Kongo’nun Kara Lekesi: II. Leopold’un Sömürge Vahşeti
Belçika Kralı II. Leopold’un Yaptıkları
Belçika Kralı II. Leopold (1835-1909), 1865’ten 1909’a kadar Belçika’yı yönetmiş ve özellikle Kongo Özgür Devleti’ni (bugünkü Demokratik Kongo Cumhuriyeti) kişisel mülkü olarak kontrol etmesiyle tanınmıştır. Leopold’un Kongo’daki eylemleri, insanlık tarihindeki en vahşi sömürgecilik örneklerinden biri olarak kabul edilir ve milyonlarca insanın ölümüne, işkenceye ve sömürüye maruz kalmasına neden olmuştur. İşte II. Leopold’un yaptıklarının detaylı bir özeti:
1. Kongo Özgür Devleti’nin Kuruluşu
- Berlin Konferansı (1884-1885): II. Leopold, Afrika’nın sömürgeleştirilmesi için düzenlenen Berlin Konferansı’nda Kongo havzasını kişisel kontrolü altına aldı. Kongo Özgür Devleti’ni, sözde “medeniyet getirme” ve köle ticaretini sona erdirme amacıyla kurduğunu iddia etti. Ancak gerçek amacı, bölgenin zengin doğal kaynaklarını (özellikle fildişi ve kauçuk) sömürmekti.
- Henry Morton Stanley’in Rolü: Leopold, kaşif Henry Morton Stanley’i Kongo’ya göndererek bölgedeki yerel kabile liderleriyle anlaşmalar yaptı. Bu anlaşmalar genellikle sahtekârlık ve zorlamayla gerçekleştirildi; liderler, okuma yazma bilmedikleri için imzaladıkları belgelerin içeriğini anlamıyordu. Bu şekilde Leopold, Kongo’nun büyük bir kısmını kendi özel mülkü haline getirdi.
2. Kongo’daki Sömürge Yönetimi ve Vahşet
Leopold, Kongo Özgür Devleti’ni Belçika devleti adına değil, kendi kişisel projesi olarak yönetti. Bu, onun bölgeyi sınırsız bir şekilde sömürmesine olanak tanıdı. Kongo’daki yönetimi, sistematik işkence, zorla çalıştırma ve katliamlarla karakterize edildi:
- Zorla Çalıştırma ve Kauçuk Kotası: 1890’larda kauçuk talebinin artmasıyla, Leopold yerli halkı kauçuk toplamak için acımasız koşullarda çalışmaya zorladı. Her köy ve birey için günlük kauçuk kotası belirlendi. Kotayı dolduramayanlar ağır cezalara çarptırılıyordu.
- İşkence ve Uzuv Kesme: Kotayı karşılayamayan yerlilerin elleri, ayakları veya cinsel organları kesiliyordu. Leopold’un paramiliter gücü Force Publique (Halk Ordusu), bu cezaları uygulamakla görevliydi. Askerlerden, her harcanan kurşunun bir insanı öldürdüğünü kanıtlamak için kurbanın kesilmiş elini getirmeleri isteniyordu. Bu uygulama, özellikle çocuklara yönelik vahşetlerle sonuçlandı. Örneğin, bir babanın, yeterince kauçuk toplayamadığı için 5 yaşındaki kızının el ve ayağının kesildiğini görmesi gibi korkunç olaylar yaşandı.
- İnsan Hayvanat Bahçesi: 1897’de Leopold, Brüksel’de bir “insan hayvanat bahçesi” kurdurarak yaklaşık 260 Kongoluyu sergiledi. Bu, yerli halkı aşağılayan ve ırkçı bir yaklaşımla “ilkel” olarak gösteren bir uygulamaydı.
- Nüfus Azalması: Leopold’un yönetimi altında, açlık, hastalık (uyku hastalığı, su çiçeği, dizanteri), zorla çalıştırma ve doğrudan cinayetler nedeniyle Kongo nüfusu dramatik bir şekilde azaldı. Tahminler, 1880’lerde 20-30 milyon olan nüfusun, 1908’de 9 milyona düştüğünü gösteriyor. Ölü sayısının 10-15 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.
3. Ekonomik Sömürü ve Kişisel Zenginlik
- Leopold, Kongo’dan elde ettiği fildişi ve kauçuk gelirleriyle muazzam bir servet biriktirdi. Bu gelirlerin çoğu, Kongo’nun altyapısına veya halkına değil, Belçika’daki lüks projelere (örneğin, Brüksel’deki Kraliyet Sarayı, Laeken Şatosu, Oostende’deki yatırımlar) ve Leopold’un kişisel mülklerine harcandı.
- Kongo’nun vergi gelirlerinin büyük kısmı Belçika’ya transfer edildi; yerel halk için neredeyse hiçbir yatırım yapılmadı.
