Yasalar Adil mi, Yoksa Bir Yanılsama mı?

Hiç “yasalar hepimiz için eşittir” lafını duyup da içten içe gülümsemedin mi? Hani, trafik cezası yiyenle dev şirketlerin vergi borcunu affettirenlerin aynı kefeye konulduğu o meşhur adalet hikâyesi.

Amerikalı psikolog Dennis R. Fox yıllar önce tam da bunu tartışmış: Yasaya olan inancımız, aslında büyük bir yanılsama olabilir mi? Ona göre biz, bazen kendi çıkarımıza aykırı şeylere inanırız ve bu inanç, sistemin çarklarını dönüştürmek yerine yağlamaya yarar. İşte bu hâle “false consciousness” — yanılsamalı bilinç deniyor.


“Usul Yerindeyse, Adalet de Vardır” Masalı

Hukuk dünyasında sık sık duyduğumuz bir şey var: Eğer prosedür doğru işlediyse sonuç da doğrudur.
Ama gerçek hayatta işler öyle olmuyor. Usul tam, kural eksiksiz, kağıt üzerinde her şey mükemmel… fakat ortaya çıkan sonuç bazen içler acısı.

Fox diyor ki: “Yasanın prosedür takıntısı, aslında adaletsizlikleri maskeleyen bir perde.”


Hukukun Eşitlik Vaadi: İllüzyon Show

“Kural önünde herkes eşittir.”
Evet, kulağa şahane geliyor. Ama gerçekten öyle mi?

Bir işçinin hak talebi ile milyar dolarlık bir şirketin lobisi aynı güçte mi? Bir genç ile bir politikacının mahkeme salonundaki sesi aynı yankıyı mı buluyor? Tabii ki hayır.

Yine de çoğumuz, bu eşitlik masalına inanarak rahatlıyoruz. Çünkü “herkes eşittir” inancı, içimizi ferahlatıyor. Ama gerçekliği gizleyen şey, tam da bu ferahlık.


İçselleştirilmiş Kabullenmişlik: “Zaten Değişmez”

Hukuk söz konusu olduğunda sık duyduğumuz bir başka yanılsama:
“Böyle gelmiş, böyle gider.”
“Biz kim, sistemi değiştirmek kim?”

Bu düşünce tarzı, aslında sistemin en büyük sigortası. Çünkü insanlar değişim ihtimalini düşünmeden yaşayınca, mevcut düzen olduğu gibi devam ediyor.

Fox bunu, yanılsamalı bilincin en büyük tuzağı olarak görüyor: “Kaldıramayız” diye düşündüğümüzde, aslında daha denemeden kaybetmiş oluyoruz.”


Peki Ne Yapmalı?

Fox’un makalesi yıllar önce yazılmış olsa da bugün daha güncel:

  • Sosyal medya, adaletsizlikleri her gün gözümüze sokuyor.
  • İnsanlar artık “Yasa geçerli mi?” değil, “Kimin için geçerli?” diye soruyor.
  • Toplumsal hareketler, bu yanılsamaları çatır çatır ifşa ediyor.

O hâlde yapılacak şey belli: Meşruiyeti sorgulamaktan korkmamak.
“Yasa adildir” denildiğinde hemen ikna olmak yerine, şunu sormalıyız:
Bu yasa kimin için adil? Kimin çıkarını koruyor? Kimi susturuyor?


Son Söz

Hukuk bazen sadece kurallar bütünü değildir; aynı zamanda bir inanç sistemidir. Eğer biz bu inancı sorgulamadan kabul edersek, sistem hep kazanan tarafta olur.

Belki de artık “adil” olduğuna inanmak yerine, adil olmayanı ifşa etmeye başlamamız gerekiyor. Çünkü yanılgıyı sürdürmek kolay, ama gerçeği görmek — işte o gerçekten devrimci bir eylem.


👉 Sence biz hâlâ bu yanılsamanın içinde miyiz? Yorumlarda tartışalım.

Makalenin tamamını okumak isterseniz ;

https://www.dennisfox.net/papers/false.html