Otizm Spektrum Bozukluğu Tanısında Kültürün Rolü: Küresel Bir Bakış Açısı
Günümüzün giderek daha da birbirine bağlı dünyasında, Otizm Spektrum Bozukluğunun (OSB) küresel yaygınlığı, farklı kültürel bağlamlarda bu durumun nasıl algılandığı ve tanısının nasıl konulduğunun derinlemesine anlaşılmasını zorunlu kılmaktadır. Dünya genelinde yaklaşık 100 çocuktan 1’ine OSB tanısı konulmakta olup, yaygınlık tahminleri son yıllarda artış göstermektedir (Zeidan vd., 2022). Bu makale, standardize tanı kriterleri ile kültürel yorumlamalar arasındaki karmaşık ilişkiyi incelemekte, OSB tanısında kültürel nüansların kritik rolünü vurgulamaktadır.
Standardizasyon ve Gözlemin Çelişkisi: OSB Tanısında Zorluklar
Psikiyatrik tanı sistemleri, OSB’nin heterojenliğini (zekâ ve dil düzeyleri, eş zamanlı akıl sağlığı sorunları, genetik ve nörolojik durumlar gibi) belirlemeye çalışsa da, otizmin temel özellikleri için tanısal biyobelirteçler henüz mevcut değildir (Myers vd., 2020). Bu durum, OSB tanısında gözlem tabanlı değerlendirmelerin kritik önemini ortaya koymaktadır. Bu değerlendirmeler, ebeveynler, profesyoneller ve standardize edilmiş araçlar (Otizm Tanı Gözlem Programı, 2. Baskı ve Otizm Tanı Görüşmesi, Gözden Geçirilmiş gibi) aracılığıyla yapılmaktadır.
OSB, tanınabilir davranışlar ve sosyo-duygusal kalıplarla tanımlanır. Ancak farklı kültürel bağlamlar, bu davranışların yorumlanmasını doğrudan etkileyerek tanımlamada farklılıklara yol açabilmektedir (de Leeuw vd., 2020). Kültür, ebeveynlerin ve bakıcıların çocuk gelişimi beklentilerini etkilediği için OSB semptom şiddetinin nasıl algılandığını da belirler (Hus & Segal, 2021; Matson vd., 2017).
Özellikle “sosyal iletişim zorluklarını” değerlendirmek, kültürel olarak tanımlanmış “tipik” sosyal iletişimden sapmalara dayanır. Bu durum, potansiyel olarak farklı yorumlara yol açar. Örneğin, Batı kültüründe göz teması eksikliği belirgin bir OSB özelliği olarak kabul edilirken, doğrudan göz temasının kabalık olarak algılandığı Asya kültürlerinde bu davranışın yorumlanması farklılık gösterebilir. Dolayısıyla, farklı kültürlerden çocuklara “sosyal iletişim bozuklukları” atamak, eşdeğerlikten yoksun olabilir ve OSB değerlendirmelerinde önemli kültürel farklılıkları göz ardı edebilir.
Kültürlerarası Doğrulama ve Eksik Kalan Yönler
Uluslararası Test Komisyonu (2017), kültürlerarası doğrulamaların önemini vurgulayarak, deneysel (bağlamsal anlayış) ve deyimsel (doğal çeviri) eşdeğerliği içeren eşdeğerlik analizini savunmaktadır. Bu önlemler, tek çevirilere güvenmeyi azaltarak değerlendirmelerin dil engellerini aşmasını ve kültürel incelikleri kapsamasını sağlar (ITC, 2017).
Ancak ITC’nin çalışmalarına rağmen, bazı davranışsal varsayımların kültürlerarası geçerliliğine odaklanmaması, bu doğrulamada hala bir boşluk olduğunu göstermektedir. Kültürlerarası karşılaştırmalar, OSB için hayati önem taşır; çünkü uygun davranışlar ve “tipik” gelişim hakkındaki kültürel görüşler, ebeveyn/bakıcı bildirimlerini ve OSB teşhislerini doğrudan etkileyebilir (Matson vd., 2017).
