Etiket: Kapsayıcılık

Wabi-Sabi Estetiği ile Özel Gereksinimli Bireylerin Toplumsal Damgalanmaya Karşı Mücadelesi: Kusurun Güzelliği ve İnsan Onuru

Wabi-Sabi’nin Temel İlkeleri ve İnsan Deneyimine Yansımaları Wabi-sabi, Japon estetik geleneğinde sadelik, doğallık ve kusurun güzelliğini vurgulayan bir dünya görüşüdür. “Wabi” terimi, sade ve mütevazı bir yaşam tarzını ifade ederken, “sabi” zamanın geçişiyle ortaya çıkan güzelliği ve yıpranmışlığın estetiğini temsil eder. Bu anlayış, mükemmeliyet arayışına karşı çıkar ve her şeyin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mobbing’in Cinsiyet Boyutları ve Performatif Cinsiyet Teorisiyle İlişkisi

Mobbing’in Tanımı ve Cinsiyet Temelli Dinamikleri Mobbing, iş yerinde bireyin sistematik ve uzun süreli psikolojik tacize maruz kalması olarak tanımlanır. Bu davranışlar, bireyi dışlamayı, itibarsızlaştırmayı veya duygusal olarak yıpratmayı hedefler. Cinsiyet temelli mobbing, kadınların, erkeklerin veya cinsiyet kimliği farklı olan bireylerin iş ortamında cinsiyetlerine dayalı ayrımcı davranışlara maruz kalması şeklinde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mobbing ve Sosyal Dışlanma: İş Yerinde Grup Dinamiklerine Etkileri

Mobbing ve Sosyal Dışlanmanın Tanımı ve Kapsamı Mobbing, bir bireyin iş yerinde sistematik ve kasıtlı olarak psikolojik tacize maruz bırakılmasıdır. Bu, alay, dedikodu, haksız eleştiri, görev engelleme veya izolasyon gibi davranışlarla kendini gösterebilir. Sosyal dışlanma ise bireyin grup tarafından bilinçli veya bilinçdışı olarak sosyal etkileşimlerden dışlanması, yok sayılması veya ilişkisel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Adler’in Sosyal İlgi Kavramının Sistemik Eşitsizliklere Katkısı

Birey-Toplum İlişkisi Sosyal ilgi, bireyin kendini topluma bağlama ve diğerlerinin refahına katkıda bulunma arzusunu kapsar. Sistemik eşitsizlikler, kaynakların ve fırsatların adaletsiz dağılımından kaynaklanır ve genellikle toplumsal gruplar arasında güç asimetrilerine dayanır. Bu bağlamda, sosyal ilgi, bireylerin bu asimetrileri tanımasını ve kolektif bir sorumluluk duygusuyla hareket etmesini teşvik eder. Örneğin, sosyal

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nöroçeşitlilik ve Otizm Müdahalelerine Eleştirel Bir Bakış

Nöroçeşitliliğin Ortaya Çıkışı Nöroçeşitlilik paradigması, 1990’larda Jim Sinclair gibi otizm savunucularının öncülüğünde şekillenmiş bir yaklaşımdır. Bu paradigma, otizm gibi nörolojik farklılıkları bir bozukluk ya da tedavi edilmesi gereken bir durum olarak görmek yerine, insan beyninin doğal bir çeşitliliği olarak tanımlar. Sinclair’in “Don’t Mourn for Us” (Bizim İçin Yas Tutmayın) adlı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Spektrumun Ötesinde: Otizm Anlatılarının Görünmez Kıldığı Deneyimler ve Haraway’in Siborg Manifestosu

Spektrum Kavramının Kökenleri ve Sınırları Otizm spektrumu, 20. yüzyılın sonlarında tıbbi ve psikolojik söylemlerde ortaya çıkan bir kavram olarak, otizmi tek bir tanı kategorisi yerine geniş bir yelpaze olarak tanımlar. Bu metafor, bireylerin bilişsel, duygusal ve sosyal işlevlerini bir çizgi üzerinde konumlandırarak çeşitliliği vurgular. Ancak bu yaklaşım, otizmi yalnızca belirli

OKUMAK İÇİN TIKLA

NFT ve Blockchain ile Otistik Bireylerin Yaratıcılığını Ekonomik Değere Dönüştürme Potansiyeli

Yaratıcılığın Dijital Ekonomideki Yeni Yeri Otistik bireylerin yaratıcı potansiyeli, nöroçeşitliliğin sunduğu benzersiz perspektiflerden kaynaklanır. Bu bireyler, görsel sanatlar, müzik, hikâye anlatımı veya dijital tasarım gibi alanlarda alışılmadık yaklaşımlar geliştirebilir. NFT’ler (Non-Fungible Tokens), blockchain teknolojisiyle desteklenen dijital varlıklar olarak, bu yaratıcı çıktıların tokenize edilmesini ve küresel bir pazarda ekonomik değere dönüştürülmesini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çalışma Hayatında Çeşitliliğin Dinamikleri: Kanter ve Cox’un Yaklaşımlarının Karşılaştırması

