Etiket: Feminist Eleştiri

Jung’un Anima ve Animus Kavramına Eleştirel Bir Bakış: Cinsiyet, Toplum ve İnsan Doğası

Jung’un Anima ve Animus Tanımları Jung’un analitik psikoloji çerçevesinde geliştirdiği anima ve animus, bireyin bilinçdışındaki karşı cinsiyetle ilişkilendirilen yönlerini ifade eder. Anima, erkek bireyin bilinçdışındaki dişil özellikleri; animus ise kadın bireyin bilinçdışındaki eril özellikleri temsil eder. Jung’a göre bu yapılar, bireyin kişiliğini bütünleştirme sürecinde önemli bir rol oynar ve bireyin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Orlando’nun Cinsiyet ve Toplumsal Rol Dönüşümünün Sosyolojik Eleştirisi

Cinsiyet Normlarının Tarihsel BağlamıVirginia Woolf’un Orlando adlı eseri, cinsiyet ve toplumsal rollerin dönüşümünü, 20. yüzyılın toplumsal cinsiyet normlarına yönelik eleştirel bir mercek sunarak inceler. Eser, ana karakterin yüzyıllar boyunca hem erkek hem de kadın olarak varoluşunu, toplumsal normların birey üzerindeki etkilerini sorgulayarak ele alır. 20. yüzyılın başlarında, toplumsal cinsiyet rolleri

OKUMAK İÇİN TIKLA

Medea’nın Çocuk Katli: Kadın Öfkesi ve Toplumsal Baskının Modern Yansımaları

Medea’nın Öfkesi ve Bireysel İsyana Dönüşümü Medea’nın çocuklarını öldürmesi, antik Yunan tragedyasında bireysel öfkenin en aşırı tezahürü olarak ortaya çıkar. Euripides’in eserinde, Medea’nın kocası Jason tarafından terk edilmesi, onun yalnızca kişisel bir ihanetle değil, aynı zamanda toplumsal düzenin dayattığı cinsiyet rolleriyle de yüzleşmesini sağlar. Kadınların evlilik ve aile içindeki konumunun

OKUMAK İÇİN TIKLA

Murathan Mungan’ın Yüksek Topuklar’ında Kadın Karakterlerin Toplumsal Cinsiyet Normlarına Karşı Duruşu

Kadın Kimliğinin İnşasında Özerklik Arayışı Romanın ana karakteri Nermin, toplumsal cinsiyet normlarının dayattığı kadınlık rollerine karşı bireysel özerklik arayışıyla dikkat çeker. Kadınların evlilik, annelik ve toplumsal uyum gibi beklentilere sıkışmış rolleri, Nermin’in iç dünyasında bir çatışma alanı oluşturur. Çocukluğundan itibaren ailesinin ilgisizliği ve toplumsal baskılarla şekillenen hayatı, onun bağımsız bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sylvia Plath’in Ariel Şiirlerinde Ölüm ve Yeniden Doğuş: Kristeva’nın Chora Kavramı ve 20. Yüzyıl Kadın Deneyiminin Travmaları

Önsöz: Çöldeki Çığlık Sylvia Plath’in Ariel adlı şiir derlemesi, 20. yüzyıl edebiyatında bireysel ve toplumsal kırılmaların keskin bir yansımasıdır. Plath’in şiirsel benliği, ölüm ve yeniden doğuş imgeleri üzerinden, bireyin varoluşsal sancılarını ve toplumsal cinsiyet dinamiklerinin yükünü açığa vurur. Julia Kristeva’nın “chora” kavramı, bu imgelerin analizi için güçlü bir kuramsal çerçeve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Rapunzel’in Kulesi: Toplumsal Esaretin Mimari Temsili

Kule ve Toplumsal Cinsiyetin Görünümü Rapunzel’in kulesi, tarih boyunca kadınların toplumsal rollerle nasıl sınırlandırıldığını anlamak için güçlü bir mercek sunar. Kule, fiziksel bir yapı olarak yüksek duvarları ve erişilmezliğiyle, kadınların toplumsal alandan izole edilmesini temsil eder. Orta Çağ’dan modern döneme, kadınların kamusal alanda görünürlüğü genellikle kısıtlanmış, özel alanlara hapsedilmiştir. Kule,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Toplumsal Mücadelelerin Kesişim Noktaları: Caroline ve Catherine Üzerinden Bir Karşılaştırma

Roman kahramanlarının toplumsal mücadeleleri, bireysel ve kolektif düzlemde insanlık durumunu anlamak için güçlü bir zemin sunar. Marxist ve feminist eleştiri, bu mücadelelerin sınıfsal ve cinsiyet temelli dinamiklerini çözümlemek için etkili araçlar sağlar. Emily Brontë’nin Shirley adlı eserindeki Caroline Helstone ile Émile Zola’nın Germinal adlı eserindeki Catherine Maheu, 19. yüzyılın toplumsal

OKUMAK İÇİN TIKLA