Carruthers vd.’nin Hindistan, Japonya ve Birleşik Krallık’tan ebeveynler tarafından bildirilen verileri analiz eden çalışması (2018), evrensel otistik özelliklerin yanı sıra, kendiliğindenlik ve sosyal konuşma gibi özelliklerde potansiyel kültürlerarası farklılıklar bulmuştur (Carruthers vd., 2018). Otizm özellikleri üzerindeki kültürel etki, etnik kökene (Athar vd., 2021) ve hatta bir ülke içindeki ırka (DSM-5-TR; Aylward vd., 2021) kadar uzanarak, epidemiyolojik oranları ve sosyal iletişim zorluklarına ilişkin algıyı etkilemektedir.
Değerlendirme Yöntemlerini Gözden Geçirmek ve Geleceğe Bakmak
Bu bağlamda, makale entelektüel ve dil becerilerini ölçen standart değerlendirmelere meydan okumazken, gözlemsel ve tıbbi değerlendirmeleri derinlemesine incelemeye odaklanmaktadır. Özellikle “sosyal iletişim zorlukları”nın farklı sosyal normlara sahip ülkeler arasında tek tip çağrışımlar taşıyıp taşımadığı ve tarama araçlarının hafif zorlukları tespit etme konusunda duyarlılığı ve doğruluğu sorgulanmaktadır.
Ayrıca, tanı kriterlerinin özünde bulunan adaptif işlevlerdeki kültürel değişkenlik de çok önemlidir. Kültürün otizm değerlendirme sürecinin ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul etmek (Golson vd., 2022; Hus ve Segal, 2021; Matson ve ark., 2017) kritik bir adımdır.
Bu nedenle, OSB tanısının altında yatan davranışsal ve sosyo-duygusal fenotipin kültürel yönlerinin tartışılması gereklidir. Bu, kültürel faktörlere öncelik veren araştırmalara yönelik diğer son çağrılarla da uyumludur (Carruthers vd., 2018; Golson vd., 2022; Hus ve Segal, 2021). Kültürlerarası çalışmalar, OSB tanısının küresel olarak anlaşılmasını şekillendiren bağlam temelli kriterleri aydınlatabilir ve dünya çapında anlaşılmasını artırabilir. Tanıyı etkileyen çeşitli kültürel faktörleri göz önünde bulunduran araştırma stratejileri, kültürler arasında daha geniş bir bakış açısının geliştirilmesini sağlar.
OSB’nin ötesine baktığımızda, kültürlerarası tanı bağlamında diğer nörogelişimsel durumları da ele almak zorunludur. Her durumun kendine özgü özellikleri olsa da, değerlendirmede kültürel nüansların ortaya çıkardığı zorlukların ortak olması muhtemeldir. Örneğin, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (Chan vd., 2022) ve zihinsel engelliliğin bazı yönleri (Gangavati vd., 2023) gibi durumlar kültürler arasında farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Örneğin, bir bireyden sosyal olarak beklenen ve dolayısıyla uyumsal işlevlerde gecikme veya eksiklik olarak görülen durum, farklı kültürler arasında farklılık gösterebilir ve doğru tanı için değerlendirme yapılırken dikkate alınması gerekir.
Otizm Spektrum Bozukluğu’nun karmaşık ortamında doğru bir şekilde yol almak için kültürlerarası araştırma hayati önem taşımaktadır. Sosyal davranışlara ilişkin farklı kültürel algıları benimsemek, yalnızca Otizm Spektrum Bozukluğu için değil, aynı zamanda bir dizi nörogelişimsel durum için de doğru ve hassas teşhisleri mümkün kılar. Klinisyenler, araştırmacılar ve politika yapıcılar arasındaki iş birliği, değerlendirme araçları ile kültürel nüanslar arasında köprü kurarak dünya çapında uygun bakımı garanti altına alır.
Sizce OSB tanısında kültürel hassasiyetin artırılması, bireylerin doğru ve zamanında destek almalarını nasıl etkileyebilir?
Kaynak : https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/1468-5922.12796