Sait Faik Abasıyanık’ın “Lüzumsuz Adam” karakteri, dünya edebiyatında hangi karakterlere benzer?
Sait Faik Abasıyanık’ın “Lüzumsuz Adam” öyküsündeki başkahraman, dünya edebiyatında varoluşçu ve toplumdan yabancılaşmış karakterlerle benzerlikler taşır. Bu karakter, toplumun beklentilerine uyum sağlayamayan, kendi iç dünyasında yaşayan ve hayatın anlamını sorgulayan bir bireyi temsil eder. İşte “Lüzumsuz Adam” karakterinin dünya edebiyatındaki benzerleri:
1. Albert Camus – “Yabancı” (Meursault)
- Albert Camus’nun “Yabancı” (L’Étranger) adlı romanındaki Meursault karakteri, “Lüzumsuz Adam” ile büyük benzerlikler taşır. Meursault da toplumun normlarına uyum sağlayamayan, duygusal olarak kopuk ve hayatın anlamını sorgulayan bir karakterdir.
- Her iki karakter de toplum tarafından dışlanmış ve yalnız bırakılmıştır. Meursault’un hayata karşı kayıtsız ve anlamsız bulduğu tutumu, “Lüzumsuz Adam” karakterinin varoluşsal sorgulamalarıyla örtüşür.
2. Franz Kafka – “Dava” (Josef K.)
- Franz Kafka’nın “Dava” (Der Process) adlı romanındaki Josef K. karakteri, “Lüzumsuz Adam” ile benzer bir yabancılaşma ve çaresizlik içindedir. Josef K., toplumun bürokratik ve baskıcı yapısı karşısında kendini çaresiz hisseder ve suçunu asla öğrenemez.
- “Lüzumsuz Adam” karakteri de toplumun beklentileri karşısında kendini çaresiz ve yalnız hisseder. Her iki karakter de varoluşsal bir sorgulama içindedir ve toplumun normlarına uyum sağlayamaz.
3. Fyodor Dostoyevski – “Yeraltından Notlar” (Yeraltı Adamı)
- Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar” adlı eserindeki Yeraltı Adamı, “Lüzumsuz Adam” karakteriyle benzer bir içe kapanıklık ve toplumdan kopukluk sergiler. Yeraltı Adamı, toplumun değerlerine karşı çıkar ve kendi iç dünyasında yaşar.
- Her iki karakter de toplumun normlarına uyum sağlayamayan, yalnız ve içe kapanık bireylerdir. Yeraltı Adamı’nın hayata dair derin sorgulamaları, “Lüzumsuz Adam” karakterinin varoluşsal arayışlarıyla örtüşür.
4. Jean-Paul Sartre – “Bulantı” (Antoine Roquentin)
- Jean-Paul Sartre’ın “Bulantı” (La Nausée) adlı romanındaki Antoine Roquentin karakteri, “Lüzumsuz Adam” ile benzer bir varoluşsal bunalım içindedir. Roquentin, hayatın anlamsızlığını ve absürtlüğünü fark eder ve bu durum onu derin bir içsel sorgulamaya iter.
- “Lüzumsuz Adam” karakteri de hayatın anlamını sorgular ve toplumun beklentilerine karşı çıkar. Her iki karakter de varoluşçu temaları işler ve hayata dair derin bir farkındalık geliştirir.
5. Hermann Hesse – “Bozkırkurdu” (Harry Haller)
- Hermann Hesse’nin “Bozkırkurdu” (Der Steppenwolf) adlı romanındaki Harry Haller karakteri, “Lüzumsuz Adam” ile benzer bir yalnızlık ve toplumdan kopukluk sergiler. Haller, toplumun normlarına uyum sağlayamayan ve kendi iç dünyasında yaşayan bir karakterdir.
- Her iki karakter de toplumun beklentilerine karşı çıkar ve kendi varoluşlarını sorgular. Haller’in yalnızlığı ve içsel çatışmaları, “Lüzumsuz Adam” karakterinin yaşadığı süreçlerle benzerlik gösterir.
6. Samuel Beckett – “Godot’yu Beklerken” (Vladimir ve Estragon)
- Samuel Beckett’in “Godot’yu Beklerken” (En attendant Godot) adlı oyunundaki Vladimir ve Estragon karakterleri, “Lüzumsuz Adam” ile benzer bir varoluşsal bunalım içindedir. Bu karakterler, hayatın anlamını sorgular ve bir türlü gelmeyen Godot’yu beklerken zamanlarını geçirirler.
- “Lüzumsuz Adam” karakteri de hayatın anlamını sorgular ve toplumun beklentilerine karşı çıkar. Her iki eser de varoluşçu temaları işler ve hayatın anlamsızlığını vurgular.
Sonuç
Sait Faik’in “Lüzumsuz Adam” karakteri, dünya edebiyatında varoluşçu ve toplumdan yabancılaşmış karakterlerle büyük benzerlikler taşır. Albert Camus’nun Meursault’u, Franz Kafka’nın Josef K.’sı, Dostoyevski’nin Yeraltı Adamı, Sartre’ın Roquentin’i, Hesse’nin Harry Haller’i ve Beckett’in Vladimir ve Estragon’u, “Lüzumsuz Adam” karakteriyle aynı varoluşsal sorgulamaları ve yabancılaşma süreçlerini yaşar. Bu karakterler, modern edebiyatta bireyin toplumla çatışmasını ve hayatın anlamını arayışını temsil eder.