Otizm Spektrumunda Cinsellik ve Cinsel Kimlik : Neden Göz Ardı Edilir ?

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), sosyal iletişim ve etkileşimdeki farklılıklar, kısıtlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışlarla karakterize edilen bir nörogelişimsel durumdur. Otizmli bireylerin genellikle göz teması kurma, ifadeleri okuma ve sosyal ipuçlarını anlama konusunda zorluklar yaşadığı bilinir. Ancak, bu bireylerin yaşamlarının önemli bir parçası olan cinsellik ve cinsel sağlık konuları ne yazık ki uzun süre göz ardı edilmiştir.

Yakın zamana kadar otizmli bireylerin “aseksüel” olduğu düşünülse de, araştırmalar bunun gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. Otizm spektrumundaki pek çok genç ve yetişkin de sevgi, romantik ve cinsel ilişkiler kurma konusunda yoğun bir arzuya sahiptir. Ancak, sosyal ve iletişimsel zorluklar, bu arzuları sağlıklı ve uygun bir şekilde ifade etmelerini engelleyebilir.

Maria Grazia Maggio ve ekibinin 2022’de yayımladığı “Otizm Spektrum Bozukluklarında Cinsiyet ve Cinsellik: Göz Ardı Edilen Ancak Temel Bir Konu Üzerine Bir Kapsam İncelemesi” başlıklı kapsamlı makale, otizmli bireylerin cinsel işlev ve davranışlarını daha iyi anlamayı amaçlayan önemli bulgular sunuyor.

Araştırmanın Ortaya Çıkardığı Temel Noktalar:

Bu inceleme, 2000-2022 yılları arasında yayımlanmış 32 hakemli makaleyi analiz ederek, otizm spektrumunda cinsellikle ilgili dikkat çekici gerçekleri ortaya koymuştur:

  1. Azalmış Cinsel Farkındalık: Otizmli bireylerde “cinsel farkındalık” (cinsiyetle ilgili duygu, arzu, motivasyon ve durumları anlama bilgisi) genellikle düşüktür. Bu durum, onların cinsel ipuçlarını anlamakta, uygun cinsel davranışları sergilemekte ve mahremiyet kurallarını kavramakta zorlanmalarına neden olabilir. Bu da, uygunsuz cinsel davranışlar veya cinsel mağduriyet riskini artırabilir.
  2. Cinsiyet Disforisi ve Kimlik Çeşitliliği: Araştırma, otizmli bireylerde cinsiyet disforisi (atanan cinsiyetle hissedilen cinsiyet kimliği arasında yaşanan rahatsızlık) oranlarının genel nüfusa göre çok daha yüksekolduğunu göstermektedir. Tahminlere göre, genel popülasyonda 10.000 kişide 1-2 kişi cinsiyet disforisi yaşarken, otizmli bireylerde bu oran 10.000’de 60’a kadar çıkabilmekte, hatta bazı çalışmalarda %1’in üzerine çıkmaktadır. Bu, otizmli bireylerin, bedenleri ve kimlikleri arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan benzersiz zorluklarla karşılaşabileceğini göstermektedir.
  3. Cinsel Yönelim Çeşitliliği: Otizmli ergenlerde ve yetişkinlerde heteroseksüel olmayan cinsel yönelimlerin (eşcinsellik, biseksüellik, aseksüellik vb.) genel nüfusa göre daha yaygın olduğu bulunmuştur. Özellikle aseksüellik (herhangi bir cinsiyete karşı cinsel çekim hissetmeme) otizmli bireyler arasında sıkça rapor edilmektedir. Bazı çalışmalar, otizmli kadınlarda homoseksüel veya biseksüel yönelimlerin daha belirgin olabileceğini de vurgulamıştır.
  4. Cinsel Davranışlar ve Riskler: Otizmli bireylerin sağlıklı cinsel işlevlere sahip olabileceği ve cinsel yakınlık deneyimleyebileceği belirtilse de, bazı durumlarda uygunsuz cinsel davranışlar sergileme eğilimi daha yüksek olabilir. Yetersiz cinsel eğitim ve sosyal ipuçlarını okumadaki zorluklar, onların riskli cinsel davranışlarda bulunma veya cinsel istismara maruz kalma riskini artırabilir. Örneğin, otizmli ergen ve genç yetişkinlerin cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara yakalanma riskinin, kontrol grubuna göre 3.36 kat daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Neden Önemli ve Geleceğe Yönelik Adımlar:

Bu bulgular, otizm spektrumundaki bireylerin cinselliğinin karmaşık ve çok yönlü olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu alandaki bilgi eksikliği ve toplumsal önyargılar, otizmli bireylerin sağlıklı bir cinsel yaşam sürmelerini engellemektedir.

Makale, bu sorunların üstesinden gelmek için şunların altını çiziyor:

  • Kapsamlı ve Kişiselleştirilmiş Cinsel Eğitim: Otizmli bireylerin ve ailelerinin, onların ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanmış, kapsamlı ve bağlamına uygun cinsel eğitim almaları esastır. Bu eğitim, sadece cinsel bilgiyi değil, aynı zamanda mahremiyet kurallarını, rızayı, ilişki becerilerini ve riskli davranışlardan korunmayı da içermelidir.
  • Sosyal Bariyerleri Aşma: Aileler, eğitimciler ve sağlık profesyonelleri arasındaki işbirliği, sosyal bariyerlerin ve önyargıların aşılmasına yardımcı olacaktır.
  • Teknolojinin Rolü: Robotlar gibi yenilikçi araçların, otizmli bireylere cinsel eğitim sunmada potansiyel bir yardımcı olabileceği de makalede ilginç bir fütüristik bakış açısıyla ele alınmıştır.

Otizm spektrumundaki bireylerin cinselliklerinin anlaşılması ve desteklenmesi, onların genel yaşam kalitesini artırmak, sosyal izolasyonu azaltmak ve sağlıklı ilişkiler kurmalarına yardımcı olmak için hayati öneme sahiptir. Bu “çift azınlık” durumu yaşayan bireylerin, cinsel kimliklerini ve yönelimlerini rahatça ifade edebilecekleri, destekleyici bir ortam sağlamak hepimizin görevidir.

Kaynak : https://www.mdpi.com/2076-3425/12/11/1427