Çeşitliliğin Örgütsel Bağlamdaki Önemi Çalışma hayatında çeşitlilik, modern örgütlerin karşılaştığı en önemli konulardan biridir. Farklı demografik, kültürel ve bireysel özelliklere sahip çalışanların bir arada bulunması, hem fırsatlar hem de zorluklar yaratır. Rosabeth Moss Kanter’in tokenizm teorisi ve Taylor Cox’un çeşitlilik yönetimi teorisi, bu dinamiği anlamak için iki farklı lens sunar.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Otistik Bireylerden Uyum Beklentisi Karşısında Toplumun Esneklik Sorumluluğu

Bu metin, toplumun otistik bireylerden uyum beklentisi ile kendi esneklik kapasitesini bilimsel bir çerçevede ele alıyor. Otizm spektrum bozukluğu (OSB), bireylerin sosyal iletişim, davranışsal örüntüler ve duyusal işlemleme süreçlerinde farklılıklar gösteren nörogelişimsel bir durumdur. Toplum, genellikle nörotipik normlara dayalı bir uyum talep ederken, kendi yapısal ve kültürel esnekliğini nadiren sorgular.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eğitimde Öğrenci Merkezli ve Keşif Yoluyla Öğrenmenin Karşılaştırılması

Bireysel Özerkliğin Temelleri Öğrenci merkezli öğrenme, bireyin öğrenme sürecinde aktif bir rol üstlenmesini teşvik eden bir yaklaşımdır. Bu model, öğrencinin ilgi alanlarına, ihtiyaçlarına ve öğrenme hızına odaklanarak eğitimi kişiselleştirir. Öğrencinin kendi öğrenme yolunu seçmesine olanak tanır ve öğretmenin rehber konumunda kalmasını sağlar. Bu yaklaşım, bireysel özerkliği destekleyerek öğrencilerin kendi potansiyellerini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Otizm Spektrumunda İşlevsellik Ayrımının Sorunları

“Yüksek işlevli otizm” ve “düşük işlevli otizm” terimleri, otizm spektrum bozukluğunu (OSB) sınıflandırmak için sıkça kullanılan ancak bir o kadar da tartışmalı kavramlardır. Bu ayrım, bireylerin bilişsel, sosyal ve günlük yaşam becerilerine dayalı bir hiyerarşi oluşturmayı amaçlasa da, hem bilimsel hem de toplumsal düzeyde ciddi sorunlar doğurur. Bu metin, söz

OKUMAK İÇİN TIKLA

İş Yerinde Cinsiyetçi Dilin Kuramsal ve Eleştirel Söylem Analiziyle Karşılaştırmalı İncelemesi

Söylem ve Toplumsal Cinsiyet Kavramlarının İncelenmesi İş yerinde cinsiyetçi dil, toplumsal cinsiyet rollerinin dil aracılığıyla yeniden üretilmesi ve güçlendirilmesi açısından önemli bir olgudur. Bu dil, bireylerin cinsiyet temelli stereotiplere dayalı olarak kategorize edilmesine yol açar ve iş yerinde hiyerarşik ilişkileri şekillendirir. Toplumsal cinsiyet, dilin günlük etkileşimlerde nasıl yapılandırıldığına dair bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Otistik Zihinlerin Yapay Zekayla Uyumu: Algoritmik Düşünmenin Geleceği

Bilişsel Yapıların Algoritmik Benzerliği Otistik bireylerin bilişsel süreçleri, sistematik, kural odaklı ve ayrıntı merkezli bir düşünme biçimiyle tanımlanır. Bu özellik, yapay zekanın algoritmik işleyişiyle çarpıcı bir benzerlik gösterir. Otistik bireyler, örüntü tanıma, veri analizi ve mantıksal çıkarım gibi görevlerde genellikle nörotipik bireylerden farklı bir performans sergiler. Örneğin, matematiksel problemleri çözme

OKUMAK İÇİN TIKLA

Erişilebilirlik, Kapsayıcılık ve Eşit Yurttaşlık: Çocuk Hakları Açısından Bir Bakış

1. Erişilebilirlik ve Temel HaklarErişilebilirlik, çocukların sağlık, eğitim, oyun gibi temel haklarına ulaşabilmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur. Fiziksel engelli bir çocuğun okula rahatça ulaşamaması, onun eğitim hakkından yoksun kalması anlamına gelir. Gündelik bir örnekle, tekerlekli sandalye kullanan bir çocuğun kaldırımlarda zorlanması veya okullarda rampa bulunmaması, onun eğitim hayatını doğrudan

OKUMAK İÇİN TIKLA