Kendimce Aforizmalar 11 – Nejdet Evren

KENDİMCE/AFORİZMALAR-11

1. Özlediğimiz şeyi gerçekte/içtenlikle özlüyor olsaydık o zaman ona ulaşmak için uğraşırdık, çocukları maskelenmeye değil açık, maskesiz yaşamaya özendirirdik; hem özleyip hem kaçındığımız şey değiştirmeye yönelmek istemediğimiz ve içinde doğup büyüdüğümüz sosyal-forumun ta kendisidir ve bizdeki antagonist yapı iç-çelişkisi olarak kendini gösterir; övünürüz utancımız ile….

2. Özgürlüğün ne olduğunu bilmeden utancın gölgesi sindi; utanmasını bilmek de önemli.
..Ne için utanmalı bilmeden utanmak afaki kalır; her ne kadar güncel olmaktan çıksa bile….Yaptıklarınızdan ve yapmadıklarınızdan utanıyorsanız hala yapacaklarınız ve yapmayacaklarınız var demektir…

3. Her gün oyalanacak yeni bir olay-gerekçe olmasa, büyük görünen bedenlerimizde çocuksu ruhumuzu nasıl sakinleştirirdik? Öyle ise, büyümenin anlamı nedir?

4. Herkes ‘hak’tan söz eder, ‘adalet’ hak denilen olgunun önüne geçemez, neye kime göre hak denilene biçilen değer bu değeri biçenin nerede olduğunu gösterir, hiç bir zaman hak yarışında ne eşitlik ne de tarafsızlık olamaz, o zaman hak denilen o mevhum şey nedir?

5. Hak sahibi olmak denilen şey bir öğretidir, yarış bu kulvarda yaşansın istenir, bu istek erk_egemenin, sömürenin isteğidir ve eşit bir yarış olmadığını da bilir, buna rağmen eşitlikten söz eder, haklar hiç bir zaman yarışamaz bu tez mülkiyeti ifade eder ki kazanma istencine dokunur, kim sorusuna vereceğimiz yanıt önemlidir…

6. Baş eğmeden durmayı bilmiyorsan önünde tarihten ve güncel örnekler var, öykünemiyorsan en azından bir çaban olsun, olsun ki ediminin/eyleminin/davranışının bir anlamı ve değeri olsun, bil ki, emeğini katmadığın hiç bir şey sana ait değildir, almaya kalkarsan talancı olursun, utancın yoksa….

7. Kendi gölgesinden korkan bir ötekinin gölgesine sığınır ve fakat bilemez ki gölge asla koruyan değildir…

8. Burjuvanın kazanılmış dediği hak yine burjuvanın kendince yok sayması halinde o hak buharlaşır mı,?

9. Kendini kurucu sayıp ötekileştiren her kimse gün gelir öteki olur, kurucu olmaktan öteki olmaya fersah fark vardır ve işte o gün o güç , neyse yıkılır,,

10. Hiç bir şey göründüğü gibi değildir; olduğu gibi görünmesi de mümkün değildir, zira, görüngüye müdahale etmeye başlandığı andan itibaren o hareket tarzını değiştirir, müdahale etmeden ise anlaşılamaz…o zaman, o şey her neyse ancak çeşitli olasılıklar içinde gözlemlenebilir ve her durum için seçtiği eylem tarzına bakarak bir sonuca varılabilir, ne ki bu sonuç ta asla kesin değildir, bir olasılıktan öteye geçmez….

11. Öz ve biçim ayrılamaz, yek diğerini etkiler ve fakat biçim asla bir öz yaratıcısı değildir bu nedenle öz olanı tartışmayan, değerlendirmeyen yaklaşımlar nihayetinde kökten çözümden uzak kalırlar, bir sorunu çözmek ancak öz olana dokunmakla mümkündür….

12. Her kavram bir olguya karşılık oluşturulmuştur, ancak her kavram kendinden öte anlamlar yüklenebilecek bir içeriğe sahiptir, bu, kavramın doğru yerinde kullanımı, değerlendirilmesi yanında ters yüz edilerek olgunun çarpıtılmasının mümkün olduğunu gösterir, bu nedenle kavramları doğru kullanmadıkça doğru düşünmek ve çözüm üretmek mümkün değildir..

13. Emek vermeden elde ettiğin şey sana yabancıdır, ve sen bunu aldığında onun kölesi olursun, emek verip te alamadığın şey ise bir ötekinin senden sömürdüğüdür, işte buna asla izin verme..

14. En kötüsü küçük burjuva olmak, ne büyür ne de küçülür, entel birikimiyle emeğin önüne geçer, beklentisiyle emeğin gücünü yıpratır, ne burjuvadır ne de proleter..

15. Entelektüelin açmazı bu, karşı olup yaratamamak…bir damla suda boğulmak gibi….

16. Aşkla savunduğun şeyin ne olduğunu bilmiyorsan sen bir sahtekarsın..

17. Dile gelen ilk sözcükler ne kadar arı/saf ve güzel….çünkü düşünce henüz giydirilmemiş, maskesiz, özgür…sözcükler değil ilkin düşünceler kirlenir, insan köle dahi olabilir ve fakat hiç bir sözcüğe pranga vurulamaz….

18. İnsanlaşmak için geçen süre bunu anlamaktan çok uzun ise, bunu tersine çevirmek çok kısadır,,,

19. Vicdanı olmayanın en kötüsünden dahi adaleti olamaz…

20. Zalim zulmederken gücünü merhametten alır..

21. Aydınlanma, rasyonel olma, aklın efendi sayılmasına dayanan rasyonalizm hak denilen mefhumu doğallaştırdı, oysa hak denilen mevhum sosyal, ekonomik, tarihsel bir içeriğe sahipti….komünal toplumda tanımlanan hak ile kapitalist toplumda tanımlanan hak kavram ve içeriğinin farklı olması bu nedenledir….insanın özne olarak merkeze konulması bir açıdan anlaşılabilir bir durumdur ve fakat onun üstün olduğunu ileri sürmek bu denli anlaşılır değildir, gök tanrılar yerine yer tanrıları yaratarak hak olanı tanımlamak insanın özgür köleliğini benimsemektir, rasyonalizmin yarattığı özgür sanılan köle bireylerden başka bir şey değildir, hak denilen olgu rasyonalizmi aşar.

22. Bir öğretisi olmayanın ahlaktan dem vurması ahlaksızlıktır….

23. Düşündüğünü söylemeyen ve söylediğini yapmayan ya düşünmemeli ya da yapmamalı..

24. Sevmek ve önemsemek çok ayrıdır, önemsemeden sevmek mümkün değilken sevmeden önemsemek mümkündür; sevmek mi önemsemek mi diye sorulsa önemsemek derim…

Nejdet Evren,
Kimi zamanlar,
2017, Akarca

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir