | Rekabet, yalnızlık, tükenmişlik |
Arzu | Sevgi ve kabul görmek | Onay, görünürlük, kazanç |
Gölge | Bastırılmış kimlik ve yas | Yetersizlik korkusu, maskeli kimlikler |
💥 IV. Girişimciliğin Travmatik Yüzü: O Zaman ve Şimdi
📍 1950’lerde:
- Başarısız evlat reddedilir,
- “Babanın yolundan git” baskısı vardır.
- Ama duygular hâlâ bir değer taşır.
📍 Bugün:
- Başarı kutsaldır.
- Duygular pazarlanabilir meta haline gelir (duygusal zeka = performans faktörü).
- “Kendi patronun ol” söylemi, çoğu zaman sistemsel güvencesizliğin üzerini örter.
🎯 SON SÖZ: Girişimcilik Değil, Bağ Kurma Arayışı
Kızgın Damdaki Kedi’de Brick girişimci olmak istemez.
Çünkü onun istediği “bir başarı hikâyesi” değil, sevginin koşulsuzluğudur.
Günümüzdeyse insanlar girişimci olmak istiyor,
çünkü başka türlü:
- Saygı görmüyorlar,
- Duyguları değerli sayılmıyor,
- Görünmez kalıyorlar.
Çıkış nerde ?