Gücün Reddi – Volkan Yaraşır

Volkan Yaraşır’ın “Gücün Reddi” adlı bu kitabında “sıradan” insanların hikayeleri anlatılmaktadır. Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, Ulaş Bardakçı, Hüseyin Cevahir, Mustafa Özenç, Erdal Eren, Remzi Basalak, Castro, Mao, Carlos, Durriti, Ulrike Meinhof, Malcolm X, Vera Zasulich… Onlar muazzam bir güce kafa tutan, kural tanımayan, kuralsızlığın manifestosunu yazanlardır. Onlar gökkuşağını yeryüzüne indiren, sessizliği alıp götüren, umudu ateşleyenlerdir. Onlar bir rüzgardır, özgürlüğün rüzgarı… Kitapta anlatılanlar asilerin, başeğmeyenlerin ve mümkün olmayan mümkün kılanların hikayeleridir. Herşey insana, aşka, özleme ve tutkuya aittir. Herşey insancadır.

www.evrensel.net’in 21.10.2004 tarihinde Volkan Yaraşır?la kitabı ?Gücün Reddi? üzerine söyleşisi
Reddin Gücü adlı çalışmanızla yeni kitabınız Gücün Reddi arasında bir paralellik var, dünyada ve Türkiye?de reddedenlerin ve başeğmeyenlerin hikâyelerini anlatıyorsunuz, böyle bir çalışmaya neden gereksinim duydunuz?
Kitapların çıkış noktası bir gün Eminönü?den Kadıköy?e vapurla geçerken yaşadığım iç sıkıntısı oldu. Hiçbir şey beni heyecanlandırmıyordu. Kendi kendime beni en çok heyecanlandıran, mana dünyamda yeri olan şeyleri düşündüm. Siyasi kimliğimin oluşmasında önemli etkileri olmuş insanlar, eylemler ve hareketler aklıma geldi. Bunlar kendi kişisel tarihimin alüvyonlarıydı. Ve bunları herkesle paylaşmayı istedim.
12 Mart ve 12 Eylül faşizmine direnen önderleri ve devrimcileri anlatmışsınız. Ayrıca, dünyadan da devrimci kimlikleri öykü tadında ele alınmış, son derece lirik ve romantik bir anlatım var. Özel olarak mı böyle kaleme aldınız?
Evet. Doğru söylüyorsunuz. Örneğin Deniz?i anlamak onun en insani yönleri kavrandığında mümkündür. O insani yönler Deniz?in asi kimliğinin yapıtaşlarıdır. Koca bir sisteme kafa tutabilen bu genç militan ve devrimci önder, romantikliği ve muzipliğiyle en militandır. Benzer bir şeyi Erdal içinde söyleyebiliriz. Onların direnci bizim ruhumuzu ayaklandıran bir dirençtir. Onlar idam sehpalarında özgürlüğün meşaleleri olmuşlardır.
Mahir, Hüseyin, Ulaş, Remzi, Mustafa da başeğmezlikleri ve tutkularıyla bizlere ışık saçmaktadırlar. Diğer devrimci kimlikler için de benzer şeyleri söyleyebiliriz.
Onların yaşam öyküleri içindeki her tavır, her duruş asiliklerinin birikimleridir.
Kitap onları fetişleştirmekten öte devrimci kimliklerini ve bu kimliğin beslendiği damarları öyküleştirerek ele almıştır. Bu anlamda lirizm ve romantizm öykülerin atmosferini belirledi.
Bu kadar kişinin ortak noktaları nelerdir?
Onların ortak noktası hepsinin gücü/iktidarı reddetmeleri, itaat etmemeleri, rıza göstermemeleri, muazzam bir güce kafa tutmalarıdır. Onlar ?bizimkilerdir.? Bize mücadele azmi, isyan etme gücü veren devrimcilerdir. Başka bir dünyanın olanaklı değil, gerçek olabileceğini pratiklerinde gösteren, bunun için de her türlü fedakârlığı, ölümü, zulmü göze alanlardır. Kısaca onlar, insanlığın karanlık yüzünü açığa çıkaran, özgürlüğün, adaletin ve mutluluğun savaşçılarıdır. Onlar Latin Amerikalı, Türkiyeli, Afrikalı, Avrupalı, Asyalı, Amerikalı ?bizimkilerdir.? Bizimkilerin öyküsü bir anlamda insanlığın, sevginin ve aşkın öyküsüdür.
Reddin Gücü ve Gücün Reddi?ne yönelik yaklaşımlar nasıl oldu?
Reddin Gücü son derece ilgi uyandırdı. Kısa zamanda ikinci baskısını yaptı. Benzer şeyi Gücün Reddi?nde bekliyorum. Bizi biz yapan bu devrimci kimlikleri tanımayan geniş bir genç kitle var.
Reddin Gücü?nü okumuş ve etkilenmiş 14-15 yaşlarında genç okurlarla tanıştım. Onların etkilendiğini görmek bana anlatılmaz bir onur verdi. Gücün Reddi?de aynı etkiyi yaratacak kanısındayım.
Genç kuşak belki Deniz?in, Mahir?in adlarını duymuş, kısmen de tanıyor olabilir. Ama Erdal Eren, Mustafa Özenç, Remzi Basalak hatta Ulaş ve Cevahir?i hiç tanımıyor. Bu kuşağa ulaşmak, bu değerleri bu kuşakla tanıştırmak gerekiyor. Genç kuşağın dışındaki okuyuculara da, ?bunlar yaşanmış, yaşananlar ve bu kimlikler unutulursa, sizin de bir parçanız ölecek, ruhunuz kadavra haline gelecek? mesajı verilmektedir. Bir anlamda onları provoke etmekte, bu değerlerin farkına ve anlamına varılması hedeflenmektedir.
Ortak noktaları mücadele olan kişileri ve hareketleri anlatan, benzer çalışmalarınız devam edecek mi?
Evet. Birçok kişi Gücün Reddi?nde anlatılan örneğin Kesveran Komününü bilmez, Polisario duvarından habersizdir.
?Bizimkilerin? bizler tarafından bilinmeyen daha birçok öyküsü var. Bunları ortaya çıkarmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Şu an yürüttüğünüz bir kitap çalışması var mı?
Evet. Latin Amerika?da gerilla deneyimlerini, ETA, IRA, Polisaryo Cephesi, Tamil Kaplanları?nı değerlendiren bir çalışmayı sürdürmekteyim.
Yarı sömürge ülkelerde devrim anlayışı, mücadele ve örgütlenme tarzının tarihsel evrimi ve güncel şekillenişini ele alan teorik bir çalışma. 2005 yılının başında yayımlanacak.

Kitabın Künyesi
Gücün Reddi,
Volkan Yaraşır,
Genç Mephisto Kitabevi,
Eylül 2004
144 sayfa