İş Cinayetleri Almanağı 2012

İş Cinayetleri Almanağı 2012, iş cinayetlerine dikkat çekmek, her gün 3 ila 5 işçinin hayatını kaybetmesinin olağanlaşmasına engel olmak, artarak devam eden ölümlerin kader ya da kaza olmadığını aksine ihmal, denetimsizlik, taşeronlaşma ve daha fazla kâr elde etme hırsı nedeniyle, göz göre göre meydana gelen cinayetler olduğunu göstermek için hazırlandı. Yakınlarını kaybeden ailelerin çığlığı, adalet arayışı basında sadece duyarlı bazı kalemlerin köşelerinde yer bulabildi. Her ne kadar meslek odaları, sendikalar ve siyasi partilerin büyük bölümünün gündeminde yer almasa da her yıl hayatını kaybeden işçi sayısının, savaşlarda hayatını kaybeden insanların sayısından daha fazla olduğu bir gerçek. Almanak, bu gerçeğin sadece ateşin düştüğü yeri yakmaması, yayılarak memleketin en önemli meselelerinden biri olması ve bir nebze de olsa iş cinayetlerinin azalmasına katkı sunması temennisiyle hazırlandı.

İş Cinayetleri Almanağı 2012, sadece geçtiğimiz yıl basına yansıyan iş cinayetleri haberlerine yer vermiyor. Artık aramızda olmayan işçiler için sürdürülen adalet mücadelelerinin nasıl başladığı, süreç içerisinde nasıl yol alındığı ve gelinen noktada davalardaki son durumlar anlatılırken Adalet Arayan İşçi Aileleri’nin her ayın ilk pazarı düzenledikleri Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne değiniliyor; ailelerin bir arada ve ısrarla tüm sorumluların yargılanmasını sağlamaya dönük çabalarına da yer veriliyor. İş Cinayetleri Almanağı 2012 iş cinayetlerinde yakınlarını kaybedenlerin ailelerine de seslenerek mücadeleye davet ediyor. (Tanıtım Bülteninden)

Adalet ve vicdan arayan bir almanak – Haluk Kalafat
(11.05.2013, http://kitap.radikal.com.tr/)
Elimdeki almanakta 12 bölüm var. Yılın her ayı için ayrılan bölüm simsiyah bir sayfanın üzerinde tarih ve ölen işçi sayısıyla başlıyor. 12 ayı bitirdiğinizde yüreğiniz o sayfalar kadar kararıyor.
İş Cinayetleri Almanağı 2012 elime geçtiği sıralarda İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi?nden her ay aldığım e-postalardan biri daha geldi. Meclis her ay iş cinayeti raporu hazırlıyor. Mail?in konu bölümünde şöyle yazıyordu: ?Nisan ayında en az 57 işçi hayatını kaybetti.?

Almanakta bu cümleye benzer tam 12 bölüm var. BirUmut Derneği?nin almanağında 2012 yılında basına yansıyan iş cinayetleri ay ay derlenmiş, her ay için ayrılan bölüm simsiyah bir sayfanın üzerinde tarih ve ölen işçi sayısıyla başlıyor. Temmuz 2012 bölümünün ilk sayfasında örneğin, ?En az 110 işçi hayatını kaybetti? yazıyor? 12 ayı bitirdiğinizde yüreğiniz o sayfalar kadar kararıyor.

Ardından mücadele bölümüne geçiliyor. Umut orada. İş cinayetlerinde yakınlarını kaybedenlerin verdiği adalet mücadelesinde 2012?de yaşananlar bu bölümde derlenmiş. Almanak?ta hakkında bilgi alabileceğiniz sürmekte olan davalar şöyle sıralanıyor:
* Davutpaşa davası. Emek İşhanı?nda kaçak maytap atölyesinde 31 Ocak 2008 günü meydana gelen patlamada 21 işçi hayatını kaybetti; 130?u ise yaralandı. İşyerinin kaçak olduğu sabitken davanın açılması tüm mücadeleler sonrası ancak iki yıl sonra gerçekleşebildi. Hâlâ sonuçlanamadı.

* Ankara?da Ostim ve İvedik?te 3 Şubat 2011 gün art arda yaşanan patlamalarda ölen toplam 20 ve yaralanan 43 işçinin davası?

* 9 Kasım 2011?de Van Edremit depreminde Bayram Otel?de hayatını kaybeden 40 kişiden Doğan Haber Ajansı gazetecileri Sebahattin Yılmaz ve Cem Emir ve Elit World adlı firmanın teknik müdürü Önal Erol?un ailelerinin açtığı dava.

* 18 Ekim 2012?de yaşanan İstanbul?da Esenyurt Marmara Park AVM inşaatının işçilerinin yatakhanesi olarak kullanılan çadırlarda çıkan yangında ölen 11 işçi için açılan dava?

* Tersane işçisi Sezai Demiral davası. 17 Aralık 2005?te Tuzla?da tersanede çatıdan düşerek öldüğünde Demiral henüz 19 yaşındaydı.

* Tersane işçisi İbrahim Levent davası. 22 Ağustos 2006 günü yine Tuzla?da gaz sıkışması sonucu bir patlama yaşandı. Onlarca yaralı vardı, yedisi ise ağır. İbrahim Levent onlardan biriydi ve hayatta kalma mücadelesini dört gün sonra kaybetti.

* Ev işçisi Fatima Aldal davası. Çalıştığı evde camı silerken, çerçevenin yerinden çıkması sonucu düşerek öldü. Aynı pencereden daha önce bir başka ev işçisi daha düşmüştü, o zaman toprak olan zemine daha sonra beton döküldüğü için Fatima Aldal, hayatını kaybetti.

