Etiket: Oryantalizm

Hurufilik’in Modern Numeroloji Üzerindeki Dolaylı Etkileri ve Aktarım Yolları

Hurufilik’in Temel Yapısı ve Numerolojik Yaklaşımlar Hurufilik, 14. yüzyılda Fazlallah Astarabadi tarafından İran’ın Astrabad bölgesinde sistemleştirilmiş bir düşünce akımıdır. Bu akım, Arapça alfabenin harflerini ve bunlara atfedilen sayısal değerleri evrenin yapısını açıklamak için kullanır. Her harfin belirli bir numerik karşılıkı vardır ve bu karşılıklar, Kur’an-ı Kerim’in metinlerinde gizli anlamlar çıkarmak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Batı’nın Doğuyu Temsil Biçimleri ve Sessizliğin Sorgulanması

Temsilin Eleştirisi Batı’nın Doğu’yu temsil etme biçimleri, tarih boyunca bilgi üretiminin ve kültürel söylemin bir aracı olarak kullanılmıştır. Bu süreç, Doğu toplumlarının karmaşık gerçekliklerini basitleştiren, genelleyici ve çoğu zaman ötekileştirici bir çerçeve sunar. Bu temsil, bilimsel söylemler, edebiyat, sanat ve medya aracılığıyla inşa edilerek, Doğu’nun egzotik, geri kalmış veya gizemli

OKUMAK İÇİN TIKLA

Batı’nın Doğu’yu Tanımlama Arzusu: Said’in Oryantalizm Eleştirisi

Bilgi Üretiminde Güç Dinamikleri Said, Oryantalizm kavramını, Batı’nın Doğu’yu anlamaya ve tanımlamaya yönelik sistematik bir bilgi üretimi süreci olarak tanımlar. Bu süreç, 18. ve 19. yüzyıl sömürgecilik dönemlerinde filologlar, tarihçiler, seyyahlar ve bürokratlar tarafından oluşturulan metinlerle şekillenmiştir. Batı, bu metinler aracılığıyla Doğu’yu egzotik, geri kalmış, duygusal ve irrasyonel bir “öteki”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kolonyal Antropolojinin Modern Etnografik Yöntemlere Etkisi ve Said’in Oryantalizm Eleştirisiyle İlişkisi

Kökenlerin İzleri Kolonyal antropoloji, 19. ve 20. yüzyıllarda Avrupa’nın sömürgeci genişlemesiyle şekillenmiş bir disiplindir. Bu dönemde antropologlar, genellikle sömürge yönetimlerinin çıkarlarına hizmet eden bilgi üretim süreçlerinde yer almışlardır. Yerli halkların kültürlerini, dillerini ve sosyal yapılarını inceleyen bu çalışmalar, çoğunlukla Batı merkezli bir bakış açısıyla yürütülmüştür. Bu bakış açısı, incelenen toplumları

OKUMAK İÇİN TIKLA

Roman Kahramanlarının Kimlik Arayışı ve Sömürgecilik Sonrası Teoriler

Kimlik ve Sömürgecilik Sonrası Bağlam Joseph Conrad’ın Karanlığın Yüreği adlı eserinde Marlow’un kimlik arayışı, sömürgecilik sonrası teorilerin sunduğu eleştirel çerçeve içinde önemli bir yer tutar. Frantz Fanon’un sömürgecilik sonrası teorisi, sömürgeleştirilen bireyin ötekileştirilme süreci ve bu süreçte kendi benliğini yeniden inşa etme çabalarını ele alır. Fanon, sömürgeci düzenin bireylerin kimlik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Othello’nun Trajedisi: Kıskançlık, Arzu ve Ötekilik Üzerine Bir İnceleme

Kıskançlığın Psikodinamik Kökenleri Kıskançlık, insan deneyiminin karmaşık bir yönü olarak, bireyin özsaygısını ve ilişkisel dinamiklerini derinden etkileyen bir duygudur. Othello’nun trajedisinde, kıskançlık, bireyin kendi benlik algısını bir başkasının varlığı üzerinden tanımlama eğiliminden doğar. Bu bağlamda, ayna evresi kavramı, bireyin benlik algısının bir yansıma yoluyla şekillendiği bir süreç olarak ele alınabilir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Batı Hayranlığının Psikodinamiği Mi ? : Türkiye Üzerine Psikanalitik Bir Bakış

Türkiye gibi Doğu ve Batı medeniyetlerinin kesişim noktasında yer alan toplumlarda, Batı’ya yönelik algı karmaşık bir yelpazede seyreder: yer yer hayranlık, yer yer eleştiri, yer yer de tam bir karşıtlık… Ancak Batı hayranlığı, özellikle Tanzimat’tan bu yana modernleşme ve çağdaşlaşma çabalarının önemli bir dinamikini oluşturmuştur. Peki, bu hayranlığın psikodinamik kökenleri neler olabilir? Freud’un

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bihruz Bey ve Postmodern Anti-Kahramanlar: Kimlik Krizi Üzerine Bir Karşılaştırma

Recaizade Mahmud Ekrem’in Araba Sevdası adlı eserindeki Bihruz Bey’in Batı taklitçiliği ve kimlik bunalımı, Edward Said’in Oryantalizm kavramı üzerinden incelendiğinde, Osmanlı modernleşme sürecinin çelişkili doğasına dair derin bir eleştiri sunar. Bihruz’un kişiliğinde somutlaşan bu çelişkiler, Hakan Günday’ın Kinyas ve Kayra romanındaki postmodern anti-kahramanların kimlik krizleriyle paralellikler taşır. Her iki eser

OKUMAK İÇİN TIKLA