4. Uluslararası Tepkiler ve Kongo’nun Devri
- Edmund Dene Morel ve Protestolar: İngiliz gazeteci Edmund Dene Morel, Leopold’un Kongo’daki vahşetlerini dünya kamuoyuna duyurdu. Misyonerlerin ve diğer gözlemcilerin raporları, kesilen uzuvların fotoğrafları ve yakılan köylerin haberleriyle desteklendi. Mark Twain ve Arthur Conan Doyle gibi yazarlar da bu zulmü kınayan yazılar yazdı.
- Uluslararası Baskı: Morel’in öncülüğünde uluslararası toplum, Leopold’u Kongo’yu Belçika devletine devretmeye zorladı. 1908’de Belçika parlamentosu, Kongo Özgür Devleti’ni Leopold’un elinden alarak Belçika Kongosu’na dönüştürdü. Ancak Leopold, bu “fedakârlığı” için yüklü bir tazminat aldı.
- Kongo, 1960’ta bağımsızlığını kazanana kadar Belçika’nın sömürgesi olarak kaldı. Ancak Leopold’un politikalarının bıraktığı yıkım, ülkede uzun süre etkisini sürdürdü.
5. Belçika’daki Mirası ve Tartışmalar
- “İnşaatçı Kral” İmajı: Leopold, Belçika’da yaptırdığı binalar ve kentsel projeler nedeniyle “İnşaatçı Kral” olarak anılıyordu. Ancak bu projeler, Kongo’dan sömürülen kaynaklarla finanse edilmişti.
- Heykellerin Kaldırılması: 2020’de George Floyd protestoları sırasında, Leopold’un Belçika’daki heykelleri tahrip edildi veya kaldırıldı. Örneğin, Gent’teki büstü, Kongo’nun bağımsızlık günü olan 30 Haziran 2020’de kaldırıldı. Anvers’teki bir heykel ateşe verildi ve yerine konulmadı.
- Kral Philippe’in Özrü: 2020’de Belçika Kralı Philippe, Kongo Devlet Başkanı Félix Tshisekedi’ye bir mektup yazarak, II. Leopold’un Kongo’daki eylemleri için “en derin pişmanlıklarını” ifade etti. Ancak resmi bir özür dilemedi.
6. Tartışmalı Miras
II. Leopold, Belçika’da bir dönem popüler bir figür olsa da, Kongo’daki vahşet nedeniyle “sömürgeci kral” olarak lanetlendi. Onun dönemi, insan hakları ihlalleri ve soykırım suçlamalarıyla anılır. Amerikalı gazeteci George Washington Williams, 1890’da Leopold’un yönetimini “insanlığa karşı suç” olarak tanımladı; bu, bu terimin ilk kullanımlarından biriydi. Leopold’un Kongo’daki eylemleri, tarihçiler tarafından 10-15 milyon insanın ölümünden sorumlu tutulur, ancak bu rakamlar kesin değildir ve 1 milyondan 15 milyona kadar geniş bir aralıkta tahmin edilir.
Bağlam ve Değerlendirme
II. Leopold’un Kongo’daki yönetimi, sömürgecilik tarihinin en karanlık sayfalarından biridir. “Medeniyet götürme” iddiasıyla başlayan bu süreç, aslında kişisel hırs ve ekonomik kazanç arayışının bir sonucu olarak milyonlarca insanın ölümüne, sakatlanmasına ve travma yaşamasına neden oldu. Leopold’un Kongo’yu kendi mülkü olarak yönetmesi, sömürgecilik döneminde bile alışılmadık bir durumdu ve bu, onun eylemlerini daha da tartışmalı hale getirdi.
Leopold’un Belçika’daki reformları (örneğin, savunma kalelerinin inşası, evrensel erkek oy hakkı) ve uluslararası gezileri (1860’ta Osmanlı İmparatorluğu’na ziyareti gibi) onun hırslı ve vizyoner bir lider olduğunu gösterse de, Kongo’daki vahşet bu başarıları gölgede bıraktı. Onun mirası, Belçika’da ve dünyada hâlâ tartışılmakta; heykellerinin kaldırılması ve özür talepleri, bu tarihle yüzleşme çabasının bir parçasıdır.
Sonuç
Belçika Kralı II. Leopold, Kongo Özgür Devleti’ni kişisel mülkü olarak yöneterek, fildişi ve kauçuk sömürüsü için milyonlarca Kongoluyu zorla çalıştırdı, işkenceye maruz bıraktı ve katletti. 10-15 milyon insanın öldüğü tahmin edilen bu dönemde, kesilen uzuvlar, insan hayvanat bahçeleri ve sistematik sömürü, Leopold’un yönetiminin simgeleri haline geldi. Uluslararası baskılar sonucunda 1908’de Kongo’yu Belçika devletine devretmek zorunda kaldı, ancak bu, onun zenginliğini ve Belçika’daki yatırımlarını etkilemedi. Günümüzde Leopold’un mirası, insanlık tarihindeki en büyük sömürgeci vahşetlerden biri olarak hatırlanır ve Belçika’da bu tarihle yüzleşme çabaları devam etmektedir.