* Ve 1 Mayıs 2012 günü Emek ve Dayanışma günü Selin Erdem, işçi ve emekçilerin resmi tatil gününde çalışan bir set işçisiydi. Arka Sıradakiler dizisinin sanat yönetmen yardımcısıydı ve 26 yaşındaydı.

Kaza değil cinayet
Selin Erdem?in 1 Mayıs günü çalışmaya zorlanması Türkiye?deki emekçilere yönelik zihniyetin en çıplak örneklerinden biri. İşçi ölümlerinin yaşanmaması için mücadele veren hemen tüm sivil toplum örgütünün ?iş kazası? yerine ?iş cinayeti? tanımını kullanmasının nedeni bu çarpık zihniyeti değiştirme çabasında dili, dolayısıyla yaklaşımı altüst etmek istemeleri.

Ancak Türkiye?de iktidarı elinde tutanların zihniyetinin çok da değişmediği, sistemin bildiği yolda ilerlediği yukarıda sayılan davaların iş cinayetleriyle karşılaştırıldığında çok ama çok az olmasından anlaşılıyor. Sayının azlığının nedenlerini bu davaların öykülerini tek tek okuduğunuzda anlayacaksınız.

Bu dava süreçlerinde apaçık ortada olan bir gerçek daha var: Bu davalar bilirkişi raporlarıyla işyerlerindeki güvenlik tedbirlerinin hiçbir yönetmeliğe uymadığı tespit edilmesine rağmen yıllarca sürüyor ve çoğunlukla asıl sorumlular yargılanmıyor. Üstelik bu yönetmelikler güvenliği sağlama konusunda oldukça zayıflar.

Vicdan ve Adalet Nöbeti eylemi
Adaletin bir türlü sağlanamadığı bu ortamda yakınlarını iş cinayetlerinde kaybedenler 20 Mayıs 2012?de ?Vicdan ve Adalet Nöbeti? eylemine başladı. ?Vicdanın kararmadıysa her pazar saat 13.00?te vicdan nöbeti için Galatasaray Lisesi Önüne Gel. Biz oradayız seni de bekliyoruz!? çağrısıyla başlayan nöbet sürüyor.

Ancak nöbet 1 Mayıs 2013 Emek ve Dayanışma Günü?nü için Taksim?i işçilere yasaklayan yeni politika ile sekteye uğrayabilir. Çünkü İstanbul valisinin 23 Nisan günü yaptığı açıklamayla başlayan yeni süreç barışçıl gösteri ve yürüyüşlere polisin şiddetli saldırılarıyla engelleniyor.

Şöyle demişti Hüseyin Avni Mutlu: ?Taksim alanının şu anda yarısı tamamen inşaat sahası. Bu inşaat sahasının içerisinde de yer yer 30 metreye kadar ulaşan derin bir hafriyat vardır. Bunun gerçekten fiziki koşullar itibariyle ne anlama geldiğini, Taksim Meydanı?nda vuku bulacak bu kutlamalarda bunların oluşturacağı handikaplar??

Bu minvalde açıklamalar daha sonraki günlerde sürdü gitti. Ve 1 Mayıs günü Taksim Meydanı?na çıkmak isteyen işçilere ?fevkalade orantılı? güç kullanıldı ve ardından Taksim civarında yapılmak istenen tüm benzeri teşebbüslerde aynı şiddet sürdü.

Şantiyede güvenlik yok mu?
Hüseyin Avni Mutlu?nun Taksim?e ?izin? vermeme gerekçesi meydanda şantiye olması ve alana toplanacakların güvenliklerinden endişe duymasıydı özetle. İlk bakışta duyarlı bir tavırdı; zaten kamuoyunda şaşırtıcı derecede yüksek oranla kabul gördü.

Oysa bu açıklamaya ikna olanların aklına şu soruları sormak gelmiyordu: Şantiyede güvenlik yok mu? Orada çalışanların güvenliği sağlanmadı mı? Valinin 1 Mayıs için toplanacakların düşmelerinden korktuğu çukurun etrafındaki perdeler sağlam değil mi? İyi de her gün meydandan binlerce insan ve araç geçiyor onların güvenliği neden düşünülmüyor? Ve en son olarak bu kenti ? ülkeyi yönetenler insanların çukura düşmelerinden korkacak kadar yufka yürekliyken kısa mesafeden insanların kafalarına hedef gözeterek gaz bombası atmayı atılmasını nasıl açıklayacağız?

Bu sorular uzar gider. Ve bu soruların muhataplarının vereceği ?politik? yanıtlar 2012 İş Cinayetleri Almanağı?nın gözler önüne serdiği tabloyu gizleyemez: 2012 yılında en az 878 işçi iş cinayetine kurban gitti. Koskoca yıl boyu iş cinayetinin yaşanmadığı gün sayısı sadece 42.

Dikkat edin almanakta ve tüm raporlarda en az ifadesi kullanılıyor; çünkü bu bilgiler basına yansıyan verilerden derleniyor. Ve biliyoruz ki gözümüzün önünde gerçekleşen, cinayet olduğu en sabit iş cinayetleri bile basında haber olarak oldukça zor yer buluyor. Basına yansımayanları ise bilmemiz ve duyurmamız şu ortamda ve sistemde şimdilik olası değil. Ancak zihniyetin ve işçilerin iş cinayetine mahkum eden sistemin değişmesi için bu tür yayınların ve raporların ve mücadelenin sürmesi ve vicdan sahibi herkesin destek vermesi kaçınılmaz.

Kitabın Künyesi
İş Cinayetleri Almanağı 2012
Kolektif
BirUmut Yayıncılık / Güncel Dizisi
Mayıs 2013,
234